Рет қаралды 1,266
15 Mayıs Çarşamba akşamı #TESAK’ta İstanbul Freudcu Psikanaliz Derneği @istfpd ile düzenlediğimiz Psikanaliz Seminerleri’nde konuklarımız Sedef Atik ve İskender Çolak’tı. Sedef Atik’in “Psikanalitik Bağlamda Yorum ve Hakikat”, İskender Çolak’ın “Bir Semptom Olarak Aşk” başlıklı konuşmaları dinledik. ✨
Sedef Atik: “Psikanaliz anlam ve örtülü anlam arasında işleyiş halinde olan çeşitli geliştirme süreçlerini ele alıyor. Bu yorum çalışmasına yol açan, anlam ile nesne arasındaki ilişkiden ibaret değil, aslında söz konusu olan bir anlam mimarisi. Dil aslında daha başlangıçtan itibaren büyük bir bölümüyle çarpık ve söylenenden başka bir şeyi kastediyor. Hem çift anlamlı olabiliyor hem de çoğu zaman bulanık. Söylenenden başka bir şey kastetmek de simgesel işlev. Dolayısıyla düşler ve benzerleri, karmaşık anlamların yeri olarak beliren bir dil bölgesinde yer alıyor. Açık anlam, gizli anlama göndermede bulunuyor. Ricoeur’ün söylediği gibi, ‘Her söylem içinde bir artı söylem de barındırıyor.’” 🗣️🧏
İskender Çolak: “Lacan’ın 'kapitalist söylem' olarak belirttiği mevhum üzerinden aşk ilişkisine bakarsak öznenin arzusunun bir nesneye indirgendiğini görürüz. Bu aranan nesnenin ruhsal bir nesne olmadığını, gayet somut bir nesne olduğunu gözlemleriz. Günümüzde özne sürekli bir zevk arayışı içinde, kendi eksikliğini tamamlama yanılsaması veren nesnelerle bu boşluğu dikme durumu içindedir aslında. Bir ilişki biter ve hemen yerine bir başka kadın ya da erkek gelebilir. Hatta ilişkinin içinde de ilişkinin her an bitebileceği sorusu ve bu sorunun yarattığı boşluğun kaygısı, kişiyi ilişkideyken de bir başka kişiyle ilişki kurmaya itebilir. Bunun sebeplerinden biri, kişinin en hassas, en zayıf anının âşık olma, sevme ânı olmasıdır. Freud, ‘Sevdiğimiz süre dışında başka hiçbir zaman ıstıraba karşı korunmamız bu kadar zayıf olamaz ve sevdiğimiz kişiyi veya onun sevgisini yitirdiğimizde daha önce hiç olmadığımız kadar çaresiz bir mutsuzluk içinde oluruz,’ der.” 💌💔