Absolutely love you! Your music takes me to places I've never been. I wish to stay.
@busethequeen8 жыл бұрын
her zaman ki gibi, muhteşemsiniz..........
@ro13esp8 жыл бұрын
We all waiting for another masterpiece album!
@minerva40538 жыл бұрын
yine harika, tanrım
@minedilanozsokmenler52388 жыл бұрын
looking forward for the times I will see you play live one day again !
@cloudberry72414 жыл бұрын
Wow! Didn't expect this.
@dimitrismoutzouris73698 жыл бұрын
This is fucking gorgeous
@raviyaastronautmammedli43538 жыл бұрын
uzun zamandan sonra 💜💚
@michaelmathioudakis8 жыл бұрын
Κομματαρα. Περηφάνεια μόνο :)
@varúð8 жыл бұрын
welcome back kardş
@mehmetonuracar8 жыл бұрын
aman tanrım müthiş!
@tinuviel39497 жыл бұрын
Perfect, like the other ones.
@c-danim28157 жыл бұрын
buenisima banda....
@Tatianalovesmusic8 жыл бұрын
μαγικο κομματι! 💜💜💜
@kellyachtsi49107 жыл бұрын
Τι κομμάτι! μπράβο ρε παιδιά...
@MadeByGrey8 жыл бұрын
μπράβο ρε!
@ladyindira6 жыл бұрын
I'm in love.
@rabia37952 жыл бұрын
"...Üç türlü yaşamak var: Birincisi, yaşadığının farkında olmazsın. Yani yaşadığını, yaşamak denen hadiseyi bütün azametiyle idrak etmeden yaşarsın. Yani, insanların büyük bir çoğunluğu gibi. İkincisi, nerede olursan ol, hangi şartlar içinde bulunursan bulun, yaşamak bir saadettir senin için. Düşünmek, okumak, sevmek, döğüşmek, görmek, işitmek, çalışmak, işkence etmek, nefret etmek, hasılı bütün bu maddi ve manevi şeyler bir saadettir senin için. Yani bizzat yaşamak denen şey ne güzeldir. Bunu her an ve her şart içinde idrak edersin. Üçüncüsü, yaşamak sadece bir vazifedir senin için. Bazen ölmek nasıl bir vazife olursa, yaşamak öyle bir vazifedir. Verilmiş bir sözü yerine getirmektir. Benim için yaşamak denen hadise, ister hapiste olayım, ister dışarda, ister sevgilinin eli elimde ay ışığını seyredeyim, ister hapishanedeki odamın tavanında yürüyen tahtakurusunu, yaşamak bir saadetti. Hatta sanırım, bizim Türk edebiyatında, 'yaşamak ne güzel şey' diyen ilk şair kulunuzdur. Şimdi iş değişti. Yaşamak benim için sadece bir vazife oldu. İşte bundan dolayı da korkunç, kahrolası bir kuvvete ulaştım. Taşın, demirin, kuru tahtanın kuvveti... Hani cüzamlıların bedenleri hassasiyetini kaybedermiş ya, onların burunlarını yaksan hissetmezlermiş. İşte benim de ruhum, yani şuurum, yani beynim ve cümlei asabiyyem o hale geldi. Artık ıstırap çekmeme imkân yok, fakat şahsen saadet duymama da imkân yok. Hayatımdan bu iki nesneyi attım. Tek kelimeyle söylemek icap ederse, fert olarak mevcut değilim. Sevgi, şefkat, merhamet, güzelin karşısında hayranlık falan filan gibi şeyler benden uzak. Gayet kuvvetliyim. İnsafsız, haşin, acı bir kuvvet değil. Çünkü, bunlar da bir çeşit cümlei asabiye işidir, hassasiyet meselesidir. Sadece kör bir kuvvet, tabiat kuvveti gibi bir şey. Niye bu hale geldim? Zayıf bir insanken, sadece insanken, ne kadar bahtiyardım? Niçin bu bahtiyarlığı kaybettim? Niçin böyle kuvvetli bir insan oldum? Bunun sebebi bir değil, yığınla... Yazmaya değmez."
@Soulmate3256 жыл бұрын
Θέμα!!
@bluemoon68777 жыл бұрын
mükemmel
@iremsena778 жыл бұрын
olley bee
@gokhan15198 жыл бұрын
misss
@sauce.unlocked8 жыл бұрын
love this shit.. funny how it sounds like that one singer from broken bells