Hayvan Çiftliği - George Orwell // konuk Celâl Üster // Deniz Yüce Başarır ile Ben Okurum

  Рет қаралды 697

Deniz Yuce Basarir

Deniz Yuce Basarir

20 күн бұрын

Duyuyor musunuz, devrimin ayak sesleri bunlar?! Hayvanlar kendilerini sömüren insanlara karşı ayaklanmak üzereler. Yaptığı konuşmadan üç gün sonra ölecek olan çiftliğin ağır ağabeylerinden Koca Reis bir devrimin ilk fişeğini atıyor. İçinde yaşadıkları koşulların, emeklerinin nasıl sömürüldüğünün farkında olmayan diğer hayvanlar Koca Reis’in sözleriyle biraz, şarkının müziği ve verdiği coşkuyla iyice kapılıyorlar devrimin cazibesine. Aslında çok da farkında değiller işlerin nereye doğru gittiğinin. Çiftliğin sahibi Bay Jones’un boyunduruğu altında nasıl sürdürüyorlarsa günlerini, devrimin de rüzgarı öyle savuruyor onları yeni bir hayatın içine. Eşitlik, özgürlük ve mutluluk için gerçekleştirilmesi planlanan devrim aniden kapıyı çalıyor çünkü. Ve başardıklarına kendileri bile inanamıyorlar. Artık onları insansız bir hayat bekliyor.
Evet, sevgili Ben Okurum dinleyicileri, George Orwell’ın en çok okunan romanlarından birinden "Hayvan Çiftliği"nden söz edeceğiz bu bölümde. Elbette söz konusu Orwell olunca onun meşhur distopyası 1984 de girecek devreye, yani anlayacağınız biraz politika da konuşacağız. Tabii yazarın maceralı hayatının izini sürerken yolumuz başka eserlerine de düşecek. 2021 yılı itibariyle teliften düşen kitaplarının ülkemizde birçok değişik yayınevi tarafından sayısız baskısı yapılıyor şu günlerde. Ama ben izninizle, kitabı bu süreçten yıllar önce dilimize kazandıran Celâl Üster’e uzattım mikrofonu.
George Orwell’in 1903 yılında o zamanlar Britanya İmparatorluğu’nun sömürgesi olan Hindistan’ın Bihar eyaletinde başlayan, 1950 yılında sona eren 47 yıllık kısa hayatı kocaman bir macera aslına bakarsanız. İlk kitabı 1933 yılında yayımlanıyor Orwell’in, adı: Paris ve Londra’da Beş Parasız. Bu başlık bile bize yaşadığı maceralara dair bir ipucu veriyor öyle değil mi? 47 yaşında hayata veda ettiğinde ardından 13 eser bırakan yazarın asıl adı Eric Arthur Blair. Eric bir yaşındayken annesi, onu ve ablası Marjori’yi de alarak Hindistan’dan ana adaya Oxfordshire’a taşınıyor. Babasını kısa bir ziyaret dışında 1917 yılına, yani 14 yaşına gelene kadar görmüyor Eric. Zaten 1911-1916 yılları arasını da nefret ettiği bir yatılı okulda geçiriyor. Bu yıllarda şiir okumaktan ve yazmaktan hoşlanan çocuğun ideali H. G Wells tarzı romanlar yazmak. Eton Kolej’e burslu olarak girmeyi başardığında orda ders veren Aldous Huxley’le de tanışma fırsatı buluyor. Ancak üniversitede kendini mutlu hissetmesine, kolejin dergisi için yoğun çalışmasına rağmen, akademik olarak pek başarılı olduğu söylenemez Eric Blair’in, yani George Orwell’in - her ne kadar bu yaşlarda henüz adını değiştirmemiş olsa da, biz artık ona bildiğimiz adıyla seslenelim, yoksa kafamız karışacak- Ailesi yeni bir burs kazanamayacağını göz önüne alarak, onun imparatorluğun polis teşkilatına katılmasına karar verir. 1921 yılında Eton’ndaki eğitimini bırakan Orwell, polis teşkilatının giriş sınavlarını kazanacak ve kendi arzusuyla Burma’da görev alacaktır. Çünkü anneannesi bu bölgede yaşamaktadır. Burma yıllarını daha çok okuyarak ve içine dönük geçirecektir Orwell. 1927 yılında dang hummasına yakalanınca, izin alıp İngiltere’ye döner. Ancak bu dönüş, hayatını yeniden gözden geçirmesine sebep olacak ve onu yeni bir dönemin eşiğine getirecektir. İşinden ayrılır, Burma’ya geri dönmez; artık kendini yazmaya adayacaktır. Polis teşkilatında geçirdiği yaklaşık 6 yıllık dönemde yaşadıkları yıllar sonra 1934 yılında yayımlanan Burma Günleri adlı romanında kendini gösterecektir.
Aynı yıl hayatı keşfetmek üzere Londra’ya taşınır Orwell. Bir aile dostlarının yardımıyla kendine meşhur Portobello Road’da bir oda tutar. Orta sınıf bir gencin sıradan hayatından vazgeçip, bir evsiz kılığına bürünen genç adam, bu keşiflerinde Londra’nın en yoksul semtlerini dolaşacak, gözlemlerinde özgür olabilmek için, o güne kadar benimsediği tüm sosyal kuralları bir tarafa bırakacak, adeta hayattan malzeme toplayacaktır. 1928 yılında Paris’e geçer. Orada da işçi sınıfının yaşadığı bir mahalleyi seçer kendine, gözlemler sürmektedir. Tabii bu arada yazmayı da sürdürmektedir. Burma Günleri üzerine çalışmaktadır. Ancak bu dönemde yazdıklarından geriye pek bir şey kalmayacaktır, gazetecilik konusunda daha başarılı olduğu yıllardır bunlar. İçlerinde Le Monde’un da olduğu çeşitli dergi ve gazetelerde makaleleri yayımlanır. Yazdıklarının odağında hep yoksulluk vardır. 1929 yılında hastalandığı için yattığı hastaneye bile bu açıdan bakacak, yıllar sonra yazdığı bir makalede hastanenin adını vermeden oradaki zorlu koşulları anlatacaktır. Makalenin başlığı çarpıcıdır: ‘Yoksul nasıl ölür?’. Paris günlerinde hastaneden çıktıktan sonra parası çalınınca, çeşitli önemsiz işlerde çalışır Orwell.
#denizyücebaşarır #benokurum #hayvançiftliği #georgeorwell #celalüster #canyayınları #1984 #podcast

Пікірлер: 2
@vatan_sever
@vatan_sever 17 күн бұрын
Teşekkürler..
@burcusezerr
@burcusezerr 18 күн бұрын
Merhaba Deniz Hanım. Kanaldaki videoların tamamına yakınını izlemişimdir. Hepsinde büyük bir birikim, özen ve titizlik var. Bize de keyifle dinlemek düşüyor. Çok teşekkürler ellerinize sağlık ❤
Radyo Tiyatrosu - Hayvan Çiftliği - George Orwell
1:08:36
Sanal Kütüphane
Рет қаралды 37 М.
I CAN’T BELIEVE I LOST 😱
00:46
Topper Guild
Рет қаралды 106 МЛН
Can You Draw A PERFECTLY Dotted Line?
00:55
Stokes Twins
Рет қаралды 106 МЛН
I Can't Believe We Did This...
00:38
Stokes Twins
Рет қаралды 92 МЛН
БОЛЬШОЙ ПЕТУШОК #shorts
00:21
Паша Осадчий
Рет қаралды 9 МЛН
Hayatınızda devrim yapan kitap / Mülksüzler - Ursula K. Le Guin
33:46
Rus Salatası mısınız? Amerikan Salatası mı? - Yılmaz Özdil
37:11
Sayın Mehmet Görmez'in Maneviyat Güvenliği - Mustafa Öztürk'ten Reddiye
58:09
Mustafa Öztürk Arşivi
Рет қаралды 70 М.
O Demiş ise İş Bitmiştir | Gönül Sadası
35:00
Erkam TV
Рет қаралды 50 М.
I CAN’T BELIEVE I LOST 😱
00:46
Topper Guild
Рет қаралды 106 МЛН