15- Things prohibited in Islam (Musahabe 2 Book) - Mahmud Sami Ramazanoğlu

  Рет қаралды 2,410

Abdullah CAN

Abdullah CAN

Күн бұрын

''Believers are only brothers. Make peace between your brothers and fear disobedience to Allah's command so that you may receive mercy from Allah Almighty.'' (Quran / Surah Al-Hujurat 10)
In other words, all believers, as they gather together under the Liva-i Tawhid, are like brothers born from the same mother and father. In this case, it means to correct the arguments and disagreements between your brothers by eliminating them.
"Do not denigrate yourselves with your tongue, and do not blame others, and do not call others by nicknames that they do not like and that indicate their disgrace." "How evil is the name that indicates the believer's sin after his faith." (Quran / Surah Al-Hujurat 11)
If he curses someone or calls him a bad name, it is necessary to immediately repent. That is to say, O believers, whoever causes harm by committing faults that shame one another is just as if he had condemned himself. Because all believers are in the position of a Personal Unity due to the brotherhood of Islam, His Holiness Almighty said, "Do not condemn yourselves" to indicate that accusing a believer of faults and misdeeds will be like condemning all believers.
''O believers! Avoid many doubts. Because some suspicions are sins. Do not talk about people's faults, so that they will be happy with what Allah Almighty has prevented from their situation. Don't let some of you backbite others. Does any of you like and desire to eat the flesh of his dead brother? Of course you will hate this. Fear Allah and do not engage in backbiting. Because Allah Almighty accepts sincere repentance and has mercy by forgiving your sins. O believers: Do not look for the shortcomings of your family and do not talk about everyone's mistakes. In particular, do not attempt to inspect based on your assumptions about things that will violate someone's rights, especially with some unfounded superstitions.'' (Quran / Surah Al-Hujurat 12)
The main reasons that cause backbiting:
1- By telling the circumstances of the person he backbites with, he appeases his anger, that is, his grudge.
2 - He participates in the backbiting of his friends with consent.
3 - He wants to make the person he backbites dislike in the eyes of the people by praising him.
4 - By mentioning the backbiting of the person, he frees himself from that elephant.
5 - By pointing out the shortcomings of others, he proves the superiority of his own self.
6 - A person who is jealous of being talked to and honored by that person backbites him.
7 - By intending to have fun with him, he means making people laugh.
8 - He backbites for the purpose of ridicule (insult, belittle, contempt) and ridicule.
9 - When the person he backbites commits an evil act, he becomes arrogant to himself.
10- He says that this action of a lazy person made me feel sad and sad, but he is causing himself to backbite.
The reason for the revelation of the verse about backbiting is that two people from the Companions backbited Salman al-Fâris radiyallahu anh. That is to say, on some expeditions, the Prophet (peace be upon him) would give Salman-i Farisi as a servant to cook the food of two of the Companions.
One day, as sleep overcame him, Salman-i Farisi (may Allah be pleased with him) could not prepare the food. Those two people sent him to bring some excess food from the Prophet's (peace be upon him) kitchen. Salman al-Fârisi radiyallahu anh came to Usama bin Zayd radiyallahu anh, who was in charge of preparing the food of the Messenger of Allah sallallahu aleyhi wa sallam. When Osama radiyallahu anh declared that there was no food left, Salman-Fârisî radıyallahu anh came back and informed that there was no food. Just as those two people backbited about Salman (may Allah be pleased with him), saying, "If he goes to a watery well, he will come back thirsty", they also thought that Usama (may Allah be pleased with him) was evil, and they said that the Messenger of Allah (may peace be upon him) had a bad temper. Usama did not give it.
Then, when these two people came to the Prophet Muhammad, peace be upon him, he said:
- "What happened to me that I see a piece of green meat in your mouth?" They said:
- O Messenger of Allah! When they said: "We did not eat meat":
- You backbited Salman. "If a person backbites his believing brother, it is as if he ate his flesh," he said.
It is stated in Tafsir-i Hâzin and Beyzavi that this verse was revealed based on this statement-i Risâletpanâhi.
Abu Dharr (may Allah be pleased with him) once said to Bilal-i Habeshi (radiyallahu anh): "O son of a black woman" and said: "O son of a black woman." Upon the complaint of Bilal-i Habeshi (may Allah be pleased with him), Prophet Muhammad (peace be upon him) said:
- ''Oh Ebâ Zerr! Do you blame him because of his mother? "So, you are a person who has no moral values ​​of ignorance left in you?" he said.

Пікірлер: 5
@AbdullahCANCAN
@AbdullahCANCAN 4 күн бұрын
Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) SOHBETLER ► bit.ly/38VxUjs Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) Dualar ve Zikirler ► bit.ly/3hqN9FB Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) MUSÂHABE 1 ► bit.ly/2ZJRtdn Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) MUSÂHABE 2 ► bit.ly/3jNBlyw Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) MUSÂHABE 3 ► bit.ly/2XZuJW4 Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) MUSÂHABE 4 ► bit.ly/3mnGvmv Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) MUSÂHABE 5 ► bit.ly/3pM2kOz Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) MUSÂHABE 6 ► bit.ly/3Ep4VSP Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) HZ. YÛSUF ► bit.ly/3P4Bv2Y Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) BEDİR GAZVESİ► bit.ly/3FuRi86 Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) HZ. EBÛBEKİR ► bit.ly/3FJ9CKE Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) HZ. ALİ'YYÜL-MURTEZÂ► bit.ly/3UQkWJ4 Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) HÂLİD BİN VELİD KİTABI ► bit.ly/3BsiH82 Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) OSMAN ZİNNÜREYN KİTABI ► bit.ly/3Hr4Kej Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) HZ. ÖMER'UL-FÂRUK KİTABI► bit.ly/3uIlYwh Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) ASHÂB-I KİRAM 1 KİTABI ► bit.ly/3YjktlG Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) ASHÂB-I KİRAM 2 KİTABI ► bit.ly/3Bv9Xhr Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) UHUD GAZVESİ KİTABI ► bit.ly/3iYMONV 15- DİNDE HARAM KILINANLAR (Musahabe 2 Kitabı) - Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) ''Müminler ancak kardeştirler. Kardeşlerinizin arasını ıslah edin ve Allah Teala tarafından merhamet olunmaklığınız için Allah'ın emrine muhalefetten korkun.'' (Kuran/Hucurat Suresi 10) Yani, bilumum müminler Liva-i tevhid , altında içtima ettiklerinden bir ana ve babadan doğmuş kardeş gibidirler. Hal böyle olunca kardeşleriniz arasında münazaa ve ihtilafı izale ile ıslah edin demektir. ''Lisanınızla kendi nefsinizi ta'n etmeyin ve bazınız bazınızı ayıplamayın ve bazınız bazınızı sevmediği, zemmini iş'ar eden lakapla çağırmayın. Bir müminin imanından sonra o müminin fıskını iş'ar eden isim ne fena şeydir.'' (Kuran/Hucurat Suresi 11) Eğer bir kimseye tâ'n eder veya fena isim ile çağırırsa derhal tövbeye müsâraat etmek lâzımdır. Yani, ey müminler birbirinizi ayıplayacak kusur işlemekle gayrin tanına sebep olan kimse aynen kendi nefsine tâ'n etmiş gibi olur. Çünkü bilcümle müminler uhuvvet-i İslamiye icabı Şahsı vahit mesabesinde olduklarından bir mümine tâ'n yani kusur kabahat isnadı cümle ehl-i imana tâ'n gibi olacağına işaret için Vacip Teâlâ Hazretleri ''Kendi nefsinizi tâ'n etmeyin'' buyurmuştur. ''Ey müminler! Çok kere zandan içtinap edin. Zira zannın bazısı günahtır. Nâsın ayıplarından bahis etmeyin ki onların hallerinden Allah Teâlâ'nın setretmiş olduğu şeyler mestur kalsın. Sizin bazınız bazınızı gıybet etmesin. Sizden biriniz ölmüş kardeşinin etini yemeği sever ve arzu eder mi? Elbette bunu kerih görürsünüz. Allah'tan korkun, gıybeti irtikâp etmeyin. Zira Allah Teâlâ ihlâs üzere vaki' olan tövbeyi kabul edici ve sizin günahlarınızı affetmekle merhamet buyurucudur. Ey müminler: Siz ebna-i cinsinizin noksanını aramayın ve herkesin hatasın- dan bahsetmeyin. Hususan bir takım asılsız müftereyât-ı batıla ile bir kimsenin hukukuna tecavüz edecek şeylerde katiyen zannınıza ittiba ederek teftişe kalkışmayın.'' (Kuran/Hucurat Suresi 12) Gıybeti mucip olan başlıca sebepler: 1- Gıybet ettiği kimsenin mesâvi-i ahvâlini söylemekle gayzını yani içindeki kinini teskin etmiş olur. 2 - Arkadaşlarının gıybet haline muvafakat ile iştirak etmiş olur. 3 - Gıybet ettiği kimseyi takbih ile halkın nazarından düşürmek ister. 4 - Gıybetini zikrettiği kimse ile kendini o filden teberri etmiş oluyor. 5 - Gayrin noksanını söylemekle kendi nefsinin fazlını ispat etmiş oluyor. 6 - Nâsın o şahsa muhabbet ve ikram edilmesine haseden onu gıybet ediyor. 7 - Onunla eğlenmek Murad ederek nâsın gülmesini kastediyor. 8 - istihkar (aşağılama, aşağısama, hor görme.) ve istihzâ (alay) maksadıyla gıybet ediyor. 9 - Gıybet ettiği kimsenin münker fiili yapmasıyla kendi nefsini beğenmiş oluyor. 10- Miskin kimsenin bu fiili beni gam ve kederlendirdi diyor, halbuki kendini gıybete sevk etmiş oluyor. Gıybet hakkındaki âyet-i celilenin sebeb-i nuzülü Ashabdan iki zatın Selmân-ı Fârisi radiyallahu anh-ı gıybet etmeleridir. Şöyle ki, Bazı seferde ashab-ı kiramdan iki zatın taamını pişirmesi için Selmân-ı Fârisi'yi radıyallahu anh Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onlara hizmetçi verirdi. Bir gün uyku galebesiyle Selmân-ı Fârisi radiyallahu anh taamı hazır edememişti. O iki zat da O'nu Resulüllah'ın sallallahu aleyhi ve sellem mutfağında fazla taam varsa bir miktarını getirmek üzere gönderdiler. Selmân-ı Fârisi radiyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in taamını ihzara memur olan Üsâme bin Zeyd radiyallahu anh-'e geldi. Usame radiyallahu anh de taamın kalmadığını beyan edince Selmân- Fârisî radıyallahu anh geri geldi ve taamın olmadığını haber verdi. O iki zat Selmân radiyallahu anh hakkında ''sulu kuyuya gitse susuz gelir'' diye Selmân radıyallahu anh-ı gıybet ettikleri gibi Üsame radiyallahu anh'e de sui zan etmiş oldular ve güya dediler ki, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in taamı vardı lâkin Üsâme vermedi. Sonra bu iki zat huzûr-i Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize gelince buyurdular ki: - ''Bana ne oldu ki, ağzınızda yeşil et parçası görüyorum?'' Onlar da: - Ya Resûlullah! Biz et yemedik, demeleri üzerine: - Selmân'ı gıybet ettiniz. Bir kimse mümin kardeşinin gıybetini ederse etini yemiş gibi olur'' buyurdu. işte bu ifade-i Risâletpenâhi üzerine bu âyet-i celile nazil olduğu tefsir-i Hâzin ve Beyzavi'de beyan olunmuştur. Ebu Zerr radıyallahu anh bir kere Bilâl-i Habeşi radıyallahu anh'e: ''Ey kara kadının oğlu'' diye onu ayıpladı da Bilâl-i Habeşi radiyallahu anh'ın şikâyeti üzerine Nebiy-yi Mükerrem sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: - ''Ey Ebâ Zerr! Sen onu anasından dolay ayıplıyorsun? Demek ki, sen daha içinde cahiliyet ahlakı kalmamış bir kimse imişsin?'' dedi.
@AbdullahCANCAN
@AbdullahCANCAN Күн бұрын
15- DİNDE HARAM KILINANLAR (Musahabe 2 Kitabı) - Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) 2.Bölüm Sonra buyurdu ki, - Sizin eliniz altında öyle kardeşleriniz vardır ki Allah Teala Hazretleri sizin elinize tevdi etmiştir. (Buhari) Yani köle de olsa kardeş muamelesi yapılması emir buyurulmuştur. Ebu Zerr radiyallahu anh sonra Bilal-i Habeşî radiyallahu anh'ın gönlünü almak için yüzünü yanağını vere koyup ''Bilal, ayağıyla yüzeme basmadıkça yanağımı yerden kaldırmayacağım'' diyerek kusurunun affını Hazret-i Bilal'den talep etmiştir. İşte bu hadis-i şerif de: terbiye-i islamiyyeden biz ümmetine ibretli bir nasihattir. Keza Hadis-i Şeriflerde buyrulmuştur ki: ''Din kardeşini muayyebden biri ile tayip eden kimse o ayıbı bizzat kendisi yapmadıkça ölmez.'' ''Gıybetten hazer ediniz zira gıybetin bir kısmı zinadan eşettir.'' ''Gıybet edenlerle dinleyenler günahta şeriktirler.'' Enes radiyallahu anh'den rivayette Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz miraçta muazzeb olan ehli nâr gösterildiğinde bir kavim bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini tırmalayarak cerihadar edip muazzep oluyorlardı. Cibril Aleyhisselâm'a bunların kimler olduğunu sual buyurunca; Cibril aleyhisselam Nasın etini yiyen yani gıybet eden kimseler olduğunu söylemiştir Hz. Enes radiyallahu anh rivayetine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuştur ki: ''Gıybet eden kimsenin keffâreti o gıybet ettiği kimseyi Cenab-ı Hakkın affetmesi için istiğfar etmesidir. Yoksa tövbesi tamam olmaz. illa gıybet ettiği kimse ile helalleşmedikçe.'' (El-Camiu's-sagiyr) Kuseyri'den: Cenab-ı Hak azze ve celle Musa Aleyhisselâm'a buyurmuştur ki: Gıybetten tevbe ederek vefat eden kimse cennete en sonra dahil olacak ve gıybete musır olarak ölen kimse de nara en evvel dahil olacaktır. Cüneyd kuddise sirruh bir gün mescitte bir genç gördü. Para aldı. Cüneydin hatırından geçti ki, bu yiğit niçin kazanıp da yemez kendini böyle hor eder. O akşam kendine bir gaflet arız oldu. Düşünde gördü ki bir kişi örtülü bir tabak içinde mescitte hatırından gecen dervişi pişirmiş, - Bu eti ye dedi. Cüneyt, - Ben murdar yemem dedi. O kimse, - Dün mescitte yedin, şimdi yemez misin? dedi. Cüneyt gıybet ettiğini anladı. O heybetten uyandı, abdest alp namaz kıldı, dışarı çıktı, o dervişi görmek diledi. Gördü ki Dicle ırmağı kenarında oturmuş orada tere yumuş, ufağını yer. Yanına vardı. Başını kaldırdı Dedi ki: - Ya Cüneyt! Mescitteki endişeden tevbe eyledin mi? Cüneyd de, - Tevbe eyledim, dedi. O da, - Var artık ol endişeyi eyleme, dedi. وَهُوَ الَّذٖي يَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْ عِبَادِهٖ وَيَعْفُوا عَنِ السَّيِّـَٔاتِ وَيَعْلَمُ مَا تَفْعَلُونَۙ ayetini okudu, gitti. Cüneyd kuddise suruh da o kadar ağladı ki gözleri şisti. İbrahim bin Ethem kuddise sirruh bir davette bulundu. Davetlilerden bir kimse gelmeyince ona ''sakil'' demişler. İbrahim Ethem de gıybet olunan bir taam meclisinde bulundum diye çıkıp gitti ve üç gün taam yemedi. Ebu Said Harraz kuddise sirruh dedi ki, bir gün derya kenarında bir yiğit gördüm. Yanına bir demir divit asa koymuş önümden geçti. Libası Salihler libası. illâ zalimler âleti götürür dedim. ileri vardım selâm verdim. Dedim ki; - Ey yiğit tanrıdan yana yol kaçtır? - ikidir, dedi. Biri hâsların, biri âmmlarındır. Ama sen hâsların yolundan ıraksın dedi. - ''Nicin?'' dedim. Onun için ki, sen diviti zulüm aleti sanırsın. Hak Teâlâ Hazretleri buyurdu ki ''İnne bağdazzanni ismün'' dedi ve gitti. Süfyân-ı Sevri rahimehullah Dört haslet kâfirlik getirir demiştir: 1- Bir kişiyi görmeden gıybet eylemek. Çünkü bu gaybe hüküm demektir. Gaybe hüküm ise küfürdür. 2- Haset eylemek. Zira Cenâb-ı Hakk'ın bir kuluna verdiğini lâyık görmemektir. Her kim Tanrı'nın verdiğini reva görmezse küfürdür. Çünkü Hak Teâlâ Hazretlerinin hikmetini, adlini inkâr etmiş olur. 3- Hak Teâlâ'nın rahmetinden ümidini kesmektir اِنَّهُ لَا يَايْـَٔسُ مِنْ رَوْحِ اللّٰهِ اِلَّا الْقَوْمُ الْكَافِرُونَ buyurulmuştur. (Kuran/Yusuf Suresi 87) 4- Haram mal toplamaktır. Bu da kıyamet gününün hesabına inanmamaktır. Her kim ki kıyamet günü muhasebesine inanmazsa kâfirdir. Altı şey amelleri habt eder: 1- Halkın ayıbıyla iştigal etmek 2- Kalbin kasveti. 3- Hubb-i dünya 4- Killetü'l-hayâ (Haktan ve halktan utanmamak). 5- Tûl-i emel. 6- Zulüm. Lokman Hekim oğluna nasihat ile der ki: Pek çok enbiya aleyhimü's-selâma hizmet ettim. Kelamlarından sekiz kelimeyi hulâsa olarak ihtiyar ettim. Eğer ki teyakkun eder de bu sekiz hasletle amel eder isen ehl-i necât ofursun. 1- Kalbini muhafaza 2- Lisanını muhafaza, 3- Boğazını haram lokmadan muhafaza, 4- Gözünü haramdan muhafazadır. Diğer dörder ikisini alıp zikret, ikisini de unut. Alıp zikredeceğin ikiden biri Allah Teâlâ Hazretlerini alıp zikret, ikincisi de mevttir. Unutma demek. Unutacağın iki şeyden biri de başkasına yapmış olduğun iyiliği unut, bir de başkalarının sana yapmış olduğu kötülükleri unut. Ebu Zerr radiyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu işittiğini rivayet etmiştir: - Hiç bir kişi başka bir kimseye fısk yani fasıklık isnadıyla yâ fâsık diye söz atamaz, atmağa hakkı yoktur ve yine böyle küfür de isnat edemez. Şayet isnat eder de isnat ettiği kimse o atılan fıskın veya küfrün sahibi değilse bu sıfatlar muhakkak sözü atan kimseye döner." yani fâsık veya kâfir diye haksız yere attığı söz kendine dokunur, yani kendi fâsık veya kâfir olur. İşte bu hadis-i şerifin mazmûnu ahlâk-ı islâmiyye'nin umumi kanunlarından biridir. Binâenaleyh her duyduğu söze inanıp da mümin kardeşine bir fena sıfat isnadından son derece sakınmak lazımdır. Nitekim hadis-i şerifte ''Kişinin her işittiğini söylemesi yalandan mütehassıl günah bakımından kendine yeter.'' (Ebû Davûd) Hadis-i şerifte: ''Kendi ayıbını, kusurunu görmesi, başkalarının ayıplarını görmesinden ve aramasından şahsını alıkoyan kimseye ne mutlu!'' buyurulmuştur. (El Câmiu's-Sağir.)
@AbdullahCANCAN
@AbdullahCANCAN Күн бұрын
15- DİNDE HARAM KILINANLAR (Musahabe 2 Kitabı) - Mahmud Sami Ramazanoğlu (K.s.) 3.Bölüm İbn-i Ömer radıyallahu anh'den mervidir ki: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuştur: ''Bir müslim diğer bir müslimin karındaşı olup o müslim kendi karındaşına zulüm ve eza etmez ve zulüm ve eza eden kimseye de onu teslim etmez.'' Yani başkasının zulüm ve ezasından dahi onu himâye etmesi muktezâyı uhuvvet demektir. ''Kim ki bir müslimin gam ve kederini izale ede Allah Teâlâ Hazretleri o kimseden kıyamet gününde hümûm ve hüzünlerini izale eder. Ve kim ki bir müslimin kusurunu setreder Allah Teâlâ Hazretleri de kıyamet gününde onun kusurlarını setreder.'' (Buhari) Ömer radıyallahu anh bir gece Abdullah ibni- Mes'ud radryallahu anh ile teftişe çıkıp bir evin kapısının aralığından bakarak bir ihtiyar kimsenin önünde şarap gördü. Kapısının üstünden bakarak o kimseye hitaben: - Senin gibi ihtiyar bir kimsenin bu hali ne acep çirkin oldu, diye takbih edince, o kimse kıyam ederek. - Ya Emire'l-mü'minin! Ben bir isyan ettim fakat sen üç, dedi. • Tecessüs ettin. • Kapıdan gelmek lazım gelir iken kapının üstünden baktın. • Ve harim-i ismetim haneme baktın, Hazret-i Ömer de itirafla, - Doğru söyledin, beni affet dedi, O da, - Cenâb-ı Hak affetsin, dedi. Hazret-i Ömer radiyallahu anh de ağlayarak: - Cenâb-ı Allah beni affetmezse veyl bana, dedi. Ol kimse bu kabahatini ehlinden ve veledinden gizli olarak yapmakta imiş. ''Velâ Tecessesû'' fıkra-i celilesindeki tecessüs bir kimsenin noksanını ve ayıbını aramaktır. Bu âyet-i celilenin meâl-i şerifi: ''Ey mü'minler! Siz nâsın noksanlarını aramayın ve herkesin hatasından bahis etmeyin. Bir kimsenin iffet ve namusuna, ahval-i hususiyesine teallûk eden şeylerde kendi zannınıza ittibâ' ederek teftişe, aybını aramaya kalkışmayın. Allah'ın setretmiş olduğu şeyler gizli kalsın'' demektir. Bir hadis-i şerifte, sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem buyuruyor ki; ''Müslümanların ayıplarını, kusurlarını tetebbû etmeyiniz. Zirâ müminlerin kusurlarını tetebbû' eden, taharri eden kimsenin kendi kusuru taharri olunur.'' (El-Camiu's-Sagir) Yani başkalarını tayib edeyim derken kendi tâyib olunur. Başkalarını rüsva edeyim derken kendi rüsva olur. Binaenaleyh başkalarının ayıbını arayan kendi ayıbını arar, demektir. Hadis-i şerifler: ''Müslim kardeşinin ayıbını, çıplak olduğunu görüp setrile âlemde rüsva etmeyen kimsenin Cenab-ı Allah yevm-i kıyamette ayıplarını setreder.'' (El-Camiu's-Sagir) ''Müslim-i kamil şu kimsedir ki Müslümanlar onun dilinden ve elinden emin olsun.'' (Buhari) ''Her kim ki bir mümine lanet ede lanet tıpkı o müminin katli mesabesindedir. Ve her kim ki bir mümine küfür ile kazf ve iftira ede bu güna iftira da tipik o müminin katli mesabesindedir.'' (Buhari) Yani bir mümine lanet eden kimse sanki o kimseyi katletmişçesine muazzep olur keza bir mümine küfür isnat edip söz atan kimse de ol mümini katletmişçesine ahirette muazzep olur. Huzeyfe radiyallahu anh rivayetle sallallahu aleyhi ve sellem-Efendimiz buyurmuştur ki: ''Nemmamlk, koğuculuk edenler cennete dahil olamaz. (Buhari) İnsanlar arasında söz getirmek, fesada sây etmek, iki müminin arasını bozmağa çalışmak günah-ı kebâirdendir, Eğer nemime helâldir diye itikat ederse asla cennete dâhil olamaz demektir. Yâhud duhûl-i evvelin ile cennete dâhil olamaz demektir. Meğer ki tevbe etmiş olması lâzımdır. Kâ'bü"l-Ahbar radıyallahu anh rivayet eder: Beni İsrail'e kaht isabet etti. Musa aleyhisselâm kavmiyle üç kere dua etti, müstecab olmadı. Allah Teâlâ Musâ aleyhisselâm'a vahiy buyurdu ki. - Senin ve seninle beraber dua edenlerin duasını nüstecâb kılmam. Zira içinizde nemmâm (Nemmam: insanlar arasında kötülük, düşmanlık ve bozgunculuk maksadıyla söz taşıma, kovculuk yapma, gammazlık” demektir.) bir recül vardır. Nemîme üzerine musırr oldu. Musa aleyhisselâm, - Ya Rabbi kim o aramızdan çıkaralım, dedi. Cenâb-ı Hak azze ve celle buyurdu ki: - Ya Musa! Sizi nemimeden men' ediyorum da ben de nemmam m olayım?'' Cümlesi tevbe ettiler de Cenâb-ı Hak da tövbelerini kabul buyurdu. Yağmur ihsan buyurdu. Muâz radryallahu anh rivayet eder: ''Kıyamet gününde nemmâmlar maymun suretinde haşrolunurlar.''
@eyupsahin8503
@eyupsahin8503 4 күн бұрын
Allah büyüklerimizden razı olsun,bizi onların şefaatinden mahrum bırakmasın,amin.
@RevanAskerov
@RevanAskerov 4 күн бұрын
Rəbbim şəfaətlərinə məzhər etsin 🇦🇿🌹🇹🇷
He sees meat everywhere 😄🥩
00:11
AngLova
Рет қаралды 10 МЛН
Vivaan  Tanya once again pranked Papa 🤣😇🤣
00:10
seema lamba
Рет қаралды 30 МЛН
NERF WAR HEAVY: Drone Battle!
00:30
MacDannyGun
Рет қаралды 44 МЛН
Tayy-ı Mekân, Tayy-ı Zaman- Ladikli Ahmet Hüdai Hazretleri
33:19
Kuranla Meşguliyet Platformu
Рет қаралды 959 М.
13. JIHAD (Musahabe 5 Book) Part 3 - Mahmud Sami Ramazanoglu
21:02
RIZIKTAKİ ÇOK BÜYÜK SIR (3 kıssa ile)...
13:14
Aşık Yunus
Рет қаралды 697 М.
Mahmut Sami Ramazanoğlu'ndan Hatıralar
35:17
Cemil Hoca'mızın Sohbetleri
Рет қаралды 25 М.
İmam Suyuti (Hz.) /  Kainatın Sırları / Antik Kütüphane Tasavvuf
1:38:17
Antik Kütüphane Tasavvuf
Рет қаралды 10 М.
He sees meat everywhere 😄🥩
00:11
AngLova
Рет қаралды 10 МЛН