Рет қаралды 17,213
“İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi”si kapsamında, “Ahlâkî Müeyyide Üzerine Konuşmalar” serisinin altıncısı ‘‘Ahlâkî Zorunluluğun İlkesi Nedir?’’ başlığı ile Medeniyet Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden İhsan Fazlıoğlu tarafından gerçekleştirildi.
Konuyu, daha iyi ifade edebilmek için öncelikle bir soru belirlediğinden bahseden Fazlıoğlu, “x ya da y’yi yapmalıyım” da ki ‘malı’ ekinin ontolojisinin ne olduğunu sordu. Bunun kökenini tespit edebildiğimiz ölçüde, ahlâkî müeyyidenin de kaynağını tespit edebiliriz dedi. Ahlâkî müyyidenin, kaynağına ulaşabilmek için evvela ortak bir ahlâk tanımı yapmanın uygunluğunu belirten Fazlıoğlu, ahlâkı şöyle tanımladı: “Kişinin irade ve ihtiyarına dayalı kendilik bilincinin eşlik ettiği, belirli bir tercihle sonuçlanan gayeli eylem.”
Burada dikkat edilmesi gereken durumun, topluluk, toplum ve birey arasındaki ayrım olduğunu söyleyen Fazlıoğlu, ahlâkın yalnızca bireysel alanda geçerli olduğunu vurguladı. Fazilet denilen şeyin, sadece bireye mahsus olduğunu söyleyen Fazlıoğlu, bu açıdan insanda ilk oluşan şeyin, benlik bilinci olduğunu ifade etti. Bizim önce toplulukta benlik kazandığımızı, sonrasında da bizlik kazandığımızı nihâi olarak da “kendilik bilincine” vardığımızı belirtti. Kendilik bilinci kavramının yapacağı analiz için temel bir kavram olduğunu söyledi. Klasik dönemde bunun, “tahkiku’z-zât” denilen şey olduğunun altını çizdikten sonra, bu kavramın toplumda belli bir seviyeye gelmiş kişinin kendi üzerine düşünmesi anlamına geldiğini ifade etti.