umarım beğenirsiniz olumlu olumsuz yorumlarınızı bekliyorumm canlarımm HİKAYE Bakışlarımı ondan alamıyordum. Beni ona çeken bir şeyler vardı ama 3 aydır çözememiştim. Birden bakışlarını bana çevirmiş gözlerimiz buluşmuştu. Bakışlarımı kaçırmak yerine gözlerinin içine bakmaya deva ettim. Kaşlarını çatmış karşısında ona hararetle bir şeyler anlatan kıza geri dönmüştü. Derin bir nefes almış ve yanımda oturan minaya bakmıştım. Mn: sizin aranızda ne var hala çözemedim. Hiçbir şey yoktu ama aramızda en ufak bir şey olmasını çok isteğimi fark ettim. Ona aşık değildim ondan hoşlandığımı da sanmıyordum ama onda bir şey vardı. Her okula geldiğimde gözlerim onu arıyor belki görürüm diye sınıfının önünden geçiyordum ve biz her seferinde göz göze geliyorduk. Mina babasının avukat olduğunu ve yüksek meblağlarda maaş aldığını söylemişti ama neden hep aynı kıyafetle okula geldiğini anlamamıştım. Bu sene okula yeni gelmişti ve ben geldiğinden beri gözümü ondan alamıyordum. y/n: aramızda hiçbir şey yok yeterince belli değil mi? Önümdeki tostu yemeğe devam etmiş adının taehyung olduğunu mina sayesinde öğrendiğim çocuk hakkındaki düşüncelerimi bir süreliğine kenara kaldırmıştım. Mn: durmadan gözlerinde onu tecavüz ettiğin için yeterince belli olmuyor. Derin nefes almış ayağa kalkmıştım. Demek ki bu öğlen bana huzur yoktu. y/n: afiyet olsun. Mina gözlerini devirmiş kahvesini yudumlamaya devam etmişti. Yemekhanenin kapısına ilerlerken tekrar taeyle göz göze gelmiştik. Ben ne kadar ona bakıyorsam onu da bana bakarken yakalıyordum. Her sabah ve akşam bir yere kadar onunla aynı yoldan gidiyorduk ve sayısız bana bakarken yakalamıştım. Yemekhaneden çıkmış 12lerin katına ilerlemiştim. Sınav senemdi ve ben ne kadar derse odaklanmaya çalışsam da bir süre sonra kahverengi gözleri zihnimde canlanıyordu. Sıramdan çantamı almış kütüphaneye adımlamıştım. Ders boştu ve benim okulda olan sınırlı boş vaktimi değerlendirmem gerekiyordu. Sadece 2 3 kişinin olduğu kütüphaneye girmiş sessizce bir masaya oturmuştum. TAEDEN Kütüphaneye girmiş etrafıma bakınmıştım. Buraya geldiğini sanıyordum fakat hala onu görememiştim. Kütüphanenin içinde ilerlemiştim ve tam vazgeçeceğim anda köşedeki bir masaya oturduğunu gördüm. Çok uzakta olmayan bir masaya oturmuş ve elime gelen herhangi bir kitabı açmıştım. Tabi ki okuyacağım yoktu. Sadece onu izlemek için gelmiştim. Son 3 gündür saçma sapan bir eğlence haline gelmişti. Uzun saçlarını kulağının arkasına atışını çözemediği bir soru yüzünden kaşlarını çatışını bir süre sonra sıkılıp kafasının ellerinin arasına alışını izliyordum. Bana bakışlarını çok kez yakalamıştım ve onda beni kendine çeken bir şey vardı. Zengindi ve bunu her gün farklı bir kıyafet giymesinden özenle manikürlenmiş tırnaklarından ve bakımlı saçlarından anlayabiliyordum. Prenses gibi yetiştirilmiş bu kızda ne vardı hala çözememiştim. Derin bir nefes vermiş ve sinirle kalemini fırlatmıştı. Etrafına bakınmaya başladğında gözlerimi açtığım kitabın sayfalarına çevirmiştim. Bir süre öyle kaldıktan sonra bakışlarımı tekrar ona çevirdiğimde göz göze gelmiştik son 3 ayda olduğu gibi. Gözleri bir süre gözlerimde dolaşmış ve okuduğum kitaba kaymıştı. Kaşlarını çatmış gözlerini tekrar gözlerime çıkarıp önündeki test kitabına dönmüştü. Uzakta da olsam dudaklarının kıvrıldığını görmüştüm. Onu neyin bu kadar neşelendirdiğini merak etmiş ve okuduğum kitabın kapağına bakmıştım. Aşk ve gurur mu? Sinirle nefes vermiş çantamı da alıp kütüphaneden çıkmıştım. Y/NDEN Onun gibi birinin romantik kitap okuduğuna inanamıyordum. Ben kendi kendime gülerken göz ucuyla kütüphaneden çıktığını görmüştüm. Hızla eşyalarımı toplamış peşinden koşar adımlarla gitmiştim. Saçma sapan bir cesaret damarlarımda akarken görüş açıma girmesiyle daha da hızlanmış kolundan tutmuştum. TAEDEN Bir elin kolumu tutmasıyla durmuş arkamı dönmüştüm. Onu görmek aklıma gelen en son şeydi. Nefes nefese kalmış ve boncuk gözleriyle ruhumun derinliklerine bakıyordu. y/n: kitabını unuttun Kapağında aşk ve gurur yazan kitabı bana uzatmış ve gülümsemişti. Kaşlarımı istemsizce çatmış bana uzattığı kitabı ona doğru ittirmiştim. Tae: sevmedim senin olsun. Elim ayağım birbirine dolanmış tekrar arkamı dönmüştüm. Yürümeye devam ediyordum ki o da yanımda yürümeye başlamıştı. y/n: teşekkür ederim bu arada adım y/n Elini bana uzatmış kendimi tanıtmamı istercesine gözlerime bakmıştı. Sonlara doğru sesi hafif titremişti. Uzun süredir bakıştığım bu kız parlayan gözleriyle gözlerimin içine bakarken onda bir şeylerin yanlış olduğunu hissetmiştim. Uzattığı elini hafifçe sıkmış elinin yumuşaklığını düşünmemeye çalışmıştım. Tae: kim taehyung. Söyleyecek bir şey yoktu. Aramızda ölüm sessizliği oluşmuştu ama garip bir şekilde beni rahatsız etmiyordu. Bir yere kadar beraber gideceğimizi biliyordum ve yollarımız ayrılana kadar sessizce küçük vücuduyla yanımda yürümeye devam etti. Y/N DEN Kalbimin sesini umarım duymuyordur. Neden bu kadar heyecanlanmıştım en ufak bir fikrim yok. Bu saçma cesaretim başıma bela olacaktı. O kadar garip bir sessizlik içindeydik ki bir an bu sessizliği garipsemesinden korktum. Yollarımız ayrılacağı zaman yüzüme garip bir gülümseme yerleştirdim. TAEDEN y/n: görüşürüz Gördüğüm en güzel gülümsemeyi sunmuş elini sallamıştı. Gözlerimi kırpıştırmış ve ne yapmam gerektiğini bir süre düşünmüştüm. Kendine gel taehyung. El salla gitsin işte abartıma. Onun bana yaptığı gibi el sallamış ve hızla oradan uzaklaşmıştım. Kesin garipsemişti. Aramızda ki bu saçma diyolog hiç yaşanmamış gibi küçük karavanıma bana ait tek mekana doğru adımlamıştım. Y/N DEN Uğursuz evin kapısında durmuş içeride bağırışların son bulmasını umuyordum. Kocaman malikanenin önünde bir elim kapı kolunda öylece kalmıştım. Sesler birazcık azaldığında yavaşça kapıyı açmış o adamın beni görmemesini umarak merdivenlere yönelmiştim. B: babana merhaba demicek misin güzel kızım? Çatallı sesini duymuş korkuyla arkamı dönmüştüm. Uğursuz adam arkasında ağlayan annemle öylece bana bakıyordu. Kalbime hançer saplanmıştı. B: bu ne cüret y/n? Burayı otel mi sanıyorsun. y/n: merhaba baba Tırnaklarımı avucuma batırmış insanlıktan eser olmayan gözlerine bakmıştım. Anneme yıllarca yalvardım. Babamı polise şikayet etmesi için beni ve çocukluğumu bu adamadan koruması için. Ama beni hiç dinlemedi ve dinlememeye devam ediyor. B: sana da merhaba y/n. Şimdi odana çık bugün seni görmek istemiyorum. Hızla arkamı dönmüş odama adımlamıştım. Büyük lüks eşyalarla dolu odam beni mutlu etmeye yetmiyordu hiçbir zaman yetmediği gibi. nasılll??? DEVAM EDECEK