Рет қаралды 265,374
Bu dersimizde, duygularımızı nasıl kontrol edebileceğimizi işledik. Siz de merak ediyorsanız sonuna kadar izlemeyi unutmayın..
İyi seyirler
Lahika Video serisi için tıklayın;
• Playlist
#duygular #nefis
Bize Ulaşın: 0535 544 23 44
00:00 Giriş
03:20 Bildiğimiz halde neden amel edemiyoruz ?
06:45 Nefs-i Emmarenin 2 Çeşidi ve çözüm yöntemleri
26:26 Risale-i Nur Bölümü
41:00 Eşya ile esma arasındaki bağ
Katıl Butonuyla bağış yapmak için aşağıdaki linkten kayıt olabilirsiniz
/ @mehmedyildiz
Kanalımıza Abone Olun; / @mehmedyildiz
Facebook ; / mehmedimyldz
Twitter ; mehmedimyldz?lang=tr
İnstagram ; / mehmedimyldz
Risale-i Nur’daki Okunan Bölüm;
Kastamonu Lahikası
Üçüncü mesele: Bir kardeşimiz, kusurunu görmediği münasebetiyle, onu ikaz için yazılmış ince bir meseledir. Belki size fâidesi olur, diye yazdık.
Bir zaman, evliya-yı azîmeden, nefs-i emmâresinden kurtulanlardan birkaç zâttan, şiddetli mücahede-i nefsiyeler ve nefs-i emmâreden şekvâlarını gördüm. Çok hayret ediyordum. Hayli zaman sonra, nefs-i emmârenin kendi desaisinden başka, daha şiddetli ve daha ziyade söz dinlemez ve daha ziyade ahlâk-ı seyyieyi idame eden ve heves ve damar ve âsab, tabiat ve hissiyat halitasından çıkan ve nefs-i emmârenin son tahassungâhı bulunan ve nefs-i emmâreyi tezkiyeden sonra onun eski vazife-i seyyiesini gören ve mücahedeyi âhir ömre kadar devam ettiren bir mânevî nefs-i emmâreyi gördüm. Ve anladım ki, o mübarek zâtlar, hakikî nefs-i emmâreden değil, belki mecazî bir nefs-i emmâreden şekvâ emmâreden haber veriyor.
Bu ikinci nefs-i emmârede şuursuz kör hissiyat bulunduğu için, akıl ve kalbin sözlerini anlamıyor ve dinlemiyor ki onlarla ıslah olsun ve kusurunu anlasın. Yalnız tokatlar ve elemlerle nefret edip, veya tam bir fedailiğe her hissini maksadına feda etsin. Ve Risale-i Nur'un erkânları gibi, herşeyini, enaniyetini bıraksın. Bu acip asırda dehşetli bir aşılamak ve şırıngayla hem hakikî, hem mecazî iki nefs-i emmâre ittifak edip öyle seyyiata, öyle günahlara severek giriyor. Kâinatı hiddete getiriyor. Hattâ kendim, bir dakika zarfında, yirmi paralık bir sıkıntıyla, altmış liralık bir haseneye tercih etmeye çalıştım.
Hem on dakika zarfında, büyük bir mücahede-i mânevîde, benim cephemde, kırk ikilik bir top gibi düşmanlarıma atıp yol açtığı halde, o iki nefs-i emmârenin, muvakkat bir gaflet fırsatında, hodgâmlık ve meyl-i tefevvuk gibi gayet zulümlü ve zulümatlı hissiyle, büyük bir şükür ve teşekkür yerine, "Niçin ben atmadım?" diye, en çirkin bir riya ve rekabet damarını hissettim. Cenâb-ı Hakka yüz bin şükür ediyorum ki, Risale-i Nur ve bilhassa İhlâs Risaleleri, o iki nefsin bütün desâisini izale ve onların açtığı yaraları tedavi ettiği gibi, o bir dakika ve on dakikadaki hâletleri birden izale etti. Ve mânevî bir istiğfar olan kusurumu bildim. O hatânın muaccel cezası olan içindeki elemden ve azaptan kurtuldum.
Umum kardeşlerimize birer birer selâm ederiz.
Kastamonu Lahikası / 288