1:19:43 Take me to the river, drop me in the water Take me to the river, dip me in the water
@mustafaduman91992 жыл бұрын
Katılımcıların seslerini de duyabilseydik keşke.
@sezginahmet4 жыл бұрын
Sese dikkat edelim lütfen..Teşekkürler
@gulerkus22562 жыл бұрын
Harika dersler çok teşekkurler. Fakat soru soran arkadaşlarıda duysak daha iyi olurdu. Eğer ders diyalektik şekildeyse tabi.
@alihaydar7283 жыл бұрын
Keşke anlayabilsem
@NouS58584 жыл бұрын
“Bütün felsefe tarihinin asli ereği, tinin toprağının altından en değerli hazineyi, Logos’u, Us’un açınımını, onun varlığa nasıl geçtiğini ve orada sürdüğünü, kavramlaştığını içerik alan mantık bilimini ortaya çıkarmaktır (Mantık bilimi kavramından, okullarda okutulan tasım ve simgesel mantığı değil, sadece Hegel’in Mantık bilimini anlıyoruz). O mantık bilimi ki, -biz onu logos-lojik olarak adlandıracağız- doğanın ve insan ilişkilerinin işleyiş yasalarının bilgisini “zorunlu dizgeselliği” altında bir araya getirir. Antik Yunan ve öncesi, Descartes, Hume, Spinoza, Leibniz, Kant; hepsinin tekil üretimleri ve hatta bütün bilim, öncelikle ve son-ucu, logos-lojik (mantık bilimi) için gereçten başka bir şey değildir. Bu gereç, Hegel tarafından ayıklanarak ve bir omurgaya kavuşturularak bilimin bilimi, logos-lojik (mantık bilimi) olarak, bir taslak halinde ve tekrar ve tekrar ve sonsuzca ayıklanmak, arılaştırılmak ve geliştirilmek ihtiyacı içinde tarihin o döneminde, insanın ve bilimin önüne konmuştur. Logosun bilimini kullanıyor olabilmek “homologos” olmak demektir. Ancak logos ele geçirildiğinde doğru düşünmenin de garanti altına alındığı bir araç ya da tasım kalıpları değildir. Her yargıda özgün olarak bir kez daha işletilmesi gereken ve düşünme sürecinin hem yöntemi, hem gereci, hem amacı ve birliği olarak ruhudur.” www.dusunuyorumdergisi.com/buyuk-umut-homo-sapiensten-homo-logosa/