Рет қаралды 503
Tarih, Şubat 2020. Selimhan o vakitler, henüz 11 aylık. Evimizin minnak bir köşesi var ve biz buraya bir pencere açmak istiyoruz. O pencereden bakarak büyüsün evladımız ve isimleri unutulmaya yüz tutmuş ya da adları çeşitli menfi hesaplarla kirletilmeye çalışılan İslam Medeniyet Merkezlerini hafızasına nakış nakış işlesin. Bunu sağlarken de gözü kadim alfabemize de aşina olsun…
Yaptık bir çılgınlık ve önce tasarımı dizayn ettik PS’den. Marangozdan çıtaları sipariş ettik, Fatih’teki o meşhur kırtasiyeden kalın kağıda çıktılarımızı aldık ve gece boyu süren kesme - biçme, ölçme - delme işlemlerinin ardından güzellik ortaya çıktı. Gelen misafirlere heyecanla o odayı gösterdiğimizi hatırlarım hala.
Ardından birkaç bir şey karalayarak odanın fotoğraflarını twitledim. Twit iyi yürüdü ve insanlar evlerine, ofislerine bu uygulamayı yapmaya başladı. Kendi yuvamızda basit bir gaye ile başlayan serüvenin, sıfırdan bir dekor üretmeye evrilmiş olması bizi ayrıca onore etti elbette.
Şimdi aradan yıllar geçti ve bu defa, o odada büyüyen çocukla tuttuk marangozun yolunu. Artık uygulamanın yapılacağı yer, Saye Medya’nın ofisi. Zira yazdığımız mektubun yükü ağır. Umulur ki birkaç hisse de biz kaparız, ofiste neyi niçin yapacağımızı hatırlamak adına.
Bu arada devler liginde ufak bir oyuncu değişikliği de yapmayı ihmal etmedik. Yıllar önce paylaştığımızda da gelen yorumlar arasındaydı Türkistan coğrafyasının eksikliği. Semerkand ve Buhara, benzer nefesi üflediğinden; Buhara yerine yine kadim İslam şehri Kaşgar’ı dahil etmiş olduk kadroya.
Ve son, yine aynı dertten: “Umulur ki istifade edile…”