Рет қаралды 1,006
Rivayet o ki asırlar evvel, işinin ustası iyi bir marangoz varmış. Günün birinde dillere destan bir minber yontmuş. Herkes bu efsane eseri, kendi camisinde görmek istiyormuş. Ama o, “Onun yeri Mescid’i Aksa’dır” diyormuş.
“İyi de adam! Kudüs işgal altında, nasıl olacak bu?” diyenlere verdiği cevap çok ilginçmiş: “Ben zanaatkarım, minber yaparım. Bir yiğit de çıkar ve onu hak ettiği yere koyar.”
Destanlaşan bu hikayeyi, benim yaşlarımdaki bir çocuk da işitmiş. Ve gönülden inanmış minbercinin derdine.
Yıllar sonra hikaye unutulmuş. Fakat o, unutmamış ve Kudüs’e varmanın gereği neyse öyle yetiştirmiş kendini. Sonunda Kudüs’ü Şerif-i özgürleştirip o minberi Kıble Mescidi’ne yerleştirmiş. Tarihler de onu, Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi diye anmış.
Nedir bu kıssanın hissesi peki? Nedir bugün Kudüs için üzerimize düşen? Benim anladığım şu: İşimizi çok iyi yapalım. Tıpkı o kutlu günlerdeki dedelerimiz gibi…
| Bugün Balıkesir’de, yarın özgür Kudüs’te…