Bütün seslendirmeleriniz harika. Verdiğiniz emek takdire şayan. Emeğinizi bizlerle paylaştığınız için çok teşekkür ederim
@nihatceylan41275 жыл бұрын
Bunu kendim okumustum sanirim 3.yada 4 yil once ama hala keyifle dinleyebilirim 👏👏
@gunelazizova44742 жыл бұрын
Var ol👍🏻❤️ Əməyinə sağlıq
@PierreGaslyFedaisi3 жыл бұрын
Hem kitabı okuyup hem dinlemek gayet güzel ve hoş oluyor
@atamsaripasa9 ай бұрын
Teşekkürler
@ahuakcam82622 жыл бұрын
Agatha cristie romanları da okusanız ne güzel olur
@KelimeKutusu2 жыл бұрын
Agatha Christie romanlarının telif sorunları çıkartması olasılığı var. Şimdi olmasa bile ileride. Bu nedenle seslendiremem, en azından yakın bir zaman içinde seslendirmem mümkün görünmüyor.
@aliyildiz6057Ай бұрын
Başlangıç: Gizemli Kayıp Sakin bir kasabanın huzurlu akşamına gölge düşüren bir olay yaşanıyordu. Şehrin kıyısındaki küçük atölyesinde çalışan mühendis Okan, bir gece ortadan kaybolmuştu. Okan, son derece becerikli, titiz ve işine tutkuyla bağlı bir makine mühendisiydi. Onun kaybolması, tüm kasaba halkını sarsmıştı. Ancak asıl garip olan, olay yerinde bulunan kanlı bir başparmak kesik haldeydi. Bu başparmak, Okan’ın başparmağıydı. Okan’ın dostu olan Komiser Kemal, bu ilginç vakayı derinlemesine incelemeye karar verdi. Kemal, ellili yaşlarının ortasında, deneyimli ve dikkatli bir polisti. Kasabada pek çok olayın çözümünde başarıya ulaşmış, yılların tecrübesiyle donanmış biriydi. Fakat bu sefer karşısında başka bir gizem vardı. Kemal, Okan’ın atölyesinde bulunan kan izlerinden ve parçalanmış eşyalarından yola çıkarak bu vakayı çözmek için kolları sıvadı. İlk İpuçları: Bilinmeyen Bir İz Atölyeye gelen ekip, tüm detayları dikkatlice inceledi. İlk dikkat çeken detay, kan izlerinin atölyenin dış kapısına doğru sürüklendiğiydi. Sanki Okan, kendi iradesi dışında biri ya da bir şey tarafından dışarıya doğru çekilmiş gibi görünüyordu. Ancak bu esnada ellerinde başka bir şey yoktu: ne kamera kaydı, ne de tanık ifadesi. Kemal, Okan’ın yakın çevresindeki insanları sorgulamaya başladı. Okan’ın eşi Melike, Okan’ın çalışmaktan dolayı sosyal hayatını ihmal ettiğini ve geceleri uzun saatler boyunca atölyesinde vakit geçirdiğini doğruladı. Ancak Melike’nin bu durumda şüpheli bir davranış sergilemediği, olaydan çok korktuğu gözlerinden okunuyordu. Melike, Komiser Kemal’e şu sözleriyle dikkat çekici bir ipucu verdi: “Okan, son zamanlarda bir şeyden korkuyordu. Geceleri atölyeye yalnız giderken çok dikkatli davranıyordu. Birkaç hafta önce bir telefon aldı, kim olduğunu söylemedi ama o günden sonra tedirgin davranmaya başladı.” Bu bilgi, olayın arkasında yalnızca bir kaybolma değil, aynı zamanda tehdit olduğunu işaret ediyordu. Tehdit Mektubu ve Araştırmanın Derinleşmesi Olay ilerledikçe, Kemal’in eline yeni bir ipucu geçti. Okan’ın masasında bulunmuş, kimliği belirsiz biri tarafından yazılmış bir mektup vardı. Mektupta şunlar yazıyordu: “Eğer elindeki planları bırakmazsan, seni yok edeceğim. Hiç kimse, geçmişin hesaplaşmasını unuttum sanmasın.” Bu mektup, açıkça Okan’a yönelik bir tehdit içeriyordu. Ancak Kemal, bu mektubun anlamını çözebilmek için Okan’ın geçmişini daha detaylı incelemek zorundaydı. Geçmişten Gelen Düşman Kemal, araştırmasını genişlettiğinde Okan’ın üniversite yıllarındaki bir düşmanını keşfetti: Cenk. İkisi de aynı mühendislik fakültesinde okurken, aynı projede çalışmışlar ancak proje sırasında ciddi bir tartışma yaşamışlardı. Tartışma, Okan’ın Cenk’in bazı planlarını çalmakla suçlanmasıyla sonuçlanmıştı. Sonunda Okan başarılı bir mühendis olurken, Cenk ise iş bulmakta zorlanmıştı. Kemal, bu çatışmanın yıllar sonra tekrar alevlenip alevlenmediğini merak ediyordu. Komiser Kemal, Cenk’in yaşadığı yeri araştırdı ve onun son zamanlarda kasabada göründüğünü öğrendi. Bir süre sessiz kalan ve görünüşte başarılı bir hayat sürdüğü sanılan Cenk, bu kasabaya gizlice geri dönmüş ve Okan’dan intikam almak için plan yapmış olabilirdi. Ama Cenk’i bulmak kolay olmayacaktı. Çünkü Cenk, saklanmasını bilen ve iz bırakmamaya dikkat eden biriydi. Son İpuçları: Takip ve Kaçış Kemal, Cenk’in kasabaya dönüşünü kanıtlayacak kesin bir bilgiye ulaşmıştı. Cenk’in kiraladığı küçük bir dairede, bazı kanlı bezler ve metal parçaları bulunmuştu. Burada yapılan incelemeler, Okan’ın kaybolduğu günün gecesinde Cenk’in bu dairede olduğu yönünde kanıtlar sundu. Kemal, buradaki ipuçlarını kullanarak Cenk’in kaçış rotasını tahmin etti. Bir gece yarısı, Kemal ve ekibi kasabanın kıyısında bulunan terk edilmiş bir depoya baskın düzenledi. İçeri girdiklerinde Okan, elleri ve ayakları bağlı halde bulundu. Cenk, Kemal ve ekibini görünce kaçmaya çalıştı ama çok geç kalmıştı. Onu yakalamayı başardılar. Ancak işler burada bitmemişti. Son Yüzleşme: Gerçek Ortaya Çıkıyor Cenk, sorgu sırasında soğukkanlılığını koruyordu. Kemal, onun bu kadar inatla Okan’ın peşine düşmesini anlamak istiyordu. Cenk, “Okan benim bütün hayallerimi çaldı. Benim projemdi, benim fikrimdi. Ama o, hiçbir şey olmamış gibi başarıyı kendine mal etti. Benim başparmağımı kaybettiren de oydu; hayatımın her döneminde bir eksiklikle yaşamak zorunda kaldım.” dedi. Kemal, sonunda olayın sadece bir kıskançlık ve intikam hikayesi değil, aynı zamanda derin bir psikolojik yıkımın sonucu olduğunu anladı. Cenk, geçmişin hesaplaşmasını yıllarca içinde biriktirmiş ve bu duygularla beslenmişti. Okan ise yıllar önce yaptığı bu hata yüzünden neredeyse canından olacaktı. Epilog: Adalet Yerini Buluyor Okan, günler sonra evine dönmeyi başardı. Hem fiziksel hem de psikolojik olarak yaralıydı ama hayattaydı. Cenk ise yıllardır içinde biriktirdiği öfke yüzünden suçlu bulunarak hapis cezasına çarptırıldı. Kasaba halkı, olayın üzerindeki sır perdesinin aralanmasıyla derin bir nefes aldı. Bu olay, kasabada uzun süre konuşulacak, Okan ve Cenk’in hikayesi nesilden nesile aktarılacaktı. Ancak herkesin aklında hep aynı soru kalacaktı: Gerçekten de geçmiş, bir insanın ruhunda bu denli derin izler bırakıp onu yeniden suç işlemeye sürükleyebilir miydi? Sonuç: Geçmişten Kaçış Yok Okan, geçmişiyle yüzleşmenin bedelini hayatı boyunca taşıyacak, kasabada ise bu hikaye “Mühendisin Başparmağı” olarak anılacaktı. Bu hikaye, insanlara geçmişin bir gölge gibi hep yanlarında olduğunu hatırlatan, ders niteliğinde bir olay olarak tarihe geçti.
@niluferasilsoy30003 жыл бұрын
Teşekkürler......
@ethemakay31875 жыл бұрын
Teşekkürler.
@osmanlisinan28194 жыл бұрын
Sağolun
@yasarcardak26 Жыл бұрын
👍👏🙋♂️
@islamicquranpage-i3l Жыл бұрын
Bu olay watsonun başınamı geldi bir türlü anlayamıyorum
@humer032 ай бұрын
Watson a tedaviye getirilen bir hastanın başına gelenler Watson hastasını Sherlock a götürüyor hikaye öyle başlıyor
@emineakts6435 жыл бұрын
Ağzınıza, sesinize sağlık
@esmerquliyeva23872 жыл бұрын
💙⭐
@myalicioglu2 жыл бұрын
ZeKa dedin yaaaa
@myalicioglu2 жыл бұрын
Arkadaşım sen "ğ" yi ne kadar çok seviyorsun. Defalarca söyledik, o harfi okuma ya. Yok farzet.