Рет қаралды 167
Müzik: @ExplosionsInTheSkyMusic
Explosions in the Sky - Hello, Is This Your House?
Şiir ve Seslendirme: @aliakınşiirleri
SEVGİNİN ZAFERİ
Kendimden kudretlerim üstünde şeyler istemedim.
Hiç de benim olmayan şeyleri düşünmedim.
Doğduğum ve olduğum halimi kabullendim.
Heves uçurumlarından uzaktım.
Fakat hayatın sokaklarına, taşlar gibi dizilmiş,
ayağı çamurda insanlardan biriydim.
Edepsiz eşitlik karşısında, hepimizin acısı aynı yerde başlar.
Bu hayat hiç de adil değildi.
Biliyorum.
Çünkü bir ömrü, iyi niyetli olmayan zamanlarda,
fikir gözü bozuk, bir yığın zengini olan fakir memleketlerde,
anlamış gibi başını eğen,
dudakları dikilmiş, bir at suskunluğunda,
çorak tarlalarda hasat ederek harcadım.
Ve sadece, vedalar okunan gözlerimde acılar biriktirdim.
Oysa bedenden ibaret değildim.
İnsan düşüncesi kadar eski.
Kafamın içerisindeki konuşma çizgileri:
‘’Git, özgürlüğünü kucakla ve neler olacağını gör.’’ Diye fısıldar.
Gidemeyecek kadar korkaktım.
Dünya’ya biletim kesilirken, karanlık gündü sanırım.
Güneş bir muştu gibi gülmedi hiç.
Kış sabahları inen koyu sis.
Anlamazlıktan gelen bakış.
Hızlı şeritte yavaş gidemem.
Sanki artık pes etmiştim.
Eşyanın kaygısızlığındayım.
Yoldan çıkmış savruk düşüncelerim,
muska gibi taşıdığım, cennet anahtarı yüreğimle,
en kandırıcı sesleriyle alay eder:
‘’Yaşamak mı, yoksa ölmek mi?’’
Arkasının beklenmesi gerekli olmayan söz.
Ruhumun intiharına tehlikeli derecede yakındım.
Yalnız kendi sesimi dinlemekten kurtulmalıydım.
Öyle sakin, öyle uysal beni sevenlerden kopamazdım.
Bir dağ yolcusu uyanıklığında, kendi kelimelerimi bulmalıydım.
Mesele ölmek değil, her hayat bir ölüm hikâyesi değil mi?
Her şeye inat.
Mesele hayatı yaşam hikâyesine dönüştürmek.
Yaşarken ölmemek.
Ruhu intihardan vazgeçirmek.
Her şeye inat.
Yan yana bulunma lezzeti.
Ellerini tuttuğumda zihnimde filiz süren
küçük, mavi ve pembe çiçekler,
hayat senfonimin içerisinde en mutlu notalar.
Her şeye inat.
Karanfil kokusu.
Küçük bir kahkaha ormanı.
Geniş ovaların ortasında bulunan,
devasa, muntazam taşlar gibi baş eğmeyen.
Uyandırmak endişesi ile dokunamadığım,
fesleğen narinliğinde, ince nakışlı duygular.
Ve sarılmak.
Dağlara, taşlara, kökünden yıkılmış ağaçlara,
darmadağın olmuş kuş yuvalarına.
Ve sonrası, sevginin zaferi.
Ali AKIN, 2025