Рет қаралды 953
İSTEMLİ GEBELİK SONLANDIRMA
Eğer gebe kalmışsanız 2 seçeneğiniz var.
1. Bir hekim izlemi altında gebeliği devam ettirip doğurmak ve anne olmak
2. Gebeliğin devamını arzulamıyor iseniz gebeliği sonlandırmak
Gebelik sonlandırma, bir diğer deyişle planlanmamış ve devamının arzulanmadığı gebeliği düşük yaptırma, istemli ve yasal bir işlemdir. Türkiye’de 1983 yılında yayımlanmış 2827 sayılı “Aile Planlaması” yasasına gore istenmeyen gebeliklerin 10ncu haftası dolana kadar sonlandırılması isteğe bağlıdır.
Gebelik sonlandırmayı yasal hale getiren bu kanun öncesi, kadınlar istenmeyen gebeliklerini kendi imkanlarıyla ve sağlıksız koşullarda düşürmeye çalışmakta ve sepsis dediğimiz yaygın ve sistemik enfeksiyon sonucunda yaşamlarını kaybetmekteydiler. 1983 yasası sonrası, istenmeyen gebeliklerin yasal şekilde ve sağlık kurumlarında uygun şartlarda sonlandırılabilmesi ile pek çok kadının hayatı kurtulmuştur. Diğer bir gebelik sonlandırma nedeni, annedeki yaşamı tehdit eden bir hastalık nedeniyle gebeliğin tıbbi gerekçelerle devam ettirilmemesidir.
Hiç şüphesiz, istemli gebelik sonlandırma kararı moral ve etik değerleri ilgilendiren bir durumdur. Aynı durum hekim için de geçerlidir. Özellikle devlet kurumlarında yasaya rağmen hekimler “vicdani red” haklarını kullanarak işlemi yapmayı reddedebilirler.
İstenmediği halde gebeliği devam ettirmek ve doğurmak, kadının ve ailenin ruhsal ve fizik sağlık koşullarını zorlayan bir durum olduğu kadar gebeliği sonlandırmak da bir o kadar hatta daha zor verilen bir karardır. Herşeyden once bir cerrahi girişimi gerektirir ve nadir de olsa bazı komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Dolayısıyla, gebelik sonlandırma kesinlikle bir aile planlaması yöntemi olarak değerlendirilmemelidir. İdeal olan, güvenilir doğum kontrol yöntemleri kullanılarak gebeliğin daha oluşmadan engellenmesidir.
Gebelik sonlandırmanın 2 yöntemi vardır.
1. Medikal yolla yani ilaçla düşük yaptırmak. Mifepriston ve gerekirse misoprostol ilaçlarının erken gebelikte kullanılması başarılı ve güvenli bir yöntemdir. Sekiz haftaya kadarki bir gebeliğin hapla sonlandırılma başarısı yüzde 94-98 arasındadır. Maalesef Türkiye Cumhuriyeti Devleti kadınların ilaçla düşük yapma hakkını kısıtlamış, Batı ülkelerinde serbest olarak kullanılan bu hapların satışını ve kullanımını yasaklamıştır.
2. Cerrahi yolla gebelik sonlandırma. Bu işlem bir kadın Hastalıkları uzmanı tarafından yapılabilir. Öncelikle gebelik testi ve ultrasonla gebelik tanısı doğrulanır. Hafif bir anestezi veya sedasyon ile bir devlet kurumu ya da özel kurumda işlem gerçekleştirilir. İşlem öncesi bir sure ağızdan beslenme kesilir. Öncelerde yapıldığı gibi metal küretler ile küretaj yapmak yerine şimdilerde plastik bir kanül ve vakum kullanılarak 15 dakikalık bir girişim ile gebelik ürünü boşaltılır. Kısa bir sure kurumda dinlendirildikten sonra kadın evine gidebilir. Nadiren de olsa aşırı vajinal kanama, yüksek ateş ve basit ağrı kesicilerle dinmeyen şiddetli ağrı durumlarında tekrar sağlık kurumuna dönülmelidir. İstenmeyen durumlar, enfeksiyon, içerde parça kalması, organların işlem sırasında zarar görmesidir. Bunların görülme olasılığı sadece yüzde 2’dir.
İşlemi adet kanaması gibi kabul edip düşük sonrası ilk adetin 1 ay sonra olması beklenir. Gebelik sonlandırma işlemi, ilerde gebe kalabilme ve doğum yapabilme yetisini kısıtlamaz. Üretgenliğe olumsuz bir etkisi yoktur.
Tekrar istenmeyen bir gebelik olmaması için güvenilir bir doğum kontrol yöntemi, sonlandırma işlemi ile aynı anda uygulanabilir. Örneğin işlem sonrası rahim içi araç takılabilir. Benzer şekilde aynı gün 3 aylık koruyucu iğne, cilt altına yerleştirilen hormonal implant uygulaması gerçekleştirlebilir. Eğer tercih edilirse, doğum kontrol hapına işlem günü ya da en geç 5 gün içinde başlanılabilir.
Son sözler:
1. İstenmeyen ve planlanmamış bir gebeliğin devam ettirilmesi ve doğurulması anne sağlığı için kesinlikle bir fedakarlıktır çünkü gebelik, doğum ve sonrası anne sağlığı için önemli risklerin göze alınmasını gerektirir.
2. Erken dönemde istenmeyen gebeliğin sonlandırılması da bazı nadir komplikasyonlara yol açabilirse de olası riskler doğuma kıyasla çok daha düşüktür.
3. İdeal olan, istenmeyen gebeliğin daha oluşmadan engellenmesidir.