Roma'yı sinemada koca salonda tek başıma izledim, 1.5 saat perdeye kitlenmiş bir şekilde izlerken ""spoiler alert"" öğrencilere saldırı olduğu sahnede kanım dondu, o şokun üzerine doğum sahnesi geldiğinde ağladım. 3 haftadır övüyorsunuz diye zılgıt çeken arkadaşları anlamıyorum böyle bir şaheser her konusu geçtiğinde övülmeyi hakediyor. Bu arada Antalyada popcorncu sinema zinciri de dahil olmak üzere halk-öğrenci günleri ve belirli kampanyaları var. Sabah ilk seansa gidip 8 tlye kocaman salonda tek başıma film izliyorum param yok diye ağlayacağınıza fırsatları takip edebilirsiniz.
@OyuncuMert15 жыл бұрын
Kelebekler'i İzmir büyükşehir belediyesi fuara açık hava perdesi kurup ücretsiz gösterdi. Bütün halk olarak gidip izledik ve filmin sonunda yönetmen ve bazı oyuncular da oradaydı onlarla soru-cevap etkinliği yaptık. O kadar iyiydi ki gerçekten bu şehri seviyorum ya.
@burakturkekul5 жыл бұрын
İzmir göt gibi şeh.. pardon köy ^^
@sjsjsjsj16945 жыл бұрын
ne zamandı bu ya ;_;
@OyuncuMert15 жыл бұрын
@@burakturkekul bazen hak veriyorum. Bucada yaşayan bi insan olarak özellikle. İstanbulla arasında çağ farkı var ama bazı konulara bakış açıları ve yaşam tarzları güzel.
@OyuncuMert15 жыл бұрын
@@sjsjsjsj1694 Aylar oluyo baya. Daha film yeni sayılırken yapmışlardı.
@ardanazl51405 жыл бұрын
6altı ,Yatay Bakış ,Hesoyam sayesinde kültürümüz artıyo elinize sağlık
@Aras28ve915 жыл бұрын
Can merhabalar özellikle bu programda konuştuğunuz altı dolu filmler için teşekkür ederim.Ben de bir yönetmenim youtube'da bu işler nasıl dönüyor diye 2 yıldır araştırıyorum normalde sen de alıştığımız ana akım sinema üzerinde durmanı bir nebze azaltman ve bağımsız sinema ürünlerine de yer vermen çok önemli çünkü o filmler kolay çekilmiyor,filmi çekmesinden post prodüksiyonuna bir şekilde hallediliyor da vizyona sokmak inan çok zor 10 salon verirlerse öpüp başımıza koyuyoruz.İşte bu yüzden senin gibi genç kitlelerin takip ettiği kişilerin bu filmler hakkında bir şeyler duyması çok önemli.Umarım bu konudaki tutumun aynen devam eder.İyi çalışmalar.
@gasparnoe78103 жыл бұрын
23:52 Kelebekler
5 жыл бұрын
-öncelikle sizin izlediğinizi düşündüğüm ama arkadaşlara öneri olsun dediğim filmler: Primer(Shane Carruth) Enemy(Denis Villeneuve) Being John Malkovich(Spike Jonze) -Diğer önerim iskandinav sinemasından "Blind(Eskil Vogt)", insana tuhaf duygular hissettiren, düşündüren, empati yaptıran, aynı anda hem karmaşık hem de yalın olabilen bir film. -Holy Motors (Leos Carax): neredeyse her bölümü tartışmaya açık ve sembolik olduğundan biraz zor bir film, fakat buna rağmen herkesin izlemekten keyif alacağını düşünüyorum, görsel anlamda mükemmel sahneler var. -The One I love (Charlie Mcdowell): İlişkiler üzerine yapılan ve insanı bu konuda farklı düşüncelere sürükleyen az film var o yüzden seçtim, tüketmesi diğerlerine göre daha kolay. -True Story (Rupert Goold): Mükemmel diyaloglar üzerine kurulu bir film, başrol oyuncularını görünce ne alaka diyebilirsiniz, demeyin. -Kaç Para Kaç (Reha Erdem): En sevdiğim yerli filmlerden, müthiş bir psikolojik drama
@irfanasknklc29075 жыл бұрын
Pintipanda ve Tancan Fümenin atıştığı Hesoyatay ne zaman geliyor ?
@JJJordannn-72 жыл бұрын
Steven Spielberg 10:00 Trans 20:00 Türk Film 30:00 Nuri Bilge Ceylan 40:00 Film 50:00 Cold war 1:00:00 Reklam 1:10:00 Kadin hakları 1:20:00 Farklı reklam 1:30:00 Telefon ve reklam 1:40:00
@deniz35deniz5 жыл бұрын
Böyle hayvan gibi iyi içerik var ve benim yeni haberim oluyo ortalama 1 buçuk saatten 20 video beni bekliyo. Yaşadığım mutluluğu size anlatamam.
@buyucukbuyu89015 жыл бұрын
Kelebekler 23:50 de başlıyor
@megilar17545 жыл бұрын
Geç oldu yazmak için ama olsun. Oscarda ödüller sizinde bildiğiniz gibi hak edilene verilmiyor.Bence The Witcher 3'ede ödül verilmeliydi. (Kalp için teşekkürler ^_^)
@hamitkaraklck60335 жыл бұрын
Can Sungur'un söz ettiği Alman-Japon ortak yapımı filmin adı Kirschblüten - Hanami (Cherry Blossoms, Kiraz Çiçekleri, 2008)'dir. İyi seyirler. :)
@epiklorenzo5 жыл бұрын
Hamit Karakılçık allah razı olsun
@yurkenowl5 жыл бұрын
Film tavsiyem Mandalina Bahçesi Estonya -Gürcistan ortak yapımı gürcü çeçen savaşının geçtiği dönemde herkesin terk ettiği bir köyde mandalina bahçesiyle geçinen iki amcamızın yaralı iki asker bulmasıyla başlıyor.Savaşın gerçek yüzünü gösteren bu film yaralı iki askerin bir birine düşman oluşunu ve bu fikrin ne kadar aptalca olduğunu bize üzücü bir şekilde nakış nakış işleyerek gösteriyor .Bu film bana bir ırka duyulan nefretin ve savaş çığırtkanlığı yapmamın aptalca bir şey olduğunu tokat ata ata göstermişti.Genç arkadaşlar kesinlikle izlemeli.Siyasi çekişmeler uğruna savaşlarda kimlerin ne uğruna öldüğüne şahit olacaklar
@furkanerkan73895 жыл бұрын
Yalnız Shoplifters'daki plaj sahnesinde o kutudan bir yaprak sarması, börülce çıkmadığı eksikti o kadar yakın hissettim kendimize özellikle o bölümü :)
@furkanerkan73895 жыл бұрын
Kesinlikle Sound Editing'i Roma almalıydı ben sinemada izlerken o musluğun sesi, dışarıda konuşan insanların sesi o kadar etkileyiciydi ki arada bir psikolojik olarak arkaya dönme ihtiyacı hissediyorsunuz. Ve Tancan abiye de katılıyorum sound editing son birkaç senedir benim bildiğim şovenist aksiyon filmlerine veriliyor. ( Dunkirk ve Mad Max: Fury road gibi istisnaları saymazsak American Sniper, Zero Dark Thirty, The Hurt Locker vs. )
5 жыл бұрын
Dürüstçe söylemem gerekirse geek bir insan değilim pek, anlattığınız çoğu filmi izlemememe rağmen keyifle izliyorum programı, aradan üç beş bişi kapsam yeter muhabbetiniz çok keyifli, Tancan abi ile uyumunuz muazzam tat katıyor programa ağzınıza yüreğinize sağlık. Son eklemek istediğim arada kadının ve engelli bireylerin toplumdan uzaklaştırılmak istenmesine değindiniz, engelli bir ablam var ve onunla dışarı çıkınca insanların size bazen garip ve acıyarak bakması, kimisinin ya bunlar ne diye dışarı da evinizde oturun hali tavırlarını çok yaşadık, sadece biraz empati yaparsak toplum olarak herşey çok daha güzel olacak ülkemiz için.
@tunahandoruk5 жыл бұрын
Tolga Karaçelik filmografisinde sevenlerinin favorisi genelde sarmaşık filmidir. Ben de kelebekçiyim ama sarmaşık da çok enteresan ve iyi bir film. En kısa zamanda izlemeni tavsiye ederim Cs. Bu senenin yabancı filmlerinden Burning ve Capernaumu da izlemediniz. Bunlar hakkındaki görüşlerinizi de çok merak ediyorum. Özellikle burning kesinlikle kaçırmamanız gereken bir film. Hatta baş yapıt olarak anılabilir ilerki senelerde. Hayatta bazen kötü bir başlangıç yaptığımız için çok harika deneyimleri gözden kaçırabiliyoruz. Cs için NBC filmleri de öyle olmuş galiba. Bunca zamandır seni takip eden insanlar olarak az çok zevkini öğrendik artık Cs ve Nbc’nin özellikle son 3 filmine hayran kalmama ihtimalin olduğunu düşünmüyorum. BZA ve Kış uykusu zaten birer başyapıt. Ahlat ağacını bazı eksikleri olsa da ki bu eksiklikler de NBC standardında eksiklik yoksa Türk sineması standardında hâlâ mükemmel. Özellikle senaryo ve oyunculuklarda. Kesinlikle en yakın zamanda bu 3 filmi izleyip yorumlamanızı dört gözle bekliyorum. Demin dediğim gibi cs artık senin film zevkini öğrendik ve Cold war’u sevmeyeceğini baştan biliyordum ama bunun tek sebebi 2 karakterin de rasyonel olmamaları. Ben de çok rasyonel biriyimdir ancak bir filmi değerlendirirken ki beklentim karakterlerin rasyonel olması değil tabiki. Öyle olursa daha çok yakalıyor tabi ama çoğu filmde de karakterler rasyonel değildir ve çevremizde de böyle insanlarla karşılaşabiliyoruz. Hayatta kararlarını alırken mantığı sıfıra indiren garip insanlar var hakkaten. Tamamen duygularıyla yaşayan ve bunların bedellerini ödeyen. Bu karakterler de öyle işte. Ama bu filmi incelerken bir kriter olmamalı. Filmi izlerken alınan zevk Bu yüzden azalmış olabilir ama filmi değerlendirmeyi bu zevk üzerine kurunca hakkaten o değerlendirme pleb değerlendirmesi oluyor. Zaten bu ihtimali de dile getirdin cs. Herhangi bir eleştiri değil bu sadece durum değerlendirmesi olarak söyledim. Yine harika bir yatay bakış bölümü olmuş ellerinize sağlık. Sayenizde artık bölümlerini heyecanla beklediğim favori bir programa sahip olmak beni çok tatmin ediyor. Bunun için size çok teşekkür ederim sevgili Cs ve Tancan 🌹
@tunahandoruk5 жыл бұрын
Buarada climax filmini zçsevip sevemeyeceğini önceden kestiremedim. Garpar Noe filmlerini izlediniz mi? Gaspar hakkındaki görüşlerinizi de merak ediyorum.
@cagataykasar27335 жыл бұрын
Abilerim yine çok güzel bir program olmuş, Yatay Bakış’ın diğer bölümlerinde olduğu gibi yine çok keyif aldım. Bu bölümde benim için bir güzellik oldu, şöyle ki siz Kelebekler filmi hakkında konuşurken aklıma bir anda Ahlat Ağacı filmi geldi ve sizlerin Ahlat Ağacı filmi hakkında yorumlarınızı dinlemeyi ve kendi çıkarımlarım ile gerek harmanlamak gerekse çarpıştırmak istedim. Aklımdan “Mail mi atsam? Yok, abi mail atmayayım insanlar orada konuşulan konular hakkında güzel yorumlar yapıyor o güzel maillerin arasına çer çöp doldurmayayım Ahlat Ağacı izler misiniz gibi sorularla” derken sevgili Tancan Abi “Bu kanalda Nuri Bilge Ceylan filmi de inceler miyiz?” dedi gözlerim fal taşı gibi açıldı. Ardından sevgili CS Ahlat Ağacı’nı izleyelim dediğinde o kadar mutlu oldum ki anlatamam. Her bölümü sonuna kadar izliyorum bazı yerlerde ise izlemek istediğim filmleri spoilerına kadar dinliyor ardından izleyip geliyorum ve bu aktivitenin bana inanılmaz olumlu dönüşü oluyor. Gerek üstüne yorum yaptığınız diziler, filmler, konular olsun gerek verdiğiniz tavsiyeler olsun gerek ise sizlerin yaşamınız boyunca elde ettiğiniz bakış açılarıyla yaptığınız yorumlar ve ben ve benim gibi genç arkadaşlarıma da bu bakış açılarını yansıttığınız için kendi adıma teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız sizleri tanıyor, dinliyor, az çok anlayabiliyor olmaktan çok mutluyum. Bir sonraki bölümü iple çekiyorum görüşmek üzere kendinize iyi bakın. Bu arada Osman’a da çok geçmiş olsun :)
@yigitefeidem2815 Жыл бұрын
kelebekler 23:53 shoplifters 41:17
@Barcn5 жыл бұрын
yine kaymak gibi muhabbet. dünyanın en kaliteli ve samimi talkshow programı #YatayBakış
@bircanburakuslu53615 жыл бұрын
Sevdiğim filmleri CS'nin de sevdiğini görünce "anlıyoz biz de olm bu işlerden ehere mehere" oluyorum. Bu arada "Sarmaşık" filmi de bence kendi tarzında Kelebekler kadar başarılı bir film ve bu filmde de bir Türk filmi izlermiş gibi olmamıştım. Sizin yorumlarınızı da duymayı çok isterim.
@m.emreak5 жыл бұрын
Sarmaşık>Kelebekler
@mesutaslantas16555 жыл бұрын
@@m.emreak lütfen bir filmi bir filmden üstün görüyorsanız bunun sebebini şayet zamanınız varsa anlatabilir misiniz?
@mesutaslantas16555 жыл бұрын
@@serkansefkatl296 haklısın (sen cümlelerce yaz al tek kelimelik cevap)
@ahmetselcukunal48375 жыл бұрын
Stalker konuşsanız bence çok güzel olur çünkü filmi çok güzel bulmama rağmen bazı noktalarında hala anlamadığım çok şey bulundurup insanı düşünmeye yöneltmesi ve Andrei Tarkovski 'yi bana tanıtmasından dolayı gönlümü çalmış kafamı da açmış bir filmdir.(Annihilation severlere şiddetle tavsiye ederim)
@vuducuvokvok84915 жыл бұрын
THE SEVENTH SEAL (1957) Bu film çok bilindik mi bilmiyorum öyleyse umarımda da değil benim inanılmaz kafamı açmıştı kafatasımdan içeri nufus etti adeta
@YusufPiskin5 жыл бұрын
Çok efsane bir Bergman filmidir. Dvd si en kıymetli hazinelerimden
@backinblack6945 жыл бұрын
Kuşkusuz en iyi Shakespeare uyarlaması ve en sevdiğim filmlerden biri olan Ran (1985)'ı ve akabinde Kurosawa sinemasını konuşursanız çok makbule geçer.Belli mi olur belki konu buradan Kobayashi,Mizoguchi,Ozu'ya kadar uzar gider.
@timurtopal5 жыл бұрын
Tancan Reis çok güzel konuşuyorsunuz ağzınıza sağlık da 41:46'da neyi beğenmedin ben anlamadım. "Arakçılar" bence filmin içeriğiyle de İngilizce adıyla da gayet uyumlu. Oldukça iyi bir sözcük seçimi.
@Necrasanti5 жыл бұрын
the man from earth - hiç böyle düşünmemiştim. tek sahne çekim ve akıcı diyaloglar gayet hoşuma gitti ve yapılınca iyi yapılıyormuş. üstüne kendi kendime dahi tartışmama neden oldu. burada da konuştuğunuz gibi film bitti ama bende anı olarak kaldı ve "ee nolacak şimdi? ikincisi gelecek mi?, gelse kötü olur, şimdi sıçarlar içine, tadımız kaçar" gibi yorumlarla aklımdaki ikinci film fikrini yok ettim. şunu da söylemek istiyorum çok film tükettim yıllar boyu ardından hala daha izlemediğim böylesine bi filmin karşıma çıkması da bu derece yüksek dozda etkilenmeme neden olduğunu düşünüyorum, çünkü film izle izle bitti ee ne izlicez? marvel filmleri geldi sonra ortalık süper kahraman doldu ve ben marvel, dc vs. çizgi romanda hiç yokum, ilgimi çekmiyor ve sadece yemek yerken yanda oynasın he eğlenceliymiş diyerek izledim. bu bendeki film algısını da köreltti ve zamanında izlediğim kaliteli filmleri de hiç etti. bir dönem film demek ki böyle bir şeymiş; eğlencelik, çerezlik, mısır yerken izle kıvamında bir şeymiş oldum.(dipnot: bruce wills'in oynadığı bi filmde 40 dk.lık bir diyalog sahnesi vardı(belki daha uzun bilmiyorum) 10. dk.'da uyuya kalmıştım ve uyandığımda hala konuşuyordu ve bruce wills aynı yerindeydi. tek sahne çekeceğim derken tek masada çekmiş. bu film yıllarca yer imlerimde kayıtlı kalmasına neden olan bi filmdi, kendisine "teşekkür ederim".)
@leventsolim66045 жыл бұрын
“The Man from Earth” bilindik bir film aslında ama yine de belli olmaz yazayim, kafamı açmıştı
@egemendax5 жыл бұрын
Konuştular onu dostum
@SitemliKubrick4 жыл бұрын
@@egemendax ne zaman konuştular
@SitemliKubrick4 жыл бұрын
@@egemendax bize öyle bir bilgi verilmedi
@murathoran1615 жыл бұрын
eternity and a day...hayatının sonuna gelmiş bir adam ile hayatının daha en başında olan bir çocuğun hikayesini bir günde bu kadar başarılı anlatması..göçmenlik sorunu,savaş, hayal ile gerçeğin birbirine karışması,aşk, arkadaşlık ve arka fonda bir ülkenin belli bir döneminin tarihini bu kadar başarılı anlatmasından ötürü..ayrıca filmin müzikleri özellikle ana tema insanın günlerce aklından gitmiyor..
@dogancankoyuncu62365 жыл бұрын
CS, şu bölümleri podcast formatında yüklesen sağa sola tadından yenmez aslında. Yapar mısın bunu? Yap lütfen. Seni seviyorum.
@csnaber5 жыл бұрын
No
@batuhanayhan-oyun5 жыл бұрын
Yeterince popüler bir film ama fikrimi yazmak istedim.Eternal Sunshine of the Spotless Mind veya güzel türkçemizle Sil Baştan.Bu film beni Westworld'dede sorgulamamı sağlayan bizi biz olarak tanımlayan şeylerin ne olduğu , anılarımızı kaybedersek olduğumuzdan daha farklı bir kişi olup olmayacağımızı sorgulatan güzel bir eserdi.Aynı zamanda Westworld'de bu sorgu daha da ilerleyip anılarımızı bir robot'a verirsek o robot biz olur muyuz gibi değişik ve ilgimi çeken bir yöne kaymıştı.Bu arada yatay bakış için çok teşekkürler.Sinema Günlükleri bittiğinden beri kaliteli eser eleştirisi görmeyi bekleyen ben için ilaç gibi geliyor.Sevgiler :)
@kadirhanaltnoz78875 жыл бұрын
Die Welle işlediği konu bakımından fazlasıyla değişik bir film. İnsanların eline güç geçtiğinde nasıl değişebileceklerini iyi anlatıyor.
@gamzearmagan19315 жыл бұрын
Let The Right One In filminden sonra What We Do In Shadows izlemenizi isterim. Taika Waititi yönetmenliğinde 2014 yapımı Yeni Zellanda filmi. Mockumentary türünde 3 ev arkadaşı vampirin gündelik yaşantısını konu alıyor. Premierini Sundance'te yapmıştı. Bu arada Alfonso Cuarón Harry Poter Prisoner of Azkaban'ı yönetmişti, seri art arada izlendiğinde kalite bu filmde peak yapıyor gerçekten. Reklamcılık muhabbetleri de ayrı bir güzel belirtmek isterim. Her bölümü keyifle takip ediyorum, selamlar.
@ata42695 жыл бұрын
İzlediyseniz veya merakınız varsa studio ghibli filmlerini de konuşmanızı isterim bu programda. Güzel ve küçük hikayeler övdünüz bu bölümde ve studio ghibli filmlerinde bol bol var bu olay.
@cccaaannn31625 жыл бұрын
Abilerim merhaba, katlanabilir telefon şu anda çok pahalı ve işe yaramaz duruyor ama zamanında samsung note serisini ilk çkardığında bunu kim kullanır cebe sığmıyor denmişti yada ipad de hemen mükemmel bir cihaz olarak kabul görmedi ama ikisi de onlardan sonra gelen cihazlara çok fazla etkide bulundu yani belki bu mükemmel hali olmayabilir ama biri bunu denemezse sonrasında gelecekleri göremeyiz. İnsanların büyük çoğunluğu artık youtube ve twitch gibi platformlardaki içerikleri artık mobil cihazlardan izliyor, uygun fiyatlı olursa ekranı istenildiğinde tablet kadar olan bir telefon bu kullanıcı kitlesi tarafndan tercih edilebilir.
@nurtenkanat3765 жыл бұрын
İmagine (Hayallerin Ötesinde) : Filmi çok beğenmiştim. Sebepleri:1-) Filmin sesi çok başarılı 2-)Evde izlemiştim ama hiç dikkatim dağılmadan pür konsantre izlediğim nadir filmlerdendi 3-) Karakterlere acımadım vah vah zavallılar demedim dedirtmiyor işte film bu çok güzel ve ciddi anlamda empati kurmanızı sağlıyor.Empati kurabilmen için acımana gerek diyor bence film.Gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim.
@kankeskin5 жыл бұрын
About Time: sulu bir aşk hikayesi gibi gözükse de zamanda yolculuk ve aile temasını iyi anlattığını düşünüyorum. özellikle first man filmindeki aile temasına yakın bir ilişki bulabileceğinizi düşünüyorum. 99 francs: reklam piyasasını ve kapitalizmi çok güzel eleştiriyor. Nightcrawler: bir insanın bir şeyi yapmak istediğinde neleri göze alabileceğini hafif sayko bir şekilde anlatsa da kendi hayatımızda da bu tarz karar aşamalarına geldiğimiz zamanlar oluyor :) Hotaru no haka, 28 Days Later...: bu son iki film, survive etmek isteyen iki farklı kişinin değişimini aynı eksen çerçevesinde anlatıyor. zordurumda kaldığında sevdiğini korumak için yine neleri göze alabileceğini görmek etkileyici. özellikle ilk filmde final haftasına denk geldi heralde yüklenmişim duygusal olarak beni çok etkiledi. tek çocuk olsam da, abi kardeş hikayesini bana çok iyi empati kurabileceğim bir seviye de anlattı.
@JohnDoe-yt6bb5 жыл бұрын
Eğer izlemediyseniz Synecdoche, New York izlemenizi tavsiye ederim. Philip Seymour Hoffman'ın intihara giden sürecine katkısı olduğunu düşünüyorum filmdeki mindfuckın. Filmden herkesin kendine göre çıkarımlar yapması olası fakat bana göre filmin konusu Decart'ın bu hayatın aslında bir başkasının rüyası olduğu tezinin üstüne dayanıyor. Bunlar dışında spoiler vermeden film bir author film dolayısıyla yönetmen istediklerini gerçekleştirmiş denebilir fakat Charlie Kaufman daha önce Being John Malkovich ve Eternal Sunshine of the Spotless Mind gibi filmlerin senaristi olsa da ilk yönetmenliği o yüzden biraz da amatörlük var denebilir. Kafa açmak ve üzerine konuşmak için mükemmel bir film diyebilirim.
@TemmuzEylemErat5 жыл бұрын
Merhaba, gelecek haftaki program için yorum isteğiniz üzerine ben de bir katkıda bulunmaya çalışayım dedim; 2018 yılı içerisinde izlediğim en güzel filmlerden biri Anons filmiydi. Film Talat Aydemir'in 1963 yılında gerçekleşen başarısız darbe girişimi esnasında İstanbul'da anons yapma görevindeki 4 askerin kısa macerasını ve başarısız olma süreçlerini anlatıyor. Film renklerin mükemmel kullanıldığı, sanat yönetimine çok değer verilen bir filmdi ve bunun yanında son yıllarda izlediğim en güzel durum komedisiydi. Filmin anlattığı konunun yerelliği ve gündemdeki hassasiyet nedeniyle esprilerin abartılmaması yerinde bir mizah yaratmış ve filmde hiç espri olmamasına rağmen defalarca bize kahkaha attırıyor. Bu filmin gişesi en son 10 bin civarındaydı ve neredeyse hiç izlenmedi. Hem genel olarak komedi filmleri, hem güncel ve kalitesiz Türk komedileri birlikte ele alınarak bu filmin hem kalitesi hem komikliği hem de görmediği deper üzerinden bir konu açılabilir diye düşünüyorum. Umarım filmi izlersiniz ve hem sanat, hem oyunculuklar hem de senaryosu üzerine konuşursunuz, fikirlerinizi merak ediyorum ve bu filmin biraz daha gündeme gelmesini içtenlikle istiyorum. Yorumu okumaz veya gündeminize almazsanız da canınız sağolsun, Yatay Bakış introsundan içeriğine çok keyifli bir program, her hafta hevesle bekliyor, yakalarsam Twitch'te, yakalayamazsam gelir gelmez ilk fırsatta KZbin'da izliyorum. Emeğinize sağlık 🖖🏿
@hakanseker30675 жыл бұрын
Yahu izlerken gözümden yaş geliyor ve alkışlıyorum sizi deli gibi evin içinde efsanesiniz
@yiyemedimsaksuka15105 жыл бұрын
29:35 ağız tadıyla uzun uzun serkan keskin övmek isterseniz limonata'yı izlemelisiniz
@ciriowo5 жыл бұрын
14:00 kahkahayı bastım
@erayc.87635 жыл бұрын
00:00 "Yapıştır"
@hamitkaraklck60335 жыл бұрын
Aklıma "Kötü Kedi Şerafettin(2016)" filmi geldi. Türkiye'de yapılmış en iyi animasyonlardan biri.. Özellikle yapımdaki seslendirmeler çok keyifliydi. Bu film de bir bölümde konu edilse çok hoş olur. :)
@uuryasarr5 жыл бұрын
Shoplifters dan bahsettiği bölümü “shoplyfters” dan bahsetiyorlarmış gibi dinlesenize bir 🤔 çok tuhaf bir şekilde uyuyor 🤔
@chavoosh-5 жыл бұрын
Biraz ileri sardım bi baktım tancan abi kediyle konuşuyor 1:06:47
@evrim10725 жыл бұрын
Bence katlanan telefon şu anki haliyle işe yaramaz. ‘Açılınca tablet kadar olan’ değil, ‘katlanınca yarısı kadar yer kaplayan’ bir teknoloji daha mantıklı. Bir yandan olanı inceltiyorsun daraltıyorsun, giyilebilir teknoloji diyorsun, bir yandan ‘artık 2 katı kadar büyüyebiliyor’ diyorsun. Batarya hala 48 saat gitmiyor ne yapayım ben katlanan ekranı, ipad alır geçerim -ki katlanan telefonları geçtim hiç bir tablet iPad performansına ulaşamıyor katlansa ne yazar.
@ylmz9165 жыл бұрын
kapanışta "bey bir çay koyda içek" 8 mart göndermesi bekledim..
@furkanerkan73895 жыл бұрын
Benim önermek istediğim kafa açan filmler şöyle: (Mail de attım ama buradaki arkadaşların da faydalanmasını istedim) Talk Radio (1988): Oliver Stone'un filmlerinden. Tıpkı bizdeki Okan Bayülgen gibi bir radyocu, yerel bir kanalda epey ofansif, ağzı bozuk ve sert bir muhabbet programı yapıyor. Ratingleri artınca yerelden ulusala geçirmek istiyor ama o sırada da çok fazla tehdit alıyor falan filan. Bu film üzerinden çok iyi bir medya, kitle toplumu, popüler kültür hatta tüketim toplumu okumaları yapılabilir. Sidney Lumet'in Network ya da Dan Gilroy'un Nightcrawler'ına benzer bir konsepti ve eleştiriyi radyo üzerinden anlatıyor. Olay neredeyse tek mekan ve oyuncu üzerinden gerçekleşiyor ama inanılmaz bir film bence. Medyaya bağımlılık, kullanıcılarını sömürmesi üzerine harika filmlerden. Magnolia (1999): Birbirinden habersiz 10 farklı karakterin trajik hikayesini mercek altına alan bir film ve çok farklı bir anlatımı var. Üstelik Kelebekler'deki bir detaya da acayip benzeyen başka bir detay var fark edeceksindir. Sinemaya yakışan cinsten. Paul Thomas Anderson'ın filmi hatta en iyisi diyebilirim. Her (2013): Spike Jonze'un son filmi. Ben distopik bir aşk filmi olarak değerlendiriyorum. Joaquin Phoenix, İnsanların söyleyemediği güzel sözleri mektup gibi edebi bir şekilde yazan birini canlandırıyor. Bir gün bir işletim sistemi geliştiriliyor ve bu işletim sistemi insanlarla üst düzey bir şekilde iletişim kurabiliyoruz. Abimiz de buna aşık oluyor ve olaylar gelişiyor. Distopik yanınını insanların arasında yalnızlığıa bağlıyorum. Bütün iletişimimizi sosyal medya kanallarından ya da sanaldan gerçekleştirmemizin bir tık korkunç bir yansıması Her bence. Alphaville (1965): Jean- Luc Godard'ın bilimkurgu sinemasına yön veren bir filmi. Terry Gilliam'ın Brazil'ine bile ilham olmuştur. Konusu, özel bir dedektif olan 003 kod numaralı Lemmy Caution, özel bir görevler bütününü halletmek için başka bir gezegene, Ford galaksisinin başkenti Alphaville'e gönderilir. Burada öncelikle kayıp ajan Henry Dickson'ı arayacak, ardından Alphaville'in yaratıcısı Profesör Von Braun'u ele geçirecek, son olarak da Alphaville'i ve onu yöneten bilgisayar-insan Alpha 60'ı yok etmesi gerekecektir. Lemmy Caution, görevi sırasında baştan çıkarıcı bir kadın olan Natacha ile karşılaşır ve aşık olur. Ancak Ortada büyük bir sorun vardır: Natacha, Alpha 60'ı yaratan bilimadamının kızıdır... Distopyayı, bilimkurgu ve film-noir dediğimiz kara filmi çok iyi harmanlayan müthiş bir film. Ve güzel güzel de kafa açıyor bence.
@nesibenur48355 жыл бұрын
Temple Grandin in bir filmi vardı çok önceden televizyonda denk gelip izlemiştim yaşım da küçük olduğundan her şey çok garibime gitmişti. Biyografik bir film ama filme perspektif odalarla ilgi metotlar anlatılıyordu ondan sonra öyle bir araştırmıştım ki filmlerdeki perspektifleri kafam açılmıştı.Yüzüklerin efendisindeki o perspektif oda tasarımı gibiydi.
@MetalLordPivot5 жыл бұрын
Abiler film değil ama Inside No.9 isimli diziye bakmanızı tavsiye ederim çok zeki ve başarılı bir antoloji serisi olmuş. Çok anlatılabilecek bir konusu yok aslında tek diyebilceğim zekice kugulanmış bir kara mizah serisi. Genel manada türler üstünden (suç, gizem, korku, dram vb.) bir mizah çıkartırken vurucu finalleriyle bölümler, insanda hass*ktir ifadesi yaratıyor. Bakılmaya değer bir iş. Seviliyorsunuz.
@mustafasoyler13585 жыл бұрын
Sen ne diyondan sonra en sevdiğim program.. Hiç bitmesin
@alifarukakturk92105 жыл бұрын
Kafa açan filmlerden Enemy ve The Fountain bence aşırı iyi filmler. İzlerken kafam açıldı mı yandı mı bilmiyorum ama ikisini de birden fazla kez izledim. Enemy itunesda 2 lira zaten. Kesinlikle herkesin izlemesini önerdiğim 2 film.
@Calvera.5 жыл бұрын
2018 yapımı Searching isimli bir film 3-4 aydır sürekli gözüme ilişiyordu ancak fırsat bulup izleyememiştim. Düşük bütçeli çıtır çerez bir film olduğunu düşünerek bu güne kadar hep erteledim. Can sıkıntısının da etkisiyle bir bakayım bu neymiş diyerek açtım izledim. Bu kadar kısıtlı imkanla, bu kadar düşük bütçe (~1M$) ile de bir şeyler yapılabileceğini, montaj kurgunun bir film için ne kadar önemli olabileceğini anladım. Bu film bana bütçesiz filmlerin de güzel olabileceğini, anlatılacak şeyleri olan insanların yüz milyonlarca dolara ihtiyaç duymadan da kaliteli işler yapabileceğini öğretti. Sinematografiden çok değil ama 3-5 gram anlayan bir insan olarak bu filmi sanatsal bir başyapıt olarak adlandıramasam da olması gerektiği gibi, ince detaylar üzerine düşünülmüş, 'doğru' şekilde hazırlanmış bir film olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Belki düşük beklenti ile izlediğimden beni sarstı, bilmiyorum. Ama film günümüzdeki sosyal medya kullanımı, aile içi ilişkiler, arkadaşlıklar üzerine kafamda kıvılcımlar yarattı. Beni düşünmeye itti. Bunu yaparken de rahatsız etmedi. Dikkatimi dağıtmadı, canımı sıkmadı. Filmin yarısından fazlasında bir bilgisayarın ekranını izliyoruz ancak bu insanı boğan bir etken değil. Bunda da kurgunun payı çok büyük. Benzer yapıdaki filmlerin ne kadar bayık, kalitesiz olduğunu deneyimlemiş bir insan olarak bu tarz filmlere karşı sahip olduğum ön yargıyı bir nebze yıktı. İzlemenizi öneririm.
@oyunzaman86225 жыл бұрын
Abi Capernaum filmini de izler misiniz? Değerli yorumlarınızı merakla bekliyorum.
@pisqevit5 жыл бұрын
KONU DIŞI sinema dizi falan iyi güzel biraz da asya ekosisteminde olan değerli filimlerden de çok azda olsa bahsetseniz, iki saatin içinde 5 dakika falan.Sinemalara gelmiyor zaten ve hayata anlam katan sinemalar da var. Bu bölümde bir filmden bahsettiniz mesela çok hoş oldu .Artık filmlerde bir ruh, bir anlam, bir his arayan birisi olarak çoğu filimlerin 15-20 dakka sonra kapatıyorum tadım kaçıyor.Sonra kitaplıktan bir kitap alıp dalıyorum hikayelere ve hayallere . Bana buraya kadar katlandığınız için teşekkür ederim!
@kemaldenizkarabacak65775 жыл бұрын
The Fall. Hayattan vazgeçmiş bir insan küçük bir kız sayesinde nasıl tekrardan hayata bağlanır? Konusu kısaca bu. Lee Pace başrol (hobitteki elf gıral) ve yanında da Catinca Untaru küçük kız rolünde. Büyük olasılıkla filmi biliyorsunuzdur. Ama bu filmi ilk izlediğimde beni çok etkilemişti. Uzun uzun eleştiremedim ancak bu filmi de sizlerle paylaşmak istedim. Saygılar, sevgiler.
@fazl05685 жыл бұрын
Kelebekleri bende zamanında Next Level'de küçük bir salonda izlemiştim. Gördüğüm en nezih sinema ortamı bu filmde idi telefon ışığı,hışırtı sinemada izleme keyfini bozacak herhangi bir şey olmadı. Bunun bir tık iyisini kardeşlerimle gittiğim ve koca IMAX salonunda üç kişi izlediğimiz film deneyimiydi. Neyse tatlı tatlı filmimizi izleyip dağıldık kelebeklerde.Son kısımda da herkes aynı anda güldü anlaşmış gibi. Benim sinema zevkime yakın bir işti ama beş arkadaşımla gitsem bu ne lan bizi niye bu filme getirdin derdi. Ekonomi konusunda da Karaçelik çok zorlanmış evet yardım almadan falan çekmiş ekonomik olarak çok zora girdiğini kendisi söylemişti. Cold War'la ilgili söylediklerinizi de çok yüzeysel buldum.
@recepsalihklnc82755 жыл бұрын
1:14:40 abi kadının arkada tutulması hususunda genel olarak haklısınız da cenaze namazında da diğer namazlarda da erkeklerle kadınlar Yanyana saf tutamaz dine göre. Girişi iyi yaptınız da bunu da göz önünde bulundurmak lazım.
@csnaber5 жыл бұрын
Hangi ayette yazıyor beybim bu, sende Kur’an’ın daha farklı bir kopyası varsa gönder biz de okuyalım.
@recepsalihklnc82755 жыл бұрын
‘Namazda erkek saflarının en faziletlisi en önde olanı, fazileti en az olanı ise en arkada bulunanıdır. Kadın safların en faziletlisi ise en arkada kalanı, en az faziletlisi ise en önde olanıdır.’ hadisi var abicim. Ayet ben de bilmiyorum da sahih olduğu alimlerce kabul edilen bunun gibi hadisler var. Hanefi mezhebine göre mekruh sayılıyor 😄
@borabozdemir15155 жыл бұрын
@@recepsalihklnc8275 Kabe de oluyor ama kadın erkek aynı safta namaz senin dediğin hanefî mezhebinde olan bir olay , dine göre değil mezhebe göre demen daha uygun
@recepsalihklnc82755 жыл бұрын
Bora Bozdemir Kabe’de de aslında etrafında bölümlere ayrılma gibi bir mevzu var da çevresinde karışık kılınıyor. Ülkemizdeki Müslümanların da çok büyük çoğunluğu Hanefi mezhebine tabi olduğu için eleştirilmesi yine yanlış yere çıkıyor aşağı yukarı.
@murselyetim5 жыл бұрын
Katlanabilir telefonlar son yıllarda tel piyasasında ki en büyük İnovasyon ama denildiği gibi daha çok erken aşamada firmaların bunu sunmasının nedeni gövde gösterisidir ( nvidia'nın çıkardığı rtx gibi düşünün o da çok erken sürüldü).
@kaanaksoy56335 жыл бұрын
cannes'da da istemiyorlardı salonda gösterilmeyen filmleri, sinemanın ruhuna aykırı olduğu gerekçesiyle. hatta istemiyorlar değil direkt almıyorlar yarışmaya.
@arrow14535 жыл бұрын
Das Boot 1981. Oyunculuk muazzam, gerilim Hat safhada. Büyük ihtimal izlemişsinizdir ama yazayım dedim yine de.
@ozgurdegirmenci43355 жыл бұрын
The Favourite filmini izleyip çok beğendikten sonra yönetmeninin başka filmleri var mı diye araştırdım. The Lobster filmini bitirince karışık duygular hissettim. Özellikle The Favourite gibi açık uçlu bir son olması çok güzeldi. Bugün veya yarın The Killing of a Sacred Deer izlicem. Demek istediğim şu ki Yorgos Lanthimos çok iyi bir yöentmen ve filmleri de konuşulmayı hakediyor.
@dogancankoyuncu62365 жыл бұрын
''The Machinist'' isimli, 2004 yapımı ilginç bir film var. Brad Anderson'ın yönettiği ve Christian Bale'in başrolünü oynadığı psikolojik gerilim filmi. Renkler soluk, kullanılan mekanlar insanın içini daraltıyor. Sizin de üzerine konuştuğunuz Memento'ya bir kuple benziyor aslında. Bir seneden beri Insomnia sıkıntısı çeken bir karakterin etrafında geçen olayları nasıl algıladığı ve yorumladığı üzerine duruyor denilebilir kabaca. Aktarılan bir çok durumda açık kapı bırakan, izleyicinin yorumuyla anlamlanan bir film. Filmin zaman kurgusu lineer ilerlese de Insomia yaşayan bir insanın zaman anlayışını anlatmak için özel bir çaba sarf etmişler. Özellikle Chirstian Bale'in oyunculuğu karakterin iç muhakemesini izleyiciye çok güzel aktarmış. İlk izleyişimde pek bir şey algılayamasam da ikinci izleyişimde, dikkat etmediğim ve üzerinde durmadığım noktaları fark edince biraz daha beynim yandı. Eğer izlerseniz bir kaç kere izlemenizi tavsiye ederim. Bildiğim kadarıyla pek izlenmemiş, üzerine yorum yapılmamış bir film. Sabrina çizgi romanındaki o arada kalmışlık, boşluk ve bunalmışlık hissini aktarma biçimine benzer bir tat alabilirsiniz bu filmden. Çok güzel işler yapıyorsunuz. Teşekkürler.
@alperenaksel13685 жыл бұрын
Masaki Kobayashi'den Seppuku adlı filmi öneririm.Batıdaki ismi Hara-Kiri.Savaşçının onuru var mıdır üzerine güzel şeyler anlatan bir film.Samuray varmış izleyek burom diye açmıştım ve beni bayağı bir yanıltıp üzerine de filmlerin bir şeyler de anlatabileceği konusunda ikna etmişti.Yalnız biraz eski bir filmdi haberiniz olsun.
@kemaldemirel53345 жыл бұрын
darren aronofsky yi ünlü eden pi (1998) filmi bu filmdeki çünkü öncelikle filmde psikolojik analizler çok yerinde ve anlamlı dünyanın anlamını matematikle bulacağını ve buradaki en büyük yardımcının pi olacağı kanaatinde ve ve tüm ilgisini buna vermiş bir insanı izliyoruz bu şekilde düşünme ve keşif yolculuğunun aslında sağlıklı olmadığını da zaten max'in yaşadığı psikolojik atak sahnelerinde anlatılmış ve max burda icarusa benzetilmiş hatta filmde de söylüyor. (icarus güneşe uçmaya çalışırken kanatları yanan bir kuş) film ilerlerledikçe ve max evrenin sırlarnı çözmeye yakınlaştıkça yaşadığı sorunlar baskı daha da artıyor gene burada kuşun güneşe yaklaştıkça sıcaklığın artması alegorisi var son sahnede evrenin düzenin belirleyen sayının tamamen maxten akıl sağlığını alması ve maxin bu sayıyı unutmak için sol lobunu parçalaması da gene bu benzetmenin bir uzantısı.Ayrıca filmde sayıyı isteyen bazı insanlar ve bu grupların özellikleri var bu da bence sayı için bir bilim alegorisi içeriyor maxin amacı bilim yapmak fakat onu takip eden iki grup birisi materyalist dünya burada iş dünyası bilimi kar için kullanan ikicisi ise dindarlar bilimi tanrıya ulaşmada bir araç olarak görenler filmde anlıyoruz ki bu iki grup için de bilim yani sayı amaç değil araç ve ne kadar isteseler ve ellerinde insan gücü ve para olsa da ona yani (bilime) ulaşamıyorlar.Filmin diğer anlatısı bilim için uğraş yeni bir şeyler keşfetmek acıdır zordur streslidir buna da ancak ona araç olarak değil amaç olarak bakanların ulaşmasını sağlar ki bu bakış açısı tekrar tekrar kanıtlamıştır.Ayrıca bizim para yokki yav diye zırlayan yönetmenlerimize bu filmin sadece 60.000 dolara çekildiğini hatırlatmak isterim teşekkürler.
@SW1FTY9365 жыл бұрын
Bay cs : Resident Evil sende mi seviyorsun ? Tancan reyiz : Evet Bay cs : İlişkimizi gözden geçirmeliyiz tancan
@zifircan5 жыл бұрын
Ufuk açan filmlerden bahsedeceksek şahsım adına bu film; the Man from Earth'tür. Film sanatına bakış açımı genişletmiş, küçük bir odada kaliteli diyaloglarla muhteşem bir film ortaya konulabilir, bir film o zamana kadar sadece aksiyon ve fantastik filmlerden keyif alan izleyenine bile, hayatını ve değerlerini sorgulatabilir olgusunun kapılarını beynimin hiç kullanılmamış odalarına açmıştır. (O zamanlar 12 Angry Men filmini izlememiştim henüz.) Benim için bir eseri güzel yapanın romantik, ideolojik ya da epik fiziksel karşılaşmalar değil, bunların altında yatan fikirsel, mantıksal ve felsefi karşıtlıklar olduğunu anlamamı sağlamıştır. Dînî sorgulamalar yapan bi yaşıma da denk geldiğinden dolayı; 'ulan abartıyor muyuz acaba? ve inançlarımızdan neden bu kadar eminiz?' sorularıyla beni bambaşka süreçlere sürüklemiştir. Güç sizinle olsun.
@sinananayurt44755 жыл бұрын
Bi de Burning konuşun be sungur. Bu senenin en iyilerinden.
@Siyah000005 жыл бұрын
Cs panda olmuş,çok tatlı olmuş
@oguzcanekici28105 жыл бұрын
Ben anime tavsiye etmek istiyorum. Steins;Gate her ne kadar popüler olsada bunun üzerine bol bol konuşulabilir. Bence zaman yolculuğu konusunu en iyi işleyen görsel yapımdır ve bunun insan duyguları üzerinde yaratabileceği baskı çok iyi anlatılmıştır. Zaten tek sezonluk bir anime izlemeyenlere tavsiyemdir. Can sungur'un izleyip fikirlerini belirtmesini ve yatay bakış ta konuşulmasını çok isterim sevgiler saygılar.
@ibohimself5 жыл бұрын
10 Things i hate about you, izlediğim en tatlı en kendi halinde, en ruh ısıtan romantik komediydi. Heath Ladger ve bir sürü iyi oyuncu da ekstra. The Big Short - Ekonomi severler ve dünyada ne büyük çakallıklar döndüğünü öğrenmek isteyenler izlesin. Me and Earl and The Dying Girl - CS bunu ya çok seveceksin ya da ölesiye nefret edeceksin.
@mert419945 жыл бұрын
Biraz daha sakin bir gündem zamanında bi' The Guilty patlar mı ya? Bu program izleyicisinin ve sizlerin oldukça keyifle izleyeceğini düşündüğüm bir film.
@SimtoALEV5 жыл бұрын
Kelebekler'i ve Tolga Karaçelik'i yeterince övmemenize bir çıt üzüldüm ha. Artık oyuncakçılarda satılan Oscar çöpünü daha çok konuşmuşsunuz. Kelebekler son yıllarda çekilmiş daha iyi bir Türk filmi ve böyle işini sahiplenen başka bir yönetmen var mı, emin değilim. Filmin genel tadı müthiş. Bir yanda incecik detaylara, laf arasında kaynayan cümlelere kahkahalarla gülerken; astronot kardeş gibi, patlayan tavuk gibi çok absürt içerikler varken, film boyunca karanlık bir hava sarıyor insanı. Biraz boğuyor (negatif anlamda değil) hatta bir noktada da ağlatıyor. Fakat çok homojen bir akış var. Bir ağlatıp bir güldürme derdi, keskin iniş ve çıkışlar yok. Mizah zaten dramın, yüze vurulan gerçekliğin içinden çıkıyor. Çok sevdim ben bu tadı. Filmin kakafonik araba sahnesi ve sonu özellikle tırt izleyici tarafından çok eleştirildi. Oysa o araba sahnesi çok acayipti. Tüm kardeşler yıllar sonra bir arabada (spoiler değil), göt kadar alanda bir arada ama birbirlerine o kadar uzaklar ki... Bence bu duyguyu, karakterleri, aralarındaki ilişkiyi anlatmak için çok net bir sahne olmuş. Finaline de "böyle film mi olur?", "bu ne biçim son?" eleştirileri çok yapıldı ama film kendi derdine, mesajına, hikayesine yakışır bir şekilde bitti. Diğer yandan arkasında büyük bir mücadele var. Tolga Karaçelik her filmiyle Sundance gitti. Orada kendini gösterdi, insanlarla ilişkiler kurdu, tanınır oldu ve 3. filmiyle ödülü aldı. Üstelik Sundance'in en büyük ödülünü aldı. Geriye doğru uzun bir yol var aslında. "bir film çekti, ödülü aldı" değil ama mesele. Sundance kitlesine kendini tanıttı çok güzel. Üstüne de çok iyi bir film çekince hakkıyla aldı ödülü. Bu filme daha öncesinde kültür bakanlığının destek olmadığını da unutmamak lazım. Bu da bir tartışma konusu. Bir de Tolga Twitter'ı, instagram'ı çok aktif kullandı Tancan'ın bahsettiği gibi. Kim filmi izleyemediğini söylese "telefon açıp sinemadan isteyin" dedi. Film hakkında konuşan herkesle tek tek ilgilendi. Ben de bir süre yazıştım kendisiyle. Çok güzel de bir jesti oldu bana. Meselesi "vizyona girmek" değil, filmini izleyiciyle buluşturmaktı her şeyden önce. Parasını illa çıkartacaktı. Çıkartmış da ama filmin izlenmesi daha mühim. Filmini sahiplenmesi çok hoşuma gidiyor. "çok iyi bir film oldu" diyor röportajlarında ama egoyla değil, filmin ne kadar içine sindiğini göstererek. Neticede izleyicisiyle birlikte mücadeleye girip bu sazan sarmalı içinde filmini daha çok salonda, daha çok kişiye ulaştırdı. Helal olsun. Bu arada Kıvanç Sezer'in yeni filminin yapımcılığını üstlendi. Ona da bu film için kültür bakanlığı destek olmadı. Tolga muhtemelen Kelebekler'den cebine giren bir miktar parayı, kendisininkine benzer bir yoldan geçen başka bir yönetmene destek için kullandı. Bravo. Neyse, daha Sarmaşık var, Gişe Memuru var. Gelecek haftalarda daha çok översiniz sanıyorum. (:
@hamitkaraklck60335 жыл бұрын
Kelebekler filminde Serkan Ercan'ın cameo'sunu kaçırmamanız için Kelebekler filminden önce yönetmenin Gişe Memuru filmini izlemenizi öneririm. Burada Gişe Memuru izlenmediğinden bu noktadan söz edilmemiş ve kaçırılmış maalesef.. O cameo sahnesi ve espri de çok iyiydi. :)
5 жыл бұрын
İzlediğimi söyledim ama cameo'dan bahsetmedim.
@hamitkaraklck60335 жыл бұрын
@ Eyvallah.. Zaten, öneri olarak herkese öncesinde Gişe Memuru'nu izlenmesini tavsiye ediyorum. İyi çalışmalar. Yatay Bakış çok iyi gidiyor. ;)
@captainchef35105 жыл бұрын
naçizane kafa açan filmler listem: The Fall: Müthiş atmosferi ve sinematografisiyle ateş eden, metafordan metafora koşan, cgi sız da bir filmin ne kadar görkemli görünebileceğini gösteren bir film, tıpkı Pan's labyrinth ve Big Fish gibi hayatın onları sıkıştırdığı yerden hayal güçleriyle kaçan insanların öyküsü. Nowhere Boy: John Lennon'ın erken Beatles dönemini ve travmalarını anlatan, Bohemian Rhapsody'nin bu kadar övüldüğü günlerde izlenirse biyografi filmi öyle yapılmaz böyle yapılır şekerlerim tepkisini verdirtecek bir film. Fish Tank: Roma filminin uzaktan kuzeni, Roma'yı sevenlerin kesinlikle kaçırmaması gereken bol ödüllü bir başyapıt, günümüzün büyük şehirlerinin gettoları ve onların içinde yaşamaya, kadın olmaya dair küresel mesajlar barındıran bir film, tıpkı Roma gibi profesyonel oyuncu olmayan başrol Katie Jarvis'in şov yaptığı Fassbender ağabeyimizin de eşlik ettiği bir dram. Tinker Tailor Soldier Spy: British All Star kadrosuyla göz boyayan, neredeyse hiç aksiyon sahnesi olmadan ağır tempolu, diyaloglar üzerine kurulmuş harika bir casus hikayesi, Tom Hardy'nin İstanbul'da koşuşturduğu sahneler bir Hollywood yapımında çekilen en gerçekçi İstanbul temsili olmaya aday. District 9: Bu belki biraz fazla bilindik olacak ama ülkemizde ve dünyada mülteci ve yabancı korkusu üzerine sıkça tartışıldığı dönemde bu konuların üzerine alegorik bir anlatımla giderek uzaylı filmi klişelerini parçalayarak ilerleyen bu yüzden tekrar tekrar konuşulmayı hak eden bir Blomkamp filmi.
@selcuksahin48255 жыл бұрын
Aklıma gelen izlenilmesi gerektiğini düşündüğüm bazı filmler: Y Tu Mamá También (Ananı Da!) - Cuaron'un bir çok yönden Roma'ya çok benzettiğim filmi. The Tree of Life (Hayat Ağacı) - İlk izlediğimde neredeyse hiçbir şey anlamadığım, 2. izleyişimde kafamda daha netleşen, 1-2 kez daha izleme ihtiyacı hissettiren filmlerden biri şahsi görüşüm. Irréversible (Dönüş Yok) - Kısaca Memento'nun daha sert ve izlemesi daha zor bir benzeri diyebilirim bu film için. Bu filmi izlemiş olma ihtimaliniz oldukça yüksek olsa da yayında konuşulması gereken filmlerden biri diye düşünüyorum. Cashback (Zamana Güzellik Kat) - Aynı isimli Oscar adayı kısa filmin uzun versiyonu. Çok sıradan başlayıp ilginçleşen bir hikaye. Another Earth (Başka Bir Dünya) - Arka planında dünyayı etkileyen çok büyük olayların olduğu ama odağı olarak küçük bir hikayeyi alan bir çok kişi için sıkıcı bulunabilecek başarılı bir film. Sound Of My Voice (Sesimin Etkisi) - Aynı Another Earth gibi büyük bir olayın (iddia edilen) arka plana alındığı ön planda bu büyük olaydan kopulmadan küçük hikayelerin anlatıldığı iyi bir film. Faults - "Tarikat" konulu ilginç filmlerden.
@recepucar12735 жыл бұрын
Eksik yatay bakışları tamamlıyorum. Şu an CS tüm Harry Potter filmlerini izledi ve sadece Cuaron'nun filmini sevmiyor. Bu videoda ise Tancan abi en iyi Harry Potter filmi dediğinde tabii canım adam Cuaron demiş. Güzel denk geldim :D
@cansurucuoglu29265 жыл бұрын
Mükemmel eleştiriyorsunuz en severek takip ettiğim kişilerdensiniz 👍👍👍
@denizozkan37125 жыл бұрын
“ World of Tomorrow “ (2015) bilimkurgu/dram türünde, çok etkileyici, zamanında oscar adayı da olmuş, 17 dakikalık bir kısa animasyon filmi. Etrafımdaki herkese önerdiğim bir film kendisi. Anlatmak istediği şey ve bunu anlatış biçimi çok basit olsa da bunu izleyiciye aktarımı, ses kullanımı insanın içine işliyor. İzlerken hissetiklerimi tam olarak aktaramıyorum. Bu yüzden sizin bu film hakkında söyleyeceklerinizi çok merak ediyorum.
@oguzsevsel57545 жыл бұрын
Hedwig and the Angry Inch. Kafa açan bir film değil, ancak kalp açan bir film olduğuna inanıyorum. Müzikalleri sevmeyenler, bu filme bir şans vermeli diye düşünüyorum. Çünkü müziği, size hikayeyi anlatmak için bir araç olarak kullanmıyor ya da karakterlerin ruh hallerini ''izleyiciye'' anlatmak için kullanmıyor. Aksine hikayenin kendisine, karakterlere bir şey anlatmak için kullanıyor. Bu film hayata bakışımı değiştiren tek filmdir, bu yüzden yazasım geldi. 13 yaşımdan beri filmde en beğendiğim şarkı olan The Origin of Love'ı dinlerim. Şu an 22 yaşındayım. Umarım yerinde bir tavsiye olmuştur, saygılar sevgiler.
@0zanKendir5 жыл бұрын
Konusu geçerken biraz üstünden geçtiniz ancak Tolga Karaçelik'in Sarmaşık filmi izlediğim en iyi film olabilir, Türk vs. diye ayırmıyorum en iyilerden sayarım gerçekten. Diğer hafta için konu olabilir hem de çok derinliği olan bir konusu var muhabbeti de hoş olur.
@ergunmcan5 жыл бұрын
Beni derinden etkileyen filmler Apocalypse Now(Redux), Life of Brian ve 12 Angry Man oldular. Apocalypse Now, savaş psikolojisini ve atmosferini çok iyi yaşatan bir filmdi. Life of Brian de, komedi filminden beklemediğim, dini eleştiriler yapmasıyla beni çok şaşırtmıştı. Ancak 12 Angry Man benim için bambaşka bir yerde duruyor. Amerika'nın eski adalet sistemini eleştiren film, ön yargıların gerçekleri görmemize nasıl engel olduğunu göstermesiyle beni çok etkilemişti. Beni büyütmesinden ziyade, bende çok şahsi bir yeri olan film Barney's Version filmi. Evet Sinematografi çok iyi değil, senaryo yer yer problemli ve yönetmenlik olarak pek bir şey vaat etmiyor. Ancak beni çok şahsi bir yerden vurmuştu ama kimseye bu filmi oturup 2 saat izlemesini önermem. Bunlara ek olarak My Name is Khan ve Free Rainer filmlerini de öneririm. Türk filmi olarak, az bilindiğini düşündüğüm, Metin Erksan'ın Sevmek Zamanı filmini önerebilirim.
@uyaronur Жыл бұрын
12:50 ve bundan bir yıl sonra istesek de gidemedik o sinema salonlarına
@theldja5 жыл бұрын
Altered states, yapım yılına göre oldukça kafa açıcı, sonu hayal kırıklığı ama yine de izlenilesi Naked lunch, beat kuşağı çılgınlığı I am a cyborg but thats ok, Chan-wook Park ın müthiş tatlı deli kafası
@h.alimsahyucel44745 жыл бұрын
Detaylı olarak araştırmadım fakat.Bohemian Rhapsody için binlerce gönüllünün şarkılara eşlik edişini birlikte kullanıp,dinleyicilerin ses efektlerini yapmışlar gev gev gev.Belki o nedenle almış olabilir ama bence Roma’nın ses efektleri çok daha amaca hizmet eden,çok daha derin duygular uyandıran efektlerdi Roma alsa çok daha güzel olurdu ama, bu noktadan sonra Oscar’ı önemsemeye gerek yok bence de.
@Mohono1295 жыл бұрын
Cs nin tavsiyesi üzerine THR's Roundtables serisini izlemeye başladım. En beğendiğim olanı 2016 Quentin Tarantino, Ridley Scott, Danny Boyle'un olduğu. İzlerken tabiki bu büyük egoların ve yöneticilerin sohbetleri bile birer "quote" şekilnde ilerliyor insan da doğal olarak biraz vucut dillerini analiz ederken buluyor. Sohbetin yüz kısmı tamamen gülümseme ve kahkahadan oluşsa da mühtiş bir gerginlik ve odaklık var. Sanki Zaferini kazanmış komutanların barış sürecindeki pay pazarlıkları sohbeti gibi. Ridley scott maşallah bir taşşağı varmış o masadaki diğer yönetmenleriyle olan ilişkisinden bunu anladım bunca sene sonra. (Vucut dili hakkında bi 2-3k saatlik araştırmam var. Mikro mimik konusunda ilgili olduğunu fark ettiğimde şaşırmıştım). Yönetmenlerin kendi aralarındaki sohbetti dinlerken oyuncuları gerçekten hitchcock gibi birer araç olarak görüyor bu yönetmenler. Daha önemli dertleri olan insanlar bize göre film için. Hava durumu, screenplay yönetimi, bütçe yönetimi ve özgün anlatım (konu değil). Birde tarantino daha 2015 yılından insanları konfolu evinden çıkarıp sinemaya çekmek için birşeyler yapmamız lazım, stream servislerini suçlamak değil daha fazlasını sunmamız lazım demiş. 4 sene sonra spilberg amcanın dediklerin duyunca insan şaşırıyor. Yani sektörün gideceği yönü 4-5 sene öncesinden bu adamlar tabiki ki biliyordu.
@burakdemir48035 жыл бұрын
Abi kelebeklere tolga karaçeliğin en iyi filmi demişsiniz ama en iyi filmi açık ara sarmaşık filmidir. Onun da incelemesi gelir umarım
@sabrigulseven30645 жыл бұрын
Ceren ablayla konuştuğunuz THE WAILING filmi üzerinde en çok kafa patlattığım film, Tancan ile de konuşursanız zevkli olur
@vberkeb5 жыл бұрын
Benim kafamı en çok açan film sanırım The Man From Earth'dü. O kadar az bütçeyle, o basitlikle öyle etkileyici bir film yapılması beni çok etkilemişti.
@mertmeripoletpolat35685 жыл бұрын
Film önerisi olarak Satoshi Kon’un Paprica ve Perfect Blue izlememizi öneririm, CS izlemiştir ama Tancan abinin izlemediğine eminim. Bir de Hunt for the Wilderpeople öneririm.
@ganimehocayda72095 жыл бұрын
Önemli bir konu atlanmış 18:50 Cs'nin Seda Sayan roleplayi
@ncanka5 жыл бұрын
Film önerisi olarak "Interstate 60" . Kafa açma konusunda gerçekten çok başarılı bir film. Akışı işlenişi diyaloglar konular gayet yeterli gelmişti bana. Filmi izledikten sonra gerçek anlamda "algılarını açık tutarsan hayat çok acayip" duygusu ve olgusunu yerleştirdi. İnanılmaz derecede sempatiyle tavsiye ediyorum :D
@cexxakurivaesinov88655 жыл бұрын
Sinema günlüklerinde sizin konuştuğunuzu görünce bi bakıyım dedim 2 kere izledim ve ulan 2. izleyişimde oha nasıl bi film lan bu sonundaki twist çok iyiydi işte directors cut böyle olmalı ya dedim.(sen hangi film olduğunu anladın abi plebler kudurun) Bide alien serisi abi korkudan ilk filmi aç kapa aç kapa bi türlü izleyemedim. Sonra cesaretimi toplayıp bi oturdum 4 filmi +Prometheusu +covenantı + avp’leri izledim gittim KZbin’da sizin muhabbetinizi izledim bobinkafa abinin alien evreni videolarını izledim ve böyle ulan nasıl izlemem bu zamana kadar lan dedim çok coşuyorum alien filmlerine
@tariksaygili5 жыл бұрын
2018 festival filmlerinden Burning(Güney Kore) güzel bir film. Konuşmaya değer.
@hamitkaraklck60335 жыл бұрын
Kelebekler filminin yönetmeni Tolga Karaçelik'in konuk olduğu İFA'nın youtube kanalındaki Arka Plan programının izlenmesini öneririm. Kelebekler, Gişe Memuru ve Sarmaşık filmlerinin yapım aşamalarını, çekim hikayelerini de anlatıyor. Keyifli bir söyleşi.. :)
@silvafreestyle5 жыл бұрын
Serra Yılmaz ın cebimdeki yabancı filmini hiçbiryerde bulamadım, sonra aklıma sizin dediğiniz iTunes muhabbeti geldi. 5tl ye filmi izlemiş oldum. Legalin verdiği mutluluk da cabası✌️
@hamitkaraklck60335 жыл бұрын
Mother!(2017) filmi üzerinden filmlerde metafor kullanımı konusunu konuşabilirsiniz. Yönetmen Darren Aronofsky'nin yaptığı, Jennifer Lawrence ve Javier Bardem'in baş rolde oynadığı filmde insanlık ve Hristiyanlığın kısa bir tarihini, bir çiftin evlerinde yaşadıkları üzerinden yoğun metafor kullanımıyla anlatır. Çok iyi bir film. Değeri pek anlaşılamadı ve nedense sinema camiasında fazla söz edilmedi. Herkese tavsiye olunur. :) (İlgilenenler İFA'nın youtube kanalındaki 'Bir Tam İki Öğrenci' programının 4.bölümünde(Mother!-Aronofsky'nin İntikamı) filmin kritiğini dinleyebilirler.)
@hamitkaraklck60334 жыл бұрын
01:56 Kasım 2020'den bildiriyorum. Video tarihinden 20 gün sonra "Oscar ödüllerinden sonra Netflix’e ateş püsküren Steven Spielberg, Apple TV+ etkinliğinde yeni dizisini tanıttı." haberleri yapılmış. :D :D
@nuwanda89355 жыл бұрын
Selam, naçizane benim de bazı film önerilerim olacak. A River Runs Through it ( 1992 ) : Türkçeye "Bizi Ayıran Nehir" gibi çok şairane bir isimle çevrilmiş, başrolünde Brad Pitt'in oynadığı dram ve biyografi türü bir film. Bu film kitap uyarlaması olup da edebiyat tadını veren ve atmosferini yansıtan ender filmlerden. ( Ayrıca Ceren Hanım, 6Altı programında Stargate'i konuştuğunuz bölümde bu filmden söz etmişti, bunu koz olarak kullanmak istedim (: ) The Assassination of jesse james by the coward ( 2007 ) : İsmi çok uzun olduğundan açıklama için yer kalmadı :D Burda koz olarak Casey Affleck'in yardırdığını ve film müziklerini Nick Cave'in yaptığını söyleyebilirim sanırım :) The Fall ( 2006 ) : Hem masalsı hem de dediğiniz gibi kafa açan nitelikte olan bu film çekimlerini 18 ayrı ülkede yapmıştır ( Cs abi bu defa sahiden emek var emek ) Fakat çok emek verilmesine rağmen gerekli ilgiyi görmemiştir ve bunun sebebinin ise senaryoda fazla metafor olduğundan kaynaklandığı düşünülüyor. In Bruges ( 2008 ) : Birçok şeyin yanısıra bu filmde kaliteli bir şekilde cüce mizahı da var belki Tancan abinin dikkatini çeker! diye düşündüm :) Bu dört filmin de ortak özelliği hakettikleri değeri birçok şekilde görmemesidir. Belki de sizin aracılığınız ile bu bir nebze de olsa karşılanır.