Varoluşçu Psikoloji ve Rollo May

  Рет қаралды 687

Gönül Küçük

Gönül Küçük

5 ай бұрын

#rollomay #varoluşçupsikoloji #viktoremilfrankl #kendinigerçekleştirmek #felsefe #psikoloji

Пікірлер: 14
@neithealebor
@neithealebor 4 ай бұрын
sabah olup tekrar uyandığında bu defa yatak ve yorganla fazla güreşmeden çabucak yataktan kalkmıştı. her sabah olduğu gibi yine ilk başta kahvesini hazırlayıp çabucak bitirdi ve yine çabucak hazırlanıp sabah yürüyüşü için evden çıktı. bu defa ne külüstürüne dikkat etmişti ne de yolda yürürken her zaman gördüğü o renkli tabelalara veya buna benzer herhangi bir şeye. direkt olarak hızlı adımlarla doğa parkına doğru yürüdü. arkadaşı da yine her zamanki gibi kafede oturup televizyona bakarak onu bekliyordu. ''günaydın'' diyerek oturduğunda arkadaşı yine televizyonu işaret ederek konuşmaya başladı. televizyonda bu defa hızlı minyatür araçların yarıştığı programın özeti vardı. gözleriyle televizyonu işaret ederek '' şöyle bir yarışın içinde olduğunu düşün'', '' gözlerin bağlı hiçbir şey göremiyorsun ve aynı zamanda kulakların da tıkalı hiçbir şey duyamıyorsun hatta altında nasıl bir araç var onu bile bilmiyorsun '' dedi ve ardından '' diğer yarışçı hem görüyor, hem duyuyor, hem haritayı biliyor hem de yollara istediği gibi sana karşı engeller diziyor '', sen tamamen kör, sağır ve karanlıktayken o ise sadece seni değil, bütün pisti ve üzerindekileri de çok iyi bir şekilde görüyor '' deyip duraksadıktan sonra '' böyle bir yarışta yer alır mıydın ? '' diye sorup yine kendi cevaplayarak '' tabii ki yer almazdın nede olsa bu bir aptallık olurdu, hangi aptal böyle bir şeyden hoşlanır ki'' deyip kahvesinden bir yudum aldıktan sonra '' daha da kötüsü dostum, böyle bir yarışta sen değil de, rakibin bu dezavantajlara sahip olsa, sen yine böyle bir yarışta yer almazdın'' '' çünkü bu durumdaki bir rakibe karşı kazanmanın ne anlamı olurdu ki ?'', '' şehirdeki en aptal, en yetenek yoksunu ve en zavallı kişi bile bu dezavantajlara sahip birine karşı kazanır veya üstünlük taslayabilirdi zaten '' deyip kahvesinden bir yudum daha aldıktan sonra konuşmaya devam etti. '' toplumun tamamı gibi doğumundan itibaren programlanan ve hipnoz altında tutulan ortalama ve standart bir kişi olduğun için, öncelikle sana kodlanan programını kırman ve etkisinde olduğun hipnozdan kurtulman gerekiyor '' birçok kişi bu noktaya ulaşamaz veya bunu denemez bile. kalabalıkların gerçek veya doğru olarak kabul ettiği standart bakış açısı içinde olmanın verdiği rahatlıktan çıkıp, ekranlardan veya çevresi tarafından sunulan realite dışına adım atabilmek, kendisine kodlananın dışında düşünebilmek ona gereksiz ve sıkıcı bir hareket olarak gelir. hangi veya ne tür bir kalabalık olduğu önemli değil, herhangi bir grup içinde olduğu sürece rahattır ve bunca kişi yanılıyor olamaz diye düşünür. kalabalıkların ne kadar saftirik, ne kadar aptal ve ne kadar çabuk kandırıldığını bilenler bile bu şekilde hareket etmekten kendini kolayca alamaz. onun realitesinde televizyondaki veya çevresindeki uzmanlar en doğrusunu biliyordur, o düşünmez, öğretileni tekrarlar ve doğru olarak kabul eder. eğer ana akım veya popüler olan ne varsa, kendisine yetersiz gelirse beğendiği bir başka bakış açısını seçer. değişmeyen tek şey yine tabii ki '' düşünmüyor'' oluşudur. ortada olan seçeneklerden birini seçer sadece. genellikle de çoğunluk ne yapıyorsa öyle hareket eder ve hayatını bu şekilde yönlendirir. aklında dıştan kendisine sunulanların, gösterilenlerin ve öğretilenlerin haricinde tek bir orijinal düşünce yoktur. sistem tarafından şekillendirilen, programlanan ve hipnoz altında tutulan bir başka standart kişidir. '' '' dediğim gibi sen de toplumun tamamı gibi doğumundan itibaren programlanan ve hipnoz altında tutulan ortalama ve standart bir kişi olduğun için, öncelikle sana kodlanan programını kırman ve etkisinde olduğun hipnozdan kurtulman gerekiyor '' '' televizyonda sana gerçek diye gösterilen her şeyin yalan dolan ve sahtekarlıktan ibaret olduğunu sen bile biliyorsun, bunu sana zaten açıklamama gerek yok. bilmediğin şey ise dostum, sadece televizyonda gösterilenler değil, doğumundan itibaren sana öğretilen ve çevrende dahi gerçek veya realite olarak kabul edilen ne varsa hepsinin birer yalandan ve sahtekarlıktan ibaret olduğu. '' '' bu realiteyle ilgili ne öğrendiysen veya sana ne öğretildiyse hepsi bir sahtekarlıktan ibaret. örneğin sözde dünya savaşları, aya ayak basmaya çıkan komedyenler, milyonlarca yıl önce yaşadığı söylenen dinozor adlı devasa canavarlar, bilim satan ikinci el araba satıcılarının anlattıkları, din satan seyyar satıcıların üfürdükleri. hepsi birer uydurmacadan, sahtekarlıktan ve tiyatrodan ibaret. gerçek diye sana öğretilen ne varsa, toplum veya çoğunluk tarafından doğru olduğuna inanılan ne varsa hepsini buna dahil edebilirsin. elbette bu sınıfa girmeyen bir iki istisna var ama dediğim gibi bir kaç istisna genel görüntüyü değiştirmiyor. o yüzden bu realiteyle ilgili bildiğin ve gerçek olduğunu düşündüğün ne varsa unut. '' mesela akşam haberleri açtığında kendi kendine hiç düşündün mü ? kötü haberlerin ardı arkası kesilmiyor. savaşlar bitiyor, depremler başlıyor, o bitiyor tsunamiler, kasırgalar doğal afetler başlıyor, o bitiyor hikayeden virüsler ve ekonomik krizler başlıyor. hiç kendi kendine düşünüp şu soruyu sordun mu: '' bunca şey gerçekten doğal bir şekilde mi oluyor yoksa yapay bir şekilde bu uyduruk krizler ve bu korku filmleri özellikle ve bilerek mi çekiliyor ? '' '' hiç sordun mu kendine, bu hayatta neden çile, stres ve krizler eksik olmuyor, sistem ve sistemin küçük şarlatanları neden bu realite içindeki bilinçleri devamlı korku frekansında tutmaya çalışıyor ? ''. '' seni bu şekilde kandırabilmek ve manipüle edebilmek için atılan bunca taklanın nedeni ne olabilir sence ? '' dedikten sonra en sonunda kahvesinden bir yudum daha almak için sustuğunda o da kendi içinde düşüncelere dalmıştı bile. arkadaşı kahvesini yudumladıktan sonra ona bakarak '' sistemin minik şarlatanları bu realiteyi daha doğrusu realite algını lokal olarak nasıl manipüle ediyor ona dair bir kaç fikrin oldu sadece. asıl öğrenmen gereken şey dostum, bu illüzyonun, bu sahte realitenin dışardan nasıl manipüle edildiği. burada üç kağıtçıların çektiği ucuz filmlere bir kere uyanman ve dikkatini vermeyerek enerjini harcamaman yeterli olsa da aynı zamanda bu '' materyal realitenin'' kendisi hakkında da bir kaç fikir sahibi olman gerekiyor. ''
@serapgenc1976
@serapgenc1976 5 ай бұрын
Bence yaşamı geldiği gibi kabul etmek, ruhun ölümü, değil. Ruhun uyanması. Biz dünyaya gelmeden önce, bir söz veririz. Kutsal kitabımız der ki, biz sizinle sözleşmedik mi? Demek ki, bir sözleşme yapmış, unutturularak, bu dünyaya gelmişiz.Onun için kaderini sevmek lazım. Kabullenmek lazım. Değiştirebileceklerimizi değiştirmek. Gerisini kabullenmek. Direnç göstersen ne olur? Ruh sağlığınız bozulur. Örnek biz 5 şubat gecesi, kızımla ertesi günün planını yaptık uyuduk. Gece 4,17 de Kıyamet koptu. Deprem. Durdurabilir miydik? Ne yazık ki, hayır. Yaşadığımıza Şükrettik. Çok şiddetliydi. Sağ çıkacağımıza bile inanmıyordum. Zaten kaçarken hiç bir şey almadan öyle, çorap bile giymeden kaçtık. Gecenin dondurucu soğuna. İndiğimizde bir sürü apartman yıkılmış, insanlar uyanmadan ölmüştü. Şimdi, bizim planımız mı, yoksa Yaradanın planını mı? Elbetteki Yaradanın planı. Donkişot der ki, dünya bir sahne, biz önceden dersleri ezberletilmiş, oyuncularıyız. Teşekkürler.
@okyanus_yolcusu
@okyanus_yolcusu 5 ай бұрын
Kesinlikle size katılıyorum ve o kaderini sevme bilincinin bu varoluşsal sancıların sonrasında uyandığını düşünüyorum. Dilerim ne siz, ne de kızınız bir daha ne depremi, ne de böyle yakıcı bir doğa olayını deneyimler ve de yaralarınızı sararken daha da güçlenirsiniz. Sevgilerimle.
@serapgenc1976
@serapgenc1976 5 ай бұрын
@@okyanus_yolcusu Teşekkür ederim. Sevgilerimle. 💕🌻🌹🦋
@neithealebor
@neithealebor 5 ай бұрын
'' Etrafına dikkatle bakmaya devam et ve nasıl bir yapı ve oluşum üzerinde olduğunu dikkatle gör '', ''bulunduğun yere ilk defa merak eden ve anlamaya çalışmak isteyen gözlerle bak'' dedi. o sanki sıra dışı bir şey göreceğini sanarak dikkatle etrafına bakmaya başladığında 'bulunduğun yer' deyip eliyle her yeri gösterircesine işaret ederek 'senin oyun alanın değil' dedi. 'buradaki her şey sana dezavantaj ama sistemin kendisine avantaj oluştursun diye özellikle tasarlanmıştır '', 'vücudun dahi sana değil sistemin kendisine hizmet eden bir kontrol aracıdır', 'burada enerjiye ihtiyaç duyman ve hayatta kalabilmek için tüketmek zorunda kalıyor oluşundaki mantığı hiç düşündün mü ?', 'hiç bedeninin seni ne kadar kontrol ve manipüle edilebilir hale getirdiğinin farkına vardın mı ?'. 'bedenin ve bedensel ihtiyaçlarının seni bu sistemdeki oyunu oynamaya öyle yada böyle zorlaması bir tesadüf olmadığı gibi vücudunun seni bu kadar kırılgan ve kontrol edilebilir yapmasının nedeni de bir tesadüf değildir çünkü bedenin ayrıca buradaki tüm korkularının asıl kaynağıdır ve bilinçli bir şekilde bu sistem tarafından kolayca '' seni '' manipüle ve kontrol etmek için özellikle tasarlanmıştır'
@aysegunsucetin4757
@aysegunsucetin4757 4 ай бұрын
Kendinizi fazla hafife almışsınız bayım :) Ben bu yazılanları okuyunca ortada tek bir manipülatör görüyorum, o da bizatihi sizsiniz :)
@neithealebor
@neithealebor 5 ай бұрын
'' Şu senin külüstürü ilk aldığın zamanı hatırlıyorsun değil mi ? veya geçen hafta üzerinde olan şu pahalı ceketi, bunları alabilmek için fazladan yaptığın onca mesaiyi yada sırf karnını doyurmak ve temel ihtiyaçlarını bile karşılayabilmek için her gün katlanmak zorunda kaldığın onca angaryayı'' kahvesinden bir yudum daha aldıktan sonra '' çok iyi hatırlıyorsun değil mi ? '' deyip tekrar televizyona baktı ve '' dün kıçının üzerine düştükten sonra çektiğin acı da halen aklında olmalı, ne de olsa üzerinden çok geçmedi. '' deyip gülümsedi ve kahvesinden bir yudum daha aldıktan sonra '' bu örnekleri sonsuza kadar çeşitlendirebilir ve çoğaltabilirim ama asıl merak ettiğim şey şu: bunları yapmana seni iten asıl neden ne, her gün neden bunları yapıyor ve bunca saçma sapan angarya ya sürekli katlanıyorsun ? '' deyip kahvesinden bir yudum daha almak için fincanı kendine yaklaştırdı ve üzerindeki yoğun buharın arasından keskin bir şekilde ona bakarak, '' nede olsa sen her zaman var olmuş ve her zaman var olacak bir ruh ve bilinç değil miydin ? bu angarya ve çileyi her gün neden çekmek ve katlanmak zorunda kalıyorsun hiç ''gerçekten'' düşündün mü ? '' deyip kahvesini tamamen bitirdikten sonra düşünmesi için bir kaç saniye sessizce bekledi. onun düşünmesini beklerken bu sırada her sabah olduğu gibi kafenin televizyonundan eksik olmayan siyasi figür tekrar ekrana çıkmıştı. önce televizyona bakıp sonra da ona doğru bakarak '' şunun gibi sistemin minik şarlatan ve köpekleri, nasıl oluyor da '' her zaman var olmuş ve her zaman var olacak ruh ve bilinçleri '' açlıkla, krizle, savaşla tehdit edebiliyor hatta üstüne birde onlara nasıl davranmaları gerektiğini söyleyebiliyor. hiç düşündün mü ? '' diye tekrar sordu. bir kaç dakika düşünmesi için ona fırsat verse de herhangi bir cevap alamayınca konuşmaya devam etti ve '' çünkü o gözün gibi bakıp koruduğun, kendin sandığın ''etten bedenin'' sana değil bu sisteme, bu materyal realiteye hizmet ediyor hatta bunun için özellikle tasarlanmış '' dedi. onun şaşkınlığına gülümseyerek '' evet dostum seni yani her zaman var olmuş ve her zaman var olacak o ölümsüz ruhu kontrol ve manipüle edebilmek için bir elektronik kelepçe gibi özellikle tasarlanmış o tatlı bedenin, sana değil bu sisteme hizmet ediyor. '', '' yoksa o ölümsüz ruhu ve bilinci nasıl açlıkla tehdit edebileceksin ?, nasıl bir külüstür araba için onca angaryaya katlandıracaksın ? o tatlı minik unvanlar ile nasıl baştan çıkaracaksın ? ve bu tür saçmalıklarla meşgul edip her gün korkutarak çile çektireceksin ? '' ''hiç düşündün mü ? '' diye tekrar sordu. ona düşünmesi için tekrar zaman verip kendisine bir kahve daha söyledi. o düşünürken kendisi de etrafına ve etrafındaki kişilere bakıyordu. bir süre o şekilde etrafına baktıktan sonra ona doğru dönerek '' çevrendeki kişilere baktığında sen de benim gördüğümü görebiliyor musun ? '' diye sordu. o da kafasını çevirip bir kaç saniye boyunca sağına soluna bakıp bir şeyler görmeye çalıştığında '' sadece sokakta yürürken yanından geçenleri değil, genel olarak çevrende ve ekranlarda gördüğün herkesi düşünüp dikkatle baktığında sen de anlayacaksın ki, onları yüzeysel bir karakter olarak bu realitenin ve sistemin kendisi oynuyor '' dedi. '' i̇nandıkları ve düşündükleri her şey onlara sistemin kendisi tarafından öğretildi. doğumlarından itibaren akıllarında kendilerine dair tek bir orijinal düşünce olmadan, çevreleri tarafından şekillendirip birbirinin aynısı olan standart ve ortalama bir karakter haline getirildiler. televizyon ''programlarıyla'' programlanıp kendi karakterlerini değil, sistemin uygun gördüğü o standart karakteri oynamaya ödül ve ceza yöntemiyle konuşlandırıldılar. onlar için başarının ve başarısızlığın ne olduğu sistem tarafından tanımlandı. i̇yi bir hayatın ve mutluluğun sırrı olarak kare kağıtları toplama yarışlarına katılmak ilk düşünceleri oldu. sabahtan akşama kadar gereksiz angarya uğraşlarla meşgul edildikleri için içinde oldukları bu '' realitenin'' kendisini sorgulamalarına ve gerçek doğalarını keşfetmelerine fırsatları olmadı'' deyip kahvesinden bir yudum daha aldıktan sonra '' onların arasından herhangi biriyle konuştuğunda, sistemin kendisiyle konuştuğunun farkında olman gerekir. zihinleri tamamen sistem tarafından şekillendirilip hipnoz altında tutuldukları için sana kendileri hakkında gerçek olan hiçbir şey söyleyemezler. kimliklerindeki sistem tarafından işlenmiş isimleri, yine sistem tarafından işlenmiş olan yaşları ve yine sistemin kendisi tarafından verilmiş '' uğraşları '' kendilerini tanımlamak için kullandıkları ilk etiketlerdir. '' '' onlar ile sistemin ürettiği her şey hakkında konuşabilirsin. hava durumunu, her akşam oynayan diziyi, bir spor karşılaşmasını, sistemin kendisine sunduğu manevi edebiyatı veya ekranlardaki politik tiyatroyu. kısaca bu sistemin üretip sunduğu ne varsa onlarla konuşabilir ama bu sistemin üretmediği hiçbir şeyi onlarla konuşamazsın. çünkü bu sistemin onlara sundukları haricinde kendilerine dair hiçbir şeye sahip değildirler. bu sistemi ve oluşturduklarını onlardan çıkardığında geriye hiçbir şey kalmaz '' deyip kahvesinden bir yudum daha aldı ve konuşmaya devam ederek, '' gerçek doğanı keşfettiğinde kendini bu sistemin ürettiği illüzyonlar üzerinden tanımlamayacaksın. bu sistemin üretip şekillendirdiği bir başka illüzyon ve bir başka yalan değil, gerçek anlamıyla '' sen '' olacaksın. i̇şte o zaman, var olmak için bu yapay realiteye ve illüzyonlara ihtiyacın kalmayacak. '' dedi.
@serapgenc1976
@serapgenc1976 5 ай бұрын
Kahvesini yudumlayan adamın farkı ne ki, o da aynı çarkın içinde yaşamıyor mu? Bak! Herkes gibi kahvesini yudumluyor.
@aysegunsucetin4757
@aysegunsucetin4757 4 ай бұрын
Serap hanıma katılıyorum, kahve çarpıntı yapsr, ve sevgili ağabeyimin sık sık dediği gibi, kahve beyaz yakalıları tatmin eden overrated bir kültürdür. Çay candır can...
@neithealebor
@neithealebor 4 ай бұрын
Ben de çay severim ama orada kahve yazmak daha iyi olur gibi geldi bana. Önemli olan zaten çay kahve değil de ne anlatmak istediği hikayenin :)
@user-sl3ww1or9n
@user-sl3ww1or9n 5 ай бұрын
40 gün boyunca aynaya bakıp ben bu sabah çok iyiyim diyecekmiyiz aynaya 😂işin girgiri tabi ,sevgili gönül 13 gün önceki videonu görmüş yorum yazmışım tam da ana ne güzel derken bu video bu hıza yetis3miyor insan ,çok sevgiler araştırmalarına sağlık
@okyanus_yolcusu
@okyanus_yolcusu 5 ай бұрын
Teşekkür ederim, eksik olmayın ☺️
@user-sl3ww1or9n
@user-sl3ww1or9n 5 ай бұрын
Sohbet etme istegimi yine iletiyorum 😊​@@okyanus_yolcusu
@user-sl3ww1or9n
@user-sl3ww1or9n 5 ай бұрын
Konusmak isterim daha önce yazdım sanırım ,iyi bir sohbet olacağını düşünüyorum
Jung’un Kişilik Tipleri
7:26
Gönül Küçük
Рет қаралды 1,8 М.
Incredible magic 🤯✨
00:53
America's Got Talent
Рет қаралды 48 МЛН
Me: Don't cross there's cars coming
00:16
LOL
Рет қаралды 13 МЛН
VAROLUŞÇU TERAPİ
21:10
Dergi p.Dr. Medya
Рет қаралды 2 М.
ROLLO MAY - VAROLUŞÇU KURAM
37:19
NA Psikoloji Bilim
Рет қаралды 10 М.
Viktor. E. Frankl ve İnsanın Anlam Arayışı
5:14
Gönül Küçük
Рет қаралды 194
Husserl 2
32:09
Çetin Türkyılmaz
Рет қаралды 4,6 М.
Mecbur mudur herkes kendi yaşam yolculuğuna çıkmaya?
3:17
Gönül Küçük
Рет қаралды 959
Neden Feminist Damgası Yiyoruz? - Bi'mesele-4
18:57
Bi'tanıdık Blog
Рет қаралды 26 М.
Rollo May: İnsanın İkilemi
4:42
Psikolektif TV
Рет қаралды 4,1 М.
Kendini Arayan İnsan Kitabından Notlarım, Rollo May
19:05
Kitabın Adı Ne?
Рет қаралды 1 М.
VAROLUŞÇULUK NEDİR? ( Varoluşçuluğa Giriş )
27:28
Felsefe Yolcusu
Рет қаралды 21 М.
İnsanın Kendini Gerçekleştirme Yolculuğu
7:05
Gönül Küçük
Рет қаралды 315
Incredible magic 🤯✨
00:53
America's Got Talent
Рет қаралды 48 МЛН