Siyer i seviyordum sayenizde daha çok sevdim.. ALLAH RAZI OLSUN
@neslihanackgoz84684 жыл бұрын
Çok faydalı bir sohbet ,Allah razı olsun Emin hocadan.
@aysekutan89056 жыл бұрын
Rabbim ilimden payınızı artırsın dualarınızı kabul eylesin inşaAllah
@acelmeli6 жыл бұрын
Rabbim sizi Ashab-ı Kiram (radiyallahu anhüm ecmaîn) ile haşr etsin hocam!
@hulya_RTE3 жыл бұрын
Amr b As'i daha yakından tanımaya vesile olan hocamızdan Allah razı olsun .💝
@leylasahindogan22692 жыл бұрын
Hocam şimdi size konuşanlara siz zaten seneler önce hz Muaviye ve hz Amır bin as ın hayatlarını anlatarak gereken cevabı vermişsiniz ikinci kez dinliyorum bu dersleri Allah sizden ebeden razı olsun inşallah sayenizde bir çok sahabeyi tanıyıp hayatlarını öğrendim Allah ım senin gibi hocalarımızın sayısını arttırsın inşallah
@yasarberk20526 жыл бұрын
Yuce Rabbim Ebeden Daima Razi olsun Insallah Degerli Saygideger Hocam
@esmademirtas20106 жыл бұрын
Allah razı olsun hocam
@fadimeyilmaz9243 Жыл бұрын
Allah ebeden razı olsun inşallah hocam siz anlatırken hiç bitmesin istiyor insan .
@hasln28773 жыл бұрын
Allah razı olsun can hocam bu kadar mı güzel anlatırsınız
@omerhaksever3 жыл бұрын
Rabbim sizden razı olsun hocam ve izleyenlerden...
@be76263 жыл бұрын
LA İLAHE İLLALLAH diyen ölmez dostlar..
@eminebulut29633 жыл бұрын
Rabbim sizden razı olsun hocam .
@halitpolat11165 жыл бұрын
Videoların altına yorum yazarak sohbetlerin youtubede üst sıralara taşınmasını dolayısıyla bir çok kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz ''Sizden hayra çağıran, marufu emreden, münkerden vazgeçirmeye çalışan bir ümmet bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir" (Ali İmrân, 3/104) vesselam.
@agabeysultanbeyli79410 ай бұрын
Çok faydalandım ALLAH razı olsun güzel insan
@isadeniz64735 жыл бұрын
Allah sizden razı olsun
@eyinsan63503 жыл бұрын
Allah ebeden razı olsun hocam
@garipkul94056 жыл бұрын
Ağzına sağlık hocam 🌹🌹🌹🌹🌹🌹
@zamangeciyor72816 жыл бұрын
Allah cc razı olsun
@esengulocak39274 жыл бұрын
***rabbim muvaffak etsin inşallah
@volkansaygl1275 Жыл бұрын
Allah razı olsun hocam ağzınıza yüreğinize sağlık
@selamidostet85264 жыл бұрын
Allah razı olsun.
@hasandgrak13653 жыл бұрын
Rabbim sizden razi olsun hocam
@fevzitopdag78563 жыл бұрын
Allah ebeden razı olsun
@ummynindunyasi1842 жыл бұрын
RABBiM razi olsun hocam
@MAr-uh2wy2 жыл бұрын
Rabbim razı olsun inş hocam
@bekdemiromer75832 жыл бұрын
esselamu aleyke ya ashabı Resul 🌹🕋🤲
@kamalnuri31675 жыл бұрын
Allah razi olsun
@ayss0008 ай бұрын
Ay maşallah dingin sohbet tarzında verimli videoo🙃
@ibrahimsogangoz20033 жыл бұрын
Dersten Notlar Serlevhamız: “Fâtih, Dâhi, Vali: Amr b. Âs” O, Kudüs’ün ve Mısır’ın fatihi, Arab’ın dört büyük dâhisinden biri, birde Mısır’ın ilk valisi… “Allah’ım! Ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkarırsın.” Allah (cc) ölü olan insanlardan diri, diri olan insanlardan ölü insanlar çıkarır. Aynı şey nesiller içinde geçerlidir… Ölü olan Azer’den, diri olan İbrahim’i çıkarttığı gibi… Diri olan Nuh’tan, ölü olan Kenan’ı çıkardığı gibi… Âs b. Vail Mekkelilere: “Bırakın o soyu kesik adamdan korkmayı… Allah onun adını zaten unutturacak, o ölünce soyu olmadığı için adı da unutulup gidecek!” demişti.. Mesele sülb meselesi değil, mesele sebil meselesidir; yani soy meselesi değil yol meselesidir. Ne diyordu Hz. Ali: “Amelinin kendisini geride bıraktığı adamı nesebi öne geçiremez.” Tersi de geçerli bunun: “Amelinin kendisini ileriye çıkardığı adamı nesebi geriye bırakamaz.” Biz onun hayatını vefat ederken kendi söylediği bir söz üzerinden üç devreye ayırabiliriz: 1. Üzüldüğü Devre 2. Sevindiği Devre 3. Pişman Olduğu Devre 1. Üzüldüğü Devre: Cahiliye döneminde geçirdiği hayatı 2. Sevindiği Devre: Müslüman Olduğu, Resûlullah ve Halifeler ile geçirdiği hayatı 3. Pişman Olduğu Devre: Dünya siyasetine gönül kaptırdığı ve arkasından çeşitli imtihanlar yaşadığı devre İslam’dan Önceki Hayatı Amr b. Âs’ın, milâdî 573-574 yıllarında, Hz. Peygamber’in doğumundan kısa bir zaman sonra Mekke’de doğduğu belirtilmektedir. Dolayısı ile Hz. Peygamber’den 2-3 yaş küçük, Hz. Ebu Bekir ile yaşıt sayılır. Amr b. Âs, Kureyş kabilesinin Sehm koluna mensuptur. Sehmoğulları o gün Mekke’de idare sistemi içerisinde biri siyasete biri ticarete bakan iki önemli vazife icra ediyorlardı. Hüküm; davalarda hüküm vermek, Emval; Kâbe’ye ve putlara adanan adak mallarının idaresi… Tam ismi Amr b. Âs b. Vâil b. Hâşim b. Saîd b. Sehm b. Amr b. Hüsays b. Ka‘b b. Lüeyy’dir. Ebû Abdillah ve Ebû Muhammed künyeleri ile bilinmektedir. Hicretin ikinci yılında (m. 624) yapılan Bedir Savaşı’na Ebû Süfyân ile birlikte ticaret kervanının başında olduğu için katılamamıştır. Ancak Bedir Savaşı’nın intikamını almak için hazırlanan Mekke’li müşrikler arasında o da vardı. Uhud’a katılıdı. Yine hicretin dördüncü yılında (m. 626) gerçekleşen ve Hendek Gazvesi’ne katıldı. Hendek savaşı Amr b. Âs’ın müşrikler safında Müslümanlara karşı katıldığı son savaştı. Hayatının 2. Devresi: Sevindiği Devre Müslüman Oluşu İbn Sa’d, Tabakat’ta kendi lisanı ile Müslüman oluşunu şöyle anlatıyor: “İnsanlardan uzak duran inatçı bir kişiydim. Ben müşriklerle Bedir’e katıldım ve orada öldürülmekten kurtuldum. Daha sonra Uhud’a katıldım, yine kurtuldum; Hendek’e katıldım yine kurtuldum. Kendi kendime dedim ki: “Daha kaç sefer bu savaşlarda bulunacağım? Allah’a yemin ederim ki, Muhammed, Kureyş’e karşı galip gelecektir.” Bunun üzerine ben malımı el-Veht denilen köyde bir araya getirdim; insanlarla görüşmeyi ve onlarla bir araya gelmeyi azalttım. Böylece Hudeybiye Barış Antlaşması’nda bulunmadım. Resûlullah (sas) buradan sulh yaparak ayrıldı. Kureyş de Mekke’ye döndü. Kendi kendime, “Muhammed arkadaşlarıyla beraber, bir daha Mekke’ye dönecektir. Artık ne Mekke, ne de Tâif bizim için kalınacak bir yer olmaktan çıkmıştır. Artık buradan ayrılmaktan daha hayırlı bir şey bulunmamaktadır.” Bu esnada İslâm’dan o kadar uzaktım ki, “Herkes Müslüman olsa da ben asla Müslüman olmayacağım.” derdim. Bunun üzerine, Mekke’ye gelerek kendi akrabalarımdan bazı adamlar topladım. Bunlar da görüşüme katılıyor, beni dinliyor ve başlarına gelen sıkıntıları benimle paylaşıyorlardı. Onlara dedim ki: “Beni aranızda nasıl görüyorsunuz?” Onlar da, “Sen bizin aramızda ileri görüşlülerimizden, eşrafımızdan olan uğurlu ve hayırlı bir kişisin.” dediler. Bunun üzerine, “İyice biliniz ki, ben, Muhammed’in durumunu, istenmese de gittikçe karşı konulmaz bir yükseliş olarak görüyorum. Benim bu konuda bir görüşüm var.” dediğimde, “O görüşün nedir?” dediler. Ben de, “Gelin Necâşî’ye katılalım ve onun yanında kalalım.” dedim. Şayet Muhammed galip gelirse, biz zaten Necâşî’nin yanındayız; Muhammed’in emri altında olmaktansa onun emrinde kalmak bizim için daha iyidir. Şayet Kureyş galip gelirse, biz zaten bilinen kişileriz.” dedim. Onlar, “Bu harika bir fikir!” dediler. Bunun üzerine kendilerine, “O zaman, hazırlıklarınızı hemen yapın!” dedim. Bizim topraklarımızda gıda maddelerinin en iyisi bulunduğundan önemli miktarda azık topladık. Daha sonra Necâşî’ye vardığımızda, Resûlullah’ın (sas) elçisi olan Amr b. Ümeyye ed-Damrî de orada hazır bulunmaktaydı. Resûlullah (sas) onu bir mektupla kendisine göndermiş ve o mektupta Ebû Süfyân’ın kızı Ümmü Habîbe ile evlendiğini kendisine bildirmişti. O, Necâşî’nin yanına girip, çıkınca, arkadaşlarıma dedim ki: “Bu, Amr b. Ümeyye’dir. Eğer ben Necâşî’nin yanına girer de bana izin verirse, onun boynunu vuracağım. Kureyş de bu durumdan gayet memnun olacaktır. Muhammed’in elçisini öldürmekle, aynı zamanda Kureyş’e karşı ödevimi yeterince yerine getirmiş olurum.” dedim. Amr dedi ki: “Daha sonra Necâşî’nin huzuruna girip, daha önce de yaptığım gibi ona secde ettim. O da bana, “Hoş geldin dostum! Memleketinden bana hediyelik bir şey getirdin mi?” dedi. Ben de “Evet, ey Hükümdar! Ben size katık olacak fazla miktarda yiyecek maddesi getirdim.” dedim. Daha sonra onları kendisine takdim edince gayet memnun oldu. Onlardan bir kısmını patriklerine dağıttı, kalan kısmının da belirli bir yere konularak korunmasını emretti. Onun moralinin iyi olduğunu görünce kendisine dedim ki: “Ey Melik! Senin yanından bize düşman olan birisi çıktı. Bu adam [Resûlullah] bize haksızlık yaptı; eşrafımızı ve seçkinlerimizi öldürdü. Onun (elçisini) bana teslim edersen ben öldürmek istiyorum.” deyince, kızarak elini sertçe kaldırıp onunla burnumun üzerine öyle bir tokat indirdi ki, adeta burnumun kırıldığını zannettim. Bu sırada burnum kanamaya başladı. Burnumun kanını durdurmak için çaresiz elbisemle burnumu tutmak durumunda kaldım. O kadar rezil oldum ki, mahcubiyetimden ve korkumdan o sırada yerin yarılıp da içine girmeyi arzuladım. Bu arada, “Ey Hükümdar! Ben senin bu kadar kızacağını bilseydim, bunu senden istemezdim.” deyince, o da utanarak, “Ey Amr! Sen benden Allah’ın Resûlü’nün elçisini (öldürmek üzere) sana teslim edilmesini istiyorsun. Oysa ona gelen melek, Musa’ya ve Meryem oğlu İsa’ya da gelen melektir.” Amr dedi ki: Allah benim kalbimi üzerinde bulunduğu durumdan değiştirdi ve kendi kendime, “Bu gerçeği Araplarla beraber Acemler de onaylarken Sen neden hâlâ buna karşı ne duruyorsun?” dedim. Sonra Necâşîye, “Ey Melik! Sen de buna tanıklık ediyor musun?” dedim. O da, “Evet, ey Amr! Ben Allah katında da buna tanıklık edeceğim. Sen de beni dinle ve ona uy! Yemin ederim ki o, hak üzeredir. Musa’nın, Firavun ve askerlerine karşı galip geldiği gibi o da, muhalifi olan her şeye ve herkese galip gelecektir.” dedi. Bunun üzerine, “Sen onun adına biatimi kabul eder misin?” dedim; o da, “Evet, ederim.” diyerek elini uzattı ve Müslüman olarak ona biat etmiş oldum. O sırada kana bulanmış olan elbiselerimi çıkararak başka bir elbise giydim. Arkadaşlarımın yanına döndüğümde Hükümdar’ın verdiği elbiseyi üzerimde görünce, “Hükümdar’dan elde etmek istediğine kavuşabildin mi?” dediler. Ben de, “İlk seferde durumu kendisine anlatmayı uygun görmedim; ikinci sefer dönüp de teklif etmeyi düşünüyorum.” dedim. Onlar, “Nasıl uygun görüyorsan öyle yap!” dediler. Daha sonra, bir ihtiyaç gidermek istercesine onlardan ayrıldım. Ancak doğruca gemilere yöneldim. Bir geminin yükünü alıp da iskeleden ayrılmak üzere olduğunu gördüm. Ben de onlarla beraber gemiye binince, gemi derhal oradan ayrıldı. Derken gemi, sonunda eş-Şuʻaybe’ye varınca, beraberimde bir miktar azık olduğu halde ben de onlarla beraber bu yerleşim birimine indim.
@ibrahimsogangoz20033 жыл бұрын
www.siyervakfi.org/fatih-dahi-vali-amr-b-as/
@ibrahimsogangoz20033 жыл бұрын
SIĞMADIĞI İÇİN DERS NOTLARI LİNK TE VAR
@feyzipekcabuk61702 жыл бұрын
S.a Hocam link bulamadık
@antcakr4528 Жыл бұрын
Teşekkürler hocam
@hakanaydnlatan9086 жыл бұрын
Vakit... İMAN etme vaktidir....
@adalethesenli20333 жыл бұрын
Əmr bin As həz Əliyə qarşı vuruşub
@bekdemiromer75832 жыл бұрын
Edep Ya Hu
@rumeysaozen12472 жыл бұрын
❣️❣️❣️
@yusufalihorasanli24204 жыл бұрын
ALLAH
@Alemdarx663 жыл бұрын
Insanlar musluman oldu, amr b as iman etti.
@idriser50464 жыл бұрын
Amr b. Âs hakem olayında hile yapan kişi değil mi.
@huseyndd48934 жыл бұрын
muaviyeye kuran sayfalarini mizrak ucuna takma aklini veren kisidir
@karakartallii4 жыл бұрын
Hakem olayında hileye dair öne sürülen rivayetler hem metin hem senet yönünden çok problemlidir. Tahkimin sonucunda kimse halife ilan edilmedi bir ve karar alınamadı. Hz.Osmanın Şehadeti öncesi bir takım iddialar, Sıffin, tahkim olayı gibi meselelerde birçok mesnedsiz, uydurma, birbiriyle çelişkili ve asla bunlardan hareketle akılla mantıkla açıklanamayacak rivayetler mevcut. Maalesef bu olayların esaslı tahkike ihtiyacı var.
@malatya6813 жыл бұрын
Bence hiç hile filan değil, Hz Amr bin As savaşta yenilmeye yakınken, hükmümüzü Kuran versin demek için Mızraklarin ucuna Kuranı Kerim'in sayfalarını taktırdı ve bunu karşı taraftaki orduya gösterdiler. Karşı ordu da Hz Alinin karşı çıkmasına rağmen biz bunlara karşı savaşamayiz dedi ve savaş durdu. Burda Hz Amr bin As'ın müthiş dehası var. Hile değil, yenilmemek için farklı bir taktik uyguladi ve başarılı oldu. Daha sonra Hz Ali'nin ordusu bölündü, Hz Ali onlarla savaşmak zorunda kaldı vs. Fakat savaşta haklı taraf Hz Ali ydi
@bekdemiromer75832 жыл бұрын
Edep Ya Hu
@pnrtln4 жыл бұрын
Hocam Seyfullah Hz.Halid bin Velid in lakabı değil midir?
@kadirsimsek98004 жыл бұрын
Evet
@alicalskan66283 жыл бұрын
🌹🌹🌹
@zarifesarikaya97089 ай бұрын
😢😢😢
@mesnevi74734 жыл бұрын
👍👍👍hz.ömer ra)
@serkangul29573 жыл бұрын
Son anında yanındaki nasıl Hz. Ali oluyor? Son dakikalarda "Ey Ebu Talibin oğlu" dediği kısım
@bahadirbahadr2756 Жыл бұрын
Hz Ömer adaleti istiyoruz
@Alemdarx663 жыл бұрын
En cok hosuma giden hadislerden birisi şudur: Ya Rasulullah, kimi en cok seviyorsun, Ayse buyurmustur. Erkeklerden kimi: Babasını, buyurmustur. Babasi da Ebu Bekir radiallahu anh bildiginiz gibi.
@ak.tasarimm Жыл бұрын
İstanbul da yahu yer altı camisinde değil mi
@kayadogan257710 күн бұрын
Ümmeti Muhammed'e ehlibeyt düşmanlarını, anlatma, ehli Beyti ve 12 imamları anlat ki, inananların imanları artsın..., saygılarımla...
@selcukkandemir68414 жыл бұрын
Herşey iyi güzel bu bilgileri güzide sahabe efendilerimizi öğrenmek çok güzel ama arkasına Radiyallahu anhum dediğimiz sahabelere hadis uydurmuş demeniz çok ayıp,bu iftiradan tövbe elzemdir..İfadelerinizi düzgün seçtiğiniz diğer derslerinizi de istifadelere sunmanızı temenni ediyorum..
@yusufugurozer076 жыл бұрын
.
@fulyarabiayldrm53504 жыл бұрын
Islam etiketi altında her halti işleyen birisi.
@ipekkaya65364 жыл бұрын
Hiç utanmıyor musun? Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin güzide sahabelerinden bir zata böyle çirkin ifadeler kullanmaya? Bilmez misin ki onlar i Nur simayi musahade eden, onunla aynı sofrada yemek yiyen, onunla aynı cephede savaşmış olan şerefli insanlardır onlar.....
@malatya6813 жыл бұрын
Hz Amr bin As, Mısırı fethetti ve oranın Müslüman olmasına vesile oldu, İslamiyet de Afrika'ya ordan yayıldı. Şuan Mısır'da 80 milyon Müslüman var, bir şeye sebep olan onu yapan gibidir kaidesine göre şuan 80 milyon Mısırlı müslümanın kazandığı tüm sevap Hz Amr bin As in hasenat defterine yazılıyor. Sen İslam için ne yaptın da Resullullahin sav sahabesine laf atıyorsun.