hasan hocam çok güzel anlatımlarınız var dinlemekten çok keyif anlıyorum ben 75 yaşındayım şimdiye kadar uyumuşuz inşallah bundan böyle aydınlanıyorum.sizden isteğim tanrı tasavvuru hakkında konuşmalarınıza bizim anlayacağımız şekilde konuşmanızı rica ediyoruz.slm.
@huseyinbalks9 ай бұрын
Hasan hocanın derin felsefe bilgisi ve o kadar retorik bir anlatım varki dinlemek insanı felsefeye yönlendiriyor
@berrinkurt90212 жыл бұрын
Harika,emeği geçenlere çok teşekkür ederim...
2 жыл бұрын
harika bir program
@Icaruswithoutwingss3 жыл бұрын
Gerçekten çok bilgilendirici. Teşekkürler.
@evrenselmavi3704 Жыл бұрын
hasan hocam o kadar netsiniz erdi hoca keza derya🤙mustafa bey bi tik yaşar nuri .’severdim ama malum işte’
@onurkosu2 жыл бұрын
Hocam Sümer mitolojisine atıfta bulunan soru sanıyorum hem doğru şekilde sorulmamış hem de tartışmanın bağlamından kopuk kalmış. Tahminim o soruda sorulmak istenenin Ortadoğu dinlerindeki karakter ve hikayelerin Sümer mitolojisinin bir varyantı olduğu ve dolayısıyla tanrı sözünün de, tanrı elçilerinin de hatta bütün bir kozmolojinin de özgün olmayıp kadim bir din geleneği içerisinde sürekli farklı isim ve hikayelerle yinelendiği. Ben bu konudaki fikrinizin merak edildiğini düşünüyorum ancak dediğim gibi soru hem eksik hem de konuşmanın bağlamından kopuk kalmış. Saygılarımla.
@serhatoz3 жыл бұрын
Tesekkurler
@emretimur2 жыл бұрын
Görüntülenme:905! Bu konular hep mi yetim kalacak bu coğrafyada?
@ozkandemirtas7921 Жыл бұрын
Malesef
@yukselyeniay56683 жыл бұрын
👍👍👍
@serdarharman2 жыл бұрын
tşk.
@mustafanazifart2 жыл бұрын
Hocam zeburu da ayri bir kitap olarak dusundukleri icin 4 d8n diyorlar
@viktorhubenov77343 жыл бұрын
Ingilizce ogrenmek lazim. Kaynak sayisi cok artiyor.
@Spinoza122 жыл бұрын
Sümer’e peygamber gelmiş:) Yahu adamlar tarlalardan topladığı buğday ve arpanın miktarını bile tabletlere yazmışlar. Ama peygamber gelmiş de yazmamışlar ! Üstelik çok tanrılı dinlerine devam etmişler…
@Spinoza122 жыл бұрын
Tapınak, Sümerlerde yalnızca bir ibadethane değil; aynı zamanda birer toplumsal depo görevi görüyordu. Kent halkı yıllık hasadının bir bölümünü tapınakta depoluyor ve ülkenin ekonomik ihtiyaçları bu sayede gideriliyordu. Tapınakta depolanan hasadın ölçüm ve giriş çıkış kayıtları rahipler tarafından tutuluyordu. Bu durum MÖ. 3200’lerde Çivi Yazısı’nın doğuşu ile sonuçlanmıştır.