*Bu seriden sıkılmaya başladım büyük ihtimal 10. bölümü final yaparımm *Umarım severek beğenerek okursunuz *Yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum HİKAYE Y/N DEN Tam bir hafta geçmişti. Yüzümdeki yaraların iyileşmesi tahminimden daha uzun sürdü. Tae her gün arıyor buluşmak istediğini söyleyip duruyordu. Bir şekilde babamdan kurtulup yanına gitmem lazımdı. Bugünü atlatırsam taeyi bir süre daha idare edebilirdim. Babam dışarı çıkmama izin vermiyordu fakat taeyi daha fazla ikna edemezdim. Bir yandan da onu çok özlemiştim. Hava kararmış annemler çoktan odalarına çekilmişti. Odamın kapısını sessizce kilitlemiş sarmaşıklara yönelmiştim. Her zaman yaptığım gibi sessizce sarmaşıklardan inmeye başladım. Karnımdaki ve sırtımdaki morluklar hala geçmemişti. Her hareketimde keskin bir ağrı bütün vücudumu sarıyordu. Sonunda ayaklarım çimlere değdiğinde derin bir nefes vermiş yavaş yavaş karavan parkına doğru ilerlemeye başlamıştım. Telefonum çalmaya başlayınca arayan kişiye baktım. Taeydi. Bugün geleceğimi ona söylememiştim. y/n: efendim? Tae: nasılsın? Sesini duymamla kendimi daha iyi hissetmiştim. Y/n: iyiyim. Neredesin? Tae: karavandayım. Gülümsememin sesime yansımasına dikkat ederek konuşmaya başlamıştım. y/n: harika, geliyorum. Tae: ne? Şu an mı? Gülümsemem daha da büyürken göremeyeceğini bilsem de başımı salladım. y/n: evet şimdi, meşgul müsün yoksa? Taenin kıkırdama sesini duymuştum. Tae: hayır tabi ki seni karşılamamı ister misin? y/n: gerek yok birazdan orada olurum. Telefon kapanırken morluklarıma dikkat ederek yürümeye devam ettim. Taeyi gerçekten çok özlemiştim. Beni görüntülü aramak istemişti fakat yüzümdeki yaralardan dolayı reddetmiştim. Onu görmek için sabırsızlanıyordum. Karavan parkına girmiş bana havlayan köpeğe aldırmadan yürümeye devam etmiştim. Taenin karavanının camından sarı bir ışık yayılıyordu. Kalbim heyecandan hızlanmaya başlamıştı. Köpeği arkamda bırakarak kapıyı tıklattım ve hiç beklememe gerek kalmadan tae hızlıca kapıyı açtı. Tae: hoş geldin Beni elimden tutmuş yavaşça içeri çekmişti. Sıkıca sarılmasıyla acıdan yüzümü buruşturmuştum. Sesimin çıkmaması için dudaklarımı birbirine bastırmış benden ayrılmasını beklemiştim. Tae: özledim seni. Sesimin titrek çıkacağını bildiğimden başımı onaylar nitelikte sallamakla yetinmiştim. Benden ayrılmış dudağıma kısa bir öpücük kondurmuştu. Vücudumdaki acıyı görmezden gelmiş kocaman sırıtmıştım. y/n: ben de seni özledim. O an içerisinin sıcak olduğunu fark ettim. Taenin omuzunun üstünden içeri bakmış ve elektrikli ısıtıcıyla göz göze gelmiştim. Tae burnundan gülmüş önümden çekilmişti. y/n: yeni mi aldın? Başıyla onaylamış elini belime koymuştu. Parmaklarının sırtımdaki morluğa değmesiyle acıdan gözlerimi kapatmış fakat hızlıca kendimi toplamıştım. Tae: havalar iyice soğudu bir daha hasta olmanı istemiyorum. Şakağıma minik bir öpücük kondurmuş benden ayrılıp mutfağa adımlamıştı. Tae: ne içersin? y/n: fark etmez. Taenin beni görmeyeceğinden emin olduktan sonra yavaşça fakat her yerim acıyarak montumu çıkardım. Yüzüm ister istemez buruşuyordu ve taenin görmesini istemiyordum. Küçük koltuğa ilerlemiş temkinli hareketlerle oturmuştum. Tek isteğim bugünün sorunsuz ve mükemmel geçmesiydi. Tae elinde iki kupayla gelmiş yanıma kurulmuştu. Elindeki sıcak çikolata dolu olduğunu tahmin ettiğim kupayı ellerimin arasına aldım. Tae: iyileşmen neden bu kadar uzun sürdü? Soru sormak zorunda mıydı ki? Sessizce oturup bu anın tadını çıkarabilirdik. y/n: tamamen iyileşmeyi bekledim, sana bulaştırmaktan korktum. Kupayı tutan ellerimden birini avucunun içine almış dudaklarına götürmüştü. Tae: ben senin gibi narin değilim. Göz devirmiş elimdeki kupadan bir yudum almıştım. Bir haftanın sonunda artık huzurlu hissediyordum. y/n: haftan nasıldı? Derin bir nefes almış elimi sıkmıştı. Tae: çok iyi değildi. Merakla bedenimi ona çevirmiştim. y/n: ne oldu? Bir süre düşünmesini beklemiştim. Gözlerimi gözlerine kilitledi. Tae: annemle babamın yanına gittiğimde kavga ettiler. Her zaman ediyorlardı ama bu sefer kavgaya yunjin de girmiş. Onu öyle görünce kendimi kötü hissediyorum. Her şeyi bütün şeffaflığıyla bana anlatması çok hoşuma gitmişti. Keşke bende aynısını ona yapabilseydim. Bunun yerine dakika başı yalan uydurmak zorunda kalıyordum. y/n: annenle baban sıklıkla kavga mı ediyorlar? Benim ona yaptığım gibi bana dönmüş yanağıma minik bir öpücük kondurmuştu. Tae: evet... Hem de her zaman. Ben onların kavgalarıyla büyüdüm ve yunjinin de aynı kaderi yaşaması beni deli ediyor. Onları boşanmaları için ikna etmeye çalıştım fakat asla beni dinlemiyorlar... En azından yunjinin sığınacak bir yeri var. Benim yoktu. Sessizce söylediklerini dinlerken bana içini döktüğünü anlamıştım. Yavaşça yaklaşmış dudağımı dudağının üzerinde bekletmiştim. Her zaman yaptığı gibi beni öpmeye başlamasıyla elimdeki kupayı hafifçe eğilmiş yere bırakmıştım. Bacaklarımı kendime toplarken taenin öpüşüne karşılık veriyordum. Taede benim yatığım gibi kupasını yere bırakıp elini enseme götürmüştü. Eliyle ensemi kavlarken beni kendine daha çok çekti. Heyecanla dudaklarına nefes vermiş ellerimi omuzlarına koymuştum. Vücudunun sertliğinigiydiği kalın sweatin üstünden bile hissedebiliyordum. Öpüşmemiz şiddetlenirken ayaklarımı altıma almış yüzlerimizi eşitlemiştim. Tae elini belime koymuş birden bedenimi kendine çekmişti. Sırtımdaki morluğa uyguladığı temas yüzünden inlemiş gözlerimi sıkıca kapatmıştım. Taenin dudakları beni öpmeyi durdurmuş öylece beklemeye başlamıştı. Görmezden gelmesi için onu öpmeye devam ediyor unutmasını umuyordum. Tae tekrar belime baskı uyguladığında istemeden de olsa irkilmiştim. Omuzlarımdan tutmuş dudaklarımı dudaklarından ayırmıştı gözlerimi açmadan bir süre bekledim. Bundan kurtulmam gerekiyordu fakat nasıl yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Tae: ne oldu az önce? Gözlerimi yavaşça açtığımda taenin kaşlarını çatmış sorgulayan yüzüyle karşılaştım. Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim. y/n: ne oldu? Tekrar öpmek için yaklaştım fakat taenin elleri buna engel oluyordu. y/n: sorgulama Gözlerim kapalı söylediğim şeye karşın vücudumdaki acıyı belli etmeden ayağa kalktım. Y/n: benim gitmem gerek. Hızla montuma uzandım fakat tae elimi tutup beni kendine çevirdi. Gözlerinde hala aynı bakış vardı ve kendimi çok kötü hissettiriyordu. Titrek bir nefes aldım. Ilk defa yakalanmaya bu kadar yakındım ve korkmaya başlamıştım. Tae: kaçmaya çalışma Elini tekrar belime götürmüş vereceğim tepkiyi dört gözle izlemeye başlamıştı. Hem elini tutmaya hem de montuma ulaşmaya çalışıyordum. Tae: y/n! ALTTA
@bangtankingarmyyy139011 ай бұрын
. . . . DEVAMI 1 Tae birden belimden tutmuş hızla vücudumu kendi vücuduna yapışmıştı. Hem karnımdaki hem sırtımdaki morluklar çok acımıştı. Yüzümü buruşturmuş dudaklarımdan kaçan inlemeyi durduramamıştım. Tae öylece donmuştu. Asla hareket etmiyor öylece nefes alıyordu. Bir süre sonra yavaşça gözlerimi açmış gözlerine bakmıştım. Tanıdık olduğum kahverengileri hiç bu kadar kararlı görmemiştim. y/n: tae- Tae: kazağını kaldır. Ellerini vücudumdan çekmiş iki adım geri çekilmişti. Kalbimin suçlulukla attığını hissedebiliyordum. Titreyen ellerimle kazağımın eteklerini sıkıca tutmuştum. Tae kollarının önünde bağlamış çatık kaşlarıyla direk gözlerimin içine bakıyordu. Tae: y/n... kazağını... kaldır. Gözlerinin içine daha fazla bakamıyordum. Bakışlarımı karavandaki yatağa kilitlemiş öylece durmaya devam etmiştim. y/n: gitmek istiyorum. Tae: kazağını kaldır sonra git. Kelimeleri bastırarak konuşuyordu ve ben iyice gerilmeye başlamıştım. Avuç içlerim deli gibi terliyor bu karavan artık küçük gelmeye başlıyordu. y/n: tae Tae: y/n... şu an kazağını kendim kaldırabilirim ama canını yakmak istemiyorum. O yüzden zorlama ve dediğimi yap. Kelimeleri çok keskindi. Gözlerimin arkasının yandığını hissediyordum. Tae: y/n Taenin sesi öncekinden daha yumuşak geliyordu. Artık kaçışım yoktu. Bir yere kadar sabretmişti. y/n: taehyung lütfen zorlama Derin bir nefes almış bana bir adım yaklaşmıştı. Gözleri hala kararlılıkla parlıyordu ama biraz daha yumuşadığını hissedebiliyordum. Tae: lütfen... öğrenmem lazım. Pes etmişlikle nefes vermiş kazağımın ucunu daha sıkı kavramıştım. Dediğini yapacaktım ama sakin kalacağından emin olmam gerekiyordu. Çünkü morlukların ne kadar korkunç olduğunu biliyordum. y/n: ani tepki verme ve oturup konuşalım. Tae sabırsızlıkla başını sallamıştı. Derin bir nefes vermiş gözyaşlarımın akmaması için hızlıca gözlerimi kırpıştırmıştım. Yavaşça kazağı kaldırmış göğüs hizama geldiğinde durmuştum. Taenin gözleri gözlerimden ayrılmış karnıma kaymıştı. Vücudunun gerildiğini görebiliyordum. Kaşları iyice çatılmış öylece karnımdaki morluklara odaklanmıştı. y/n: farkındayım. Gözlerini karnımdan ayırmadan yavaşça yaklaşmış ardından sırtıma bakmıştı. Sırtımdaki daha kötüydü. Hızlıca içine bir nefes çekmişti. Kazağımı kapatacaktım ki tae kolumu tutmuş morlukları incelmeye devam etmişti. Hiç tepki vermemesi beni daha da korkutuyordu. Ne yapacağını ne diyeceğini bilmiyordum ve aşırı korkuyordum. Gözlerimden yaşlar firar etmeye başladı. Ve bir kez daha taenin karşısında kendimi suçlu bir çocuk gibi hissettim. Tae yavaşça elimi tutmuş kazağımı kapatmıştı. Öylece gözümden akan yaşlarla vereceği tepkiyi bekliyordum. Tae: bir kez soracağım... kim yaptı? Gözlerime bakmıyor hala elimi tutan eline bakıyordu. Titrek bir nefes vermiş gözyaşlarımı daha hızlı akıtmaya başlamıştım. Y/n: tae cevap veremem Gözlerini elinden çekmiş gözlerime çıkarmıştı. Çok keskin bakıyordu ve be bu bakışlar altında öleceğimi hissediyordum. y/n: oturalım. Yavaşça koltuğa ilerlemiş vücudumdaki acıyı göstermeden oturmuştum. Tae hala orada dikiliyor gözlerimin içine bakıyordu. y/n: taehyung Artık kendimi tutamıyordum hıçkırarak ağlamaya başladım. Ona anlatmak zorundaydım. Ne kadar istemesem de başka şansımın olmadığını içten içe biliyordum. Tae yavaşça yanıma adımlamış ayaklarımın dibinde diz çökmüştü. Öylece ağlarken gözlerimi gözlerinden çekemiyordum. Kalbim acıyordu. Kulaklarım ve yanaklarım yanıyordu. y/n: lütfen bir şey söyle Gözlerini kırpıştırmış dudaklarını ıslatmıştı. Kaşları hala çatılıydı ve bakışları hala çok keskindi. Tae: sana bir soru sordum. Çok sakindi ve bu beni çok korkutuyordu. Y/n: söylemek istemiyorum. Son bir kez şansımı denemek istiyordum. Tae: söylemek zorundasın. Sokakta beni kıstıran bir grup olduğunu söylemek istedim ama bana inanmayacağını biliyordum. Asla inanmazdı. Hem artık ona yalan söylemek istemiyordum. y/n: babam. Gözyaşlarım iyice hızlanmış dur durak bilmeden yanaklarımdan akıyordu. Tae: ne? Şaşkınlığını gizlemeye çalışmamıştı. Öylece yaşlı gözlerime bakarken ne diyeceğini bilemiyor gibi duruyordu. Bu cevabı beklemediği çok açıktı. Tae: anlat. Kaşlarını çatmış keskin bakışlarını tekrar üzerimde gezdirmeye başlamıştı. Iç çekerek ağlıyordum ve konuşacak gücüm yoktu. y/n: bu halde anlatamam Öylece ağlarken yavaşça gözlerini kapatmıştı. Bir süre öyle kalmış gözlerini açtığındaysa sakince yanıma oturmuştu. Tae: tamam, özür dilerim. Kendimi çok kötü hissediyordum. Hep birine söylediğimde rahatlayacağımı düşünmüştüm fakat artık daha çok derdim varmış gibi hissediyordum. Ailemden utanıyordum. Tae canımı yakmamaya özen göstererek beni kucağına çekmişti. Dizlerine oturduğumda içimi çekerek kafamı boynuna gömmüş ağlamaya devam etmiştim. Sadece ağlamak istiyordum. Madem öğrenmek istiyordu artık hiçbir şeyimi saklamayacaktım. Artık duygularımı ondan saklamayacaktım... Akacak gözyaşım kalmadığında derin derin iç çekmeye devam etmiştim. Taenin sweati gözyaşımdan sırılsıklam olmuştu. Öylece kokusunu içime çekiyordum. Çok yakındık ve ben daha yakın olmak istiyordum. Derisinin hatta göğüs kafesinin içine girmek artık orada yaşamak istiyordum. Tae bir eliyle saçımı okşarken diğer elini belime koymuştu fakat asla bastırmıyor hatta belime değip değmediğinden bile emin olamıyordum. Öylece güvenli alanımda durmaya devam ettim. Sonsuza kadar böyle kalmak istiyordum fakat bunun mümkün olmayacağı düşüncesi içten içe beni çok üzüyordu. Tae: iyi misin? Tepki vermemiş içimi çekmeye devam etmiştim. Tae: ...iyi ol Sessizlik geri gelmişti. Sadece benim iç çekişlerim ve taenin aldığı nefesler duyuluyordu. Tae aralıksız durmadan saçımı okuyordu. Kolunun yorulduğunu hisseder gibi oldum ama görmezden geldim. Çok iyi hissettiriyordu. Tae kafasını yüzüme yaslamış öylece kalmıştı... Onun her şeyini seviyordum. Kokusunu, gülüşünü, sesini hatta benim için döktüğü gözyaşlarını bile. Taeyi ilk defa ağlarken görmüştüm ve ilk düşündüğüm şey bu olmuştu. Ben kucağında sessizce yatarken ilk önce burnunu çektiğini duymuştum. Sakince başımı kaldırdığımda ise kızarmış gözler ve yanaklarından süzülen gözyaşlarıyla karşı karşıya kalmıştım. y/n: ağlama Burnundan gülmüş alnıma öpücük kondurmuştu. Gülüşüne karşılık vermek istedim ama hiç halim yoktu. Tae: sende ağlama Başımı tekrar boynuna gömdüğümde derin bir nefes vermişti. Sanki içindeki sıkıntıları dışarı atmak istiyormuş gibi. Tae: sana sıkıca sarılmak istiyorum ama canın yanacak. Sesinde ağladığına dair hiç iz yoktu ama hala gözyaşı döktüğünü biliyordum. Sessiz kalmayı tercih ettim. Söyleyecek bir şey yoktu. Haklıydı, bana sarılırsa canım acıyacaktı. Bir süre daha öyle oturduktan sonra bu kasvetli havaya dayanamamış daha da kasvetlendirmek amacıyla dudaklarımı aralamıştım. y/n: annem ve babam kendimi bildim bileli kavga ediyorlardı. Babamın arada anneme vurduğunu duyuyordum fakat görmezden geliyordum. Durmuş derin bir nefes almıştım. y/n: annem asla şikayet etmiyor her sabah o adama kahvaltı hazırlamaya, gülümsemeye devam ediyordu. Bende anneme sormaya cesaret edemedim. Ta ki babam daha kötü olmaya başlayıncaya kadar. Artık odaya bile gitmeye zahmet etmiyor gözümün önünde anneme vuruyordu. 2 yıldır da öfkesini bana yöneltiyor. Tae: iki yıl mı? Taenin şok içinde sorduğu soruya karşılık başımı olumlu anlamda sallamıştım. Evet iki yıldır bu şartlar altında yaşıyordum. ALTTA
@bangtankingarmyyy139011 ай бұрын
. . . DEVAMI 2 y/n: eve geç kaldığımda ya da yanlış bir şey yaptığımda cezamı vermekten çekinmiyordu. Bazen de sadece sinirleniyor, hıncını benden çıkarıyordu. Geçen haftada evden kaçtığımı öğrendi ve kendince cezasını kesti. Yani hasta olmadım. Sandığın kadar narin değilim. Gülmesini istemiştim fakat gülmedi. Onun yerine derin bir nefesle vermekle yetindi. Tae: neden bu adama göz yumuyorsun y/n! Bunu soracağını biliyordum. y/n: annem için. Tae: annen için mi? Saçımı okşayan eli durmuştu. Üzülsem de sesimi çıkarmadım. y/n: anneme yalvardım. Onunla yaşamak zorunda değiliz dedim fakat bir darbe de ondan geldi. Bana susmamı o adama baba dememi ve sonsuz saygı göstermemi söyledi. Yoksa beni hayatı boyunca affetmeyecekmiş. Tae: saçmalama y/n y/n: Eğer babamı polise söylersem kendini toparlayamayabilir. Annemi seviyorum. Tae: belli ki o seni sevmiyor! Söylediği şeye karşı kaskatı kesilmiştim. Bunu biliyordum fakat bir başkasının ağzından duymak garip hissettirmişti. Tae: özür dilerim. Y/n: dileme, haklısın. Gözüm tekrar dolmuştu. Hala dökecek gözyaşım olması garibime gitmişti. Tae: dayanmak zorunda değilsin. y/n: elimden geldiğince dayanacağım. Tae yavaşça başımı boynundan kaldırmış iki elini de yanaklarıma yerleştirmişti. Tae: seni seviyorum. Şu ana kadar dayanmışsın. Bir kere daha bu adam sana el sürerse yemin ederim o evi polislerle basar onu ölmekten beter ederim. Duydun mu? Böyle olacağını biliyordum ama korkmadan duramadım. y/n: tae lütfen. Tae: lütfen deme y/n. Seni dinlemeyeceğim, istersen yalvar. Annen üzülebilir ama böyle yaşamayı hak etmiyorsunuz. Emin ol bir süre sonra kendini daha iyi hissedecektir. Susmuş sadece dediklerini dinlemiştim. Haklı olabilirdi. Bundan sonra yalnız olmadığımı bilmek biraz olsa içimi rahatlatmıştı. Tae yanaklarımdan tutmuş yavaşça dudaklarımızı birleştirmişti. Çok yumuşak öpüyordu. Nefesini solurken sadece beni yönlendirmesine izi veriyordum. Dudaklarımız kısa bir anlığına birbirinden ayrılmıştı. y/n: seni seviyorum. Tae gülmüş tekrar dudaklarımızı birleştirmişti. Kendimi yeniden mutlu hissetmeye başlamıştım. Taenin sıcak dudakları dudaklarımın üzerinde nazikçe gezinirken bir nefes çektim. Tekrar dudaklarımızı ayırmış kızarmış gözleriyle gözlerime bakmıştı. Tae: artık acı çekmene izin vermeyeceğim y/n. Bu zamana kadar sabrettim. Artık sabredecek gücüm yok. Haklıydı. Çok kez açığımı yakalamıştı fakat hepsini görmezden gelmişti. Bende içten içe beni kurtarmasını istiyordum. Çünkü artık benim de sabrım kalmamıştı. Tae: bu gece burada kal. Başımı olumsuz anlamda salladım. Y/n: onlar kalkmadan eve gitmem lazım. Kalamam. Tae bir nefes vermiş yanağımı öpmüştü. Tae: seni kendi ellerimle onlara vermek istemiyorum. Şimdiye kadar bunu yaptığımı bilmek beni delirtiyor. Titrek bir nefes verdim. y/n: onu kızdırmamaya çalışacağım merak etme. Iki yıldır sırrını çözdüm. Gözlerini kapatmış derin bir nefes vermişti. Tae: seni bırakmak hiç istemiyorum. Beklemek zaten içimden gelmiyor. Hemen polislere gidelim. y/n: bana zaman vermen lazım. Tae: daha ne zamanı istiyorsun y/n zaten 2 yıl geçmiş. Sakinleştirmek adına dudağına bir buse kondurmuştum. Y/n: dediğin gibi yine bana bir şey yaparsa sana haber vereceğim. Tae: seni öldürmesini mi bekliyorsun? Gözlerimi kırpıştırmış söylediği şeyi sindirmeye çalışmıştım. Bunu istediğim zamanlar çok olmuştu ama taenin bilmesine gerek yoktu. y/n: beni öldüremez. Tae: o kadar emin olma. y/n: onu sinirlendirmeyeceğim. Geçen hafta ölmediğime göre ya dokuz canlıyım ya da sandığımdan daha çok dayanıklıyım. TAEDEN Geçen hafta yaşananlar benim suçummuş gibi hissetmekten kendimi alamıyordum. y/n yi her şeyden çok seviyordum. Yaralarını gördükten sonra bayılacağımı sandım. Uzun bir süre bunun etkisinden çıkamayacağımı biliyordum. Üstüne üstlük onu bu gece o eve götürmem gerekiyordu. Resmen kendi ellerimle onu eceline götürüyordum. O adama aşırı öfkeliydim. Neye ya da kime benzediğini bilmiyordum ama onu bir yerde yakalarsam anasından emdiği sütü burnundan getirecektim. y/n nin güzel gözlerine bakmış bir kez daha içimdeki öfkeyi yatıştırmak zorunda kalmıştım. Bunların hiç birini hak etmiyordu ve ben bundan sonra ona hakkettiği bir hayat sunacaktım. y/n sandığım gibi bir zengin bebesi değildi. Yanıldığımı bilmek bir yana gerçeğin böyle olması canımı çok yakıyordu... nasıl olmuş? beğendiiniizz miii?? DEVAM EDECEK😘
@_Yoonmin_Taekook_Hyunlix_11 ай бұрын
Hellooo bu bölümü okumam için diğer bölümleri okumam lazım 😑😁
@bangtankingarmyyy139011 ай бұрын
Bakalım beğenecek misin?
@_Yoonmin_Taekook_Hyunlix_11 ай бұрын
@@bangtankingarmyyy1390 kesin beğenirim daha okumadım