Dinlerken aklıma yatan çok şey var bu kanalda . Tesadüfen takip ettim bambaşka bir düşünce dünyasına girdim . Siz gercekten cok dolu özel bir insansınız . Teşekkürler!
@sabanyaban8224 жыл бұрын
benim daha önce düşündüğüm, aklımdan geçirdiğim şeylerin yüzyıllar önce birileri tarafından da dile getirilmiş olması çok mutlu ediyor.
@_berat.ugur_30896 ай бұрын
tekerleği icat ettiğin için tebrikler
@Zakababazada3 жыл бұрын
İman, umut edilenlere güvenmek, görünmeyen şeylerin varlığından emin olmaktır. İman olmadan Tanrı'yı hoşnut etmek olanaksızdır. Tanrı'ya yaklaşan, O'nun var olduğuna ve kendisini arayanları ödüllendireceğine iman etmelidir. İbraniler 11.16
@Evelynnnbrooke Жыл бұрын
Vayy 1 hristiyan daha
@Zakababazada Жыл бұрын
@@Evelynnnbrooke Ne vay? İnanç özgür değilmi?
@aydnbalc82104 жыл бұрын
bu düşünme tarzı bende yeni ufuklar açtı...emeğinize sağlık
@ordinarryalien4 жыл бұрын
*"Credo quia absurdum."* Bu, yaygın ölçüde yanlış yorumlanmış ve yanlış çevrilmiş bir ifade. "İnanıyorum çünkü saçma" değil; İnanıyorum çünkü imkansız (lat. absurdum). Burada anlatılmak istenen şey, bir iddia inanılmaz bir iddia ise o iddia daha inanılabilir ölçüde doğrudur. Çünkü insan zihni için gerçekten bu kadar inanılmaz bir şey uydurulamazdı. Voltaire, anonim olarak yayınladığı "Le Dîner du comte de Boulainvillier" (1767) adlı kitabında ifadenin manasını "saçma" olarak değiştirmiştir. Bu yanlış da bugüne dek süregelmiştir. Ayrıca bu ifade, Papa XVI. Benedictus tarafından da ifade edildiği gibi Katolik inancıyla uyuşmaz. Bu ifade daha çok fideizm doktrinini ile - mantığa aykırı olmasına rağmen bir şeye inanmayı uygun gören epistomolojik teoriyle ilişkilendirilir. Değişik yorumlamalarla varoluşçular tarafından da kullanıldığı olmuştur. *et mortuus est dei filius: [prorsus] credibile est, quia ineptum est.* *et sepultus resurrexit: certum est, quia impossibile.* *ve Tanrı'nın Oğlu öldü, bu [tamamen] inandırıcıdır, çünkü uygun değildir [kabul edilemezdir, gariptir];* *gömüldü ve yeniden dirildi; kesindir çünkü imkansızdır.* Bu yorum için şu Vikipedi makalesi kullanılmıştır: www.wikiwand.com/en/Credo_quia_absurdum
@fuzuli2.0254 жыл бұрын
Videonun devamında açıklıyor zaten
@farukkaragoz98633 жыл бұрын
Aslında sosyal mecrada bir tartışma yapsanız çok iyi olur. .
@h2oc7794 жыл бұрын
Kısa tutmanız harika. Çarpıcı, düşündürücü ve saçma yani tam istediğiniz gibi, tebrikler.
@mustafadincer36194 жыл бұрын
Ayrımı çok güzel cümlelerle ifade etmişsiniz
@yasinsari04 жыл бұрын
Yine bir güzel video daha gelmiş. Bize bu youtube platformunda bir tür "öğretmenlik" yaptığın için teşekkür ederiz.
@demokaniye4 жыл бұрын
İçimde halledemediğim çelişkilere felsefede çare bulmak, bu bana huzur veriyor. Teşekkürler Dilozof 💚
@ahmetsinerji31324 жыл бұрын
Neredeee. Bi felsefe tarihini tamamen okuyun tamamen çelişkiler yumağı, birinin dediğini diğeri tekzip etmiş. çok nadir hakikate ulaşan filin kuyruğundan burnundan tutanlar olmuş ama... sapa yollar, bulaşmamak lazım.
@ahmetsinerji31324 жыл бұрын
İslam literatürünü okuyun tüm gelen petgamberler birbirini destekler nitelikte bilgiler ve özelliklerle gelmişler
@ahmetsinerji31324 жыл бұрын
Daha sonra müspet felsefe okunabilir...
@seda80444 жыл бұрын
@@ahmetsinerji3132 deli misiniz gerçekten.evet felsefe çelişkiler yumağı,zaten felsefede böyle ilerledi.birinin dediğini öbürü yanılttı, öbürü başka başka fikirler getirdi.Ama onlara uyup uymamak, onları sevip sevmemek bize bağlı. Çünkü felsefe din değil.Din gibi bir şey değil.Din daha katı ve bütün insanların binlerce yıldır iman ettiği bir olgu.Felsefe bilim değil ki her zaman nesnel bilgiler sunsun.Bu kanala uymayan nasıl bir üsluptur bu
@ahmetsinerji31324 жыл бұрын
@@seda8044 haydaa. Üslup diyorsunuz “delimisiniz” deyip hakaret ediyorsunuz. Bir de yazdığımı anlamamamışsınız ki. Ben zaten yanlışlanarak doğruya ulaşmaya çalıştığı İçin felsefeyi eleştiriyorum. Zaten felsefenin sıkıntısı orada yanlışlanarak gidenin zaten hakikatı bulmada bir yöntem olamayacağı bellidir. Tersine din de (tabii hangi din; ben islam kaynaklı dinden bahsediyprum) tüm ğeygamberlere bakın birinin dediğini diğeri tekzip etmez üstüne koyarak gider. Niye bir matematik problemini çözmek için öğretmene sormak varken kendimiz yanlış yapa yapa doğru cevabı bulalım zaman kaybı vs kendimize eziyet edelim. Bir Hiç tökezlemeden gidilen bir yol var bir de Çukurlu, dikenli, eğri büğrü vs bir yol var. Tabii ki müspet felsefe denilen bir şey de var hepsi menfi değil, ama çok azdır. Müspet felsefeyi de kullanarak bir derece yolun sonuna ulaşılabilir. Ama otoban varken ve kazasız belasız varmak varken niye taşlı topraklı yolu tercih deldim değil mi? Bir de din katıdır demişsinİz ne anlamda katıdır?
@tekmusti4 жыл бұрын
inanma eylemini neden din bazında daraltıyoruz ? inanma eylemi dinsel bir konu değil zihinsel bir konudur. yani , inanma denilen eğlem ; akıl dışı yada akılcıl konularda da geçerlidir. *inanç eylemini türleri :* 1)mantıklı (bilimsel) konulardaki inançlar 2)mantıksız (duygusal) konulardaki inançlar 3)dini konulardaki inançlar. dini konular , mantıklı konuların zıttı değildir. mantıklı konuların zıttı duygusal konulardır. dini konular ise bunlardan apayrı olsa da , 1.ve 2.türleri de içerir. *duygusal konulardaki inançlara örnekler* 1): bir insan diğerine seni seviyorum der ve , karşı taraf bu söze "inanır": 2)bir insan , diğer insana yalan söyler ve karşı taraftaki insan doğru söylediğine inanır. 3)bir insan diğer insanın suç işlediğini kesin olarak bilmese de suç işlediğine inanır. *mantıklı (bilimsel) konulardaki inançlara örnekler* 1) su , deniz seviyesinde 100 derecede kaynar. bu deneyi yapmayan her kişi için bu bilgi inançtan öteye gitmez. bu deneyi yapan kişiler için bu bilgi kesin bir bilgi iken , bu bilgiyi deneyimlememiş kişi için bu bilgi sadece "kesin doğru" olarak "kabul edilir". kabul etmek , kesinlik belirteci değildir. bu bilgiyi deneyimlememiş kişiler, deneyimlemiş olan kişilere "inanır" . 2)evrim teorisi gerçektir . evrim teorisi hakkında detaylı bilgisi olmadan, birkaç araştırma yada okullarda gördüğü eğitimden yola çıkarak , evrim teorisinin varlığını kabul etmek yada yokluğunu kabul etmek de birrer inançtır. 3)06:20 "yer çekiminin var olması zaten apaçık olan bir bilgi" , bu bilgi henüz daha ortada yok iken, yer çekimi diye bir kavram henüz ortada yok iken, yerin çekimi diye bir varsayım vardı. ve bu varsayımın içi dolduruldu, tanımı yapıldı, formülize edildi, ispatlandı ve sabitlendi. yani mutlak sabit bir bilgi haline geldi. ancak mutlak sabit olana kadar bu bilgi, apaçık değildi. dolayısıyla bilimsel konular önce varsayılır , daha sonra içi doldurulur. içi doldurulamamış olan bir çok bilimsel konular da halen daha var. bu içi doldurulamamış bilgiler "varsayım" olarak kalmakta. yada aksi istpatlanamadığı süreye kadar doğru olarak "kabul edilmekte". kabullenme eylemi , inanç eyleminin kapsamında olan bir eylemdir. yani kabul edilmiş her şey, inanç olmaya gebedir. *dini konulardaki inançlara örnekler :* 1)birisi tanrının var olduğu bilgisine inanır. 2)birisi tanrının yok olduğu bilgisine inanır. 3)birisi tanrı diye birşeyin olup olmadığına karar veremeyiz bilgisine inanır. sonuç olarak 3 örneğin de sonucundaki eylem inanma eylemidir. inanma eyleminin zıttı olan inanmama eylemi de esasında bir inançtır. yani bir kişi tanrıya inanmıyorsa ; tanrının var olduğu bilgisinin doğru olmadığına inanır. ya da bir kişiye seni seviyorum diyen kişinin muhattabı olan diğer kişi, bu sözün gerçekliğine inanmaması durumu da bir inançtır. sevdiğine inanmak ve sevmediğine inanmak da sonuç olarak inanmaktır. dolayısıyla inanç, mantığın zıttı olan bir konsept değildir. inanç, bilgilerin hafızada tutulabilmesi için gerekli bir eylemdir. ister mantıklı bilgi , ister mantıksız bilgi, ister duygusal ister dini , isterse de hayalvari olan bilgilerin hafızada tutulması için , bu bilgiler inanç bağı ile bağlanır. bu yüzden inanç , bilgiyi hafızada tutan bir harç gibi birşeydir.
@serhanreha27664 жыл бұрын
Süper yorum
@tekmusti4 жыл бұрын
@@imaginearttr Teşekkürler karşıt yorumunuz için. Ben de sizin yorumunuza karşıt yorumda bulunarak ,konuyu çok daha fazla genişletmeden derinleştireyim. 1. Maddede demişsiniz ki "...aklımızla var olduğumuz için..." Beyni olan bizler ve beyni olmayan diğer varlıklar,hatta canlı ve cansız varlıkların "var olma sebebi" akıl değildir. Yani aklı olmayan bir canlı ,sizin cümlenize göre var da değildir. "Aklımızla var olduğumuz için" => için geçen cümleler "sebebe" işaret eder.fakat Varlığın ya da var olmanın sebebi akıl değildir. Ancak, var olduğunu "farkedebilmenin sebebi akıldır " denilebilir. 1.paragranızın son cümlesine de karşıt atıf yapacak olursam şayet ; "fenomen" olan ,yani ortaya çıkmış olan "şeylerden" bahsediyorsak ve bu ortaya çıkan şeyleri "zihin" kategorisinde listeliyorsak; zihinde ortaya çıkan "şeyler" akıl dışıdır diye bir şey söz konusu değil zaten. Zihin ;akıl denilen erk'in durumları yorumladığı bir mekândır. Akıl, durumları yorumlarken ya da süzgeçten geçirirken farklı süzgeçler kullanır. Ki bu süzgecin bir tanesi "mantık" denilen,hani şu aristotelesin yasasını çıkardığı bir yapı. Ancak akıl, zihinde oluşan fenomenlerin herbirini "mantık süzgeci" ile süzerek değerlendirmez. Duygu denilen süzgeçleri, inanç denilen süzgeçleri de bulunur aklın. Dolayısıyla, zihinde var olan tüm "fenomenler" mantıklı,mantıksız gibi kategorize edilmeksizin tamamı aklın kapsamındadır.sonuç olarak mantıksız dediğimiz şeylerin içinde ,mantık diye bir şey yok diye "mantıksız" sonucuna varmayız birşeyi. O an ,aklımızın hangi süzgeci ile durum değerlendirmesi yapmışsak, o duruma göre bir niteleme yapmış olduğumuzu gösterir "mantıksız" ifadesi. " İnanç" denilen süzgeçten geçen aklın çıkarımları; doğal olarak mantıksız diye sonuçlanacaktır. Ya da "duygu" denilen süzgeçten geçen aklın çıkarımları yine doğal olarak mantıksız diye nitelendirilecektir. Çünkü aklımızın "mantık alanı ", "duygu alanı", "inanç alanı", "hayal alanı", "düş alanı" ve "kurgu alanı" gibi farklı alanları bulunmaktadır. Her nekadar farklı süzgeçlere ya da alanlara sahipse de akıl, en nihayetinde aklın kendisi bir bütün ama kısım kısım veya bölüm bölümdür. Her bir bölüm aklı oluşturur. Dolayısıyla her bir farklı bölümdeki çıkarımlar akıl dışı olabilemez. Gerek duygusal,gerek inançsak çıkarımlar da yine aklın birer "ürünüdür". 2.paragrafta "duygularımız dolarak ifade ettiğimiz şeyler..." Diye başlamışsınız. Duygu bir düşünce değildir.duygu bir histir ve aklımız bu hisse bir yorum katar ki amaç bu hissi tanımak,tanıtmak ve de sonuç olarak hissin ne olduğunu "bilmek". Hissin ne olduğunu ifade etmek aklın işidir ve bu bir düşüncedir .ancak, duygunun kendisi olan hisler aklın ürünü değildir. Duygu diye hissettiğimiz hislere "yüklediğimiz anlamlar" aklın ürünüdür. Sinirlendiğimiz,öfkelendiğimiz,kızdığımız,özlem duyduğumuz,acı duyduğumuz,kin nefret vs. Gibi hisleri duyumsadığımız anlarda olan bitenler; aklın bir oyunu yada ürünü değil duyguların bir ürünüdür. Duyguyu ve duyguları hissederiz hatta deneyimleriz ancak aklı ve aklın ürünlerini idrak ederiz ya da anlarız veya ifade ederiz. Duygunun ne olduğunu duygunun kendisi izah etmez. Aklımız o an hissedilen ya da duyumsananları izah eder. Ya da izah etmeye çalışır. Dolayısıyla 2.paragrafın ilk cümlesindeki "duygularımız ....birer düşüncedir" ifadeniz hatalı bir ifadedir. Çünkü duygular aklın ürünü olmayan, akıldan bağımsız olan hislerdir. Duygularımızı hissedebiliriz ama aklımızı ve aklın ürünlerini hissedemeyiz. 2 nolu paragrafınızın sonlarında "inanç ve duygular benzer düşüncelerdir..." Demişsiniz. İnancın kendisi de ,tıpkı duygular gibi akıldan bağımsız hislerdir. Hissedilen duygunun izahı duygu değil,bir düşüncedir. İnanç ayrı, inanç duyulan düşünce ayrı şeyler. İnanç duyulan şey, aklın ürünü olan düşüncelerdir. Ama inancın kendisi, duygunun kendisi gibi ayri bir histir. "Uzayda hayat olduğuna inaniyorum" ifadesi bir inanç mıdır zihinsel çıkarım mıdır? "Uzayda hayat var" ifadesi aklın ürünüdür ancak, aklının ürünü olan düşünceye inanma hissi ise inancın kendisidir. Uzayda hayat olup olmadiği fikri ya da bilgisi ispat edilemediği sürece kişide hem akli olarak bu fikir varliğini sürdürecek, hemde his olarak bu inanç hissini hissedecektir. İnancin sadece dini konular bazında daraltılmamasını bu yüzden vurguladım ilk yorumumda. Siz kendi düşüncelerinize sahip olabilmeniz ayrı birseydir, sizin kendi dusuncelerinize inanç duymaniz ayri birseydir. Sizde bir düşüncenin var olmasının hissi ayrıdır, sizdeki düşüncenin çikarimina inanip inanmamaniz ayridir. "Uzayda yaşamin olduguna inanmiyorum" ifadesini siz düşünebilir ve bu çikarima sahip olabilirsiniz kendi bilgi dağarciğizi kullanarak ve de araştirarak. Ancak sahip oldugunuz bu bilginin "gercek " olup olmadigina "inanmak" ayrı bir şey, bu dusunceye sahip olmak ayri birseydir. Dolayisiyla inancin ve de duygunun kendisi başka, inanca ve de duygulara yüklenen anlamlar başkadır. Eğer aklın ürünlerini, duygu ve inancin ürünlerini birbirinden ayriştirmazsak, hersey birşey gibi zannedilir ve birbirine karıştirilir. 3.paragraftaki bahsettiginiz "mantik hatasi" vurgusu, hangi mantik çerçevesi ile bakilip yapilmiş olan bir değerlendirmedir ? Sizin inanç tanimlariniz ile benim inanç tanimlamalarim birbirini tutmadigı için , "mantik hatasi" demeniz şahsen normal gelmekte bana. Ancak, size "suyun ,deniz seviyesinde 100 derecede kaynama boktasina ulaştigi" bilgisi , başka bir kaynak tarafindan verilmis ve siz bu bilgiyi aklinizin ilgili süzgecinden gecirerek bu bilgiyi "dogru " ya da "yanlis" olarak "kabul etmektesiniz" herkes gibi. Fakat siz, bu bilgiyi kabul etmeniz ve bu bilginin dogru olup olmadigini deneyimsel bir bilgi olmadan kabul ettiginiz için ;bu bilgi sizin için gerçek değil ama hakiki bir bilgidir. Bildiğiniz gibi hakiki olma ve hakikat olma durumlari birbirinden farklidir. Bilginin hakikati olmaz ama bilginin hakikisi olur. Doğrulanmiş bir bilgi hakiki bilgidir.ancak bilginin hakikat olmasindan söz edilemez. Dolayisiyla hakiki olana ve de batıl olana inanç duyulur. Hakikat olana ise inanç duyulmaz. Siz kendinizin var oldugunuza inanmazsınız. Cünkü sizin varliğiniz ve de var olsugunuz hakikattir. Birinin, sizin var oldugunu soylenesi ise hakiki ya da batıldir. Ben sizi goemuyor tanimiyor veya varliginizdan bihabersem; biri bana sizden ve sizin varliginizdan bahsederse; sizden bahsedilen bilgiler benim icin hakiki ya da batıl olur ki bu da inanca dayanır. Sizden bahseden kisi beni ikna eder ve dediklerini kabul edersem ,ve de baskalari da sizin var oldugunu soylerse ben sizin var oldugunuA inanirim. Ama ben sizi şahsen gorursem ,konusursam; sizle bir temas içine girersem size olan inancim ortadan kalkar. Sizin varliginiz benim icin hakiki degil hakikat olur. Güneşin var olduguna inanmazsiniz. Gunesi deneyimlediginiz icin gunes sizin icin gercektir.ama bir köre gunesten bahsedersek, kör olan kişi için güneşin var olmasi bir fikirden öteye gidemez. Dolayisiyla kör olan kişiye verilen "gunes vardir ve gercektir" bilgisi, hakiki olsa da bu kişi için inancin otesine gecemeyecektir. Son olarak,son paragrafinizla bitirecek olursam ; inanç ve duygular aklın ürünü değildir. İnancin "kendi" bir histir, duygunun "kendi" bir histir. Ama hissedilen hislere yuklenen anlamlar,hislere verilen tanimlar,hislere yapilan ifadeler aklın ürünüdür. Aklın ürünlerini zihnimizde ortaya cıkarir ve zihin denen mekanda degerlendiriz. Ancak hisleri ise zihinde hissetmeyiz. Ayaginiza diken batinca, bu hissi aklimiz ile bilmeyiz. Migdemiz agridiginda bu bu agri hissini aklimiz ile bilmeyiz. Agriyan yerin hangi "yer oldugu", hissin "hangi bolumde" ortaya ciktigi , "acinin nerede oldugu" gibi "konum bilgisini" aklimiz ile veririz evet. Ancak his ayri, hisse yapilan yorum ayri. His ,aklin bir yorumu degildir. His ile ilgili ifadeler aklin yorumudur."başim agriyor" ifadesi ,aklin bir ürünüdur.ama bu ifadedeki "agrınin kendisi" akildan gelmez. Mantik-li olma ve mantik-siz olma ifadeleri genel geçerli olmayan,şahsi olan çikarimlardir. Cünku mantik'in kendisi aklın bir alanıdır. Aristonun mantik diye yasalaştirdigi şey birer düşünce değil,yer çekimi kuvveti gibi hakikattir. Ki bilim hakiki olanı değil hakikat olanı arar !. Felsefe de öyle.
@tekmusti4 жыл бұрын
Öncelikle "mantiksiz" ifadenizi kişisel olarak algılamadigimi belirteyim. Yani ,sizin düşüncenin kendisini değerlendirdiniz, düşünceyi ortaya atan "beni" değil. Haliyle "mantiksiz" ifadenizi, dusunceyi degerlendirmiş olmaniz olarak ele aliyorum ki bu da normal .ancak,benim oradaki vurgum bir alınma hali değildi. Mantikli ya da mantiksiz diye değerlendirme yaparken, bu degerlendirmeyi şahsi bilgilerin nazarında değerlendiririz. Yanu mantikli ya da mantiksiz ifadeleri mecazidir. Aristonun mantigindaki mantik ile "mantikli mantiksiz" ifadelerindeki mantik ayni mantik degil.vurgum bu kisimaydi. Kaldi ki,dusuncelere mantiksiz demeniz beni etkilemez. Cunku mecazi ve şahsi bir ifadedir mantikli ve mantiksiz ifadeleri. "İnanç ve duygu denilen şeylerin beyinden ayrı var olan şeyler ..." Şeklindeki yorumunuza gelecek olursam ; bu ifadenizde akıl =beyin gibi bir anlam doğmakta. Fakat beyin bir organ, aklın ise tam olarak ne olduğu muammadır. "Beyni olanın aklı da vardır" ya da "beyin varsa akılda vardır" gibi çıkarımlar ispatlanamayacak çıkarımlardır. Bir hayvanın aklının olup olmadığını neye göre ,hangi kıstasa göre değerlendiririz ? . Demek istediğim nokta şu ki: beynin varlığı aklın varliginin delili değildir. Oyle olsaydi ,her beyni olan hayvan akıllı olurdu. Ancak bu ifade bile deneysel değil sözel bir ifadedir.yani aklın ürünü olan bir çıkarımdır. Fakat "şey,kendinin delili değildir". Yani aklın varlığını, aklın ürünleri olan çikarim ya da fikirlerle delillendirip ispatlayamayiz. İnsan diger canlilardan ustundur gibi bir ifade kullanmadim . Ancak aklın farkındaliği bir kistas olsaydi, insan akla sahip oldugunu farkedebilme yetisine sahip olan tek canlı olması , bu açidan bakilacak olursa insanı diger canlilardan "farkindalik yetisi açisindan" ustun yapar. Ama bu ustunluk bir kralin ustunlugu gibi ya da politik bir ustunluk degil. İnsan bir hayvan değildir. İnsan bir canlıdır. Hayvan da bir canlıdır. Bitki ve süngerler de birer canlıdır. Ancak insan diğer canliların nitelik ve niceliklerine sahip olan bir canlıdır. Diğer canlilarla benzer niteliklere sahip olmasi insanı hayvan yapmaz ya da "hayvan kategorisine" sokmaz. Hayvan ayri bir sınıf,insan ise ayri bir sınıftır. Ya da insan ve hayvan ayri bir yaşam formudur da denilebilir. Bir farenin genetigi ya da şempanzenin genetigi insanij genetigi ile benzerlige sahiptir. Bir domatesin genetigini oluşturan aminoasitler insanda da mevcut. Bir taşı oluşturan maddeler ,insan bedeninde de mikro boyutta mevcuttur. Sonuc olarak dünya ,gunesten kopan bir parça olduguna göre, dunyanin icindeki canli ve cansi olan tüm varliklarin içeriğinde birbirine benzerlikler haliyle mevcut. Ancak benzerlik ;eşit değildir aynılığa. Yani insan taniminiza katilmiyorum.insan bir hayvan değildir. İnsan ,başlı başına bir canlı sınıfına ait bir türdür. Örneğin insanin şempanze ile ortak atadan geliyor olması evrim teorisinin bir yan teorisidir. Organizmanin evrim gecirdigi deneylenmiş ve labaratuar ortamında kanıtlanmıştir. Ancak buradan gelen veriyi alarak; "insan organizmaların birleşimi olan bir yapidir" çikarimindan yola çikarak, insan ile sempanze ortak atasab evrimleşmiş bir canlıdır ifadesi deneylenemez. İnsanın yapisinda organizmalarin olmasi, organizmalarin evrimleserek insan denilen formu olusturmasi fikrine delil olamaz. İşte tam bu noktada ,bilimsel inanç denilen kisım devreye girer. Evrim teorisi ayrı, insanin evrim gecirmis bir tür olması ayri konular. Ben şahsen evrim teorisinin var oldugunu bilmekle beraber,insanin sempanze ile ortak atadan evrilmis oldugu cikarimina ise "inanmiyorum". İnsan ile şenpanzenin sahip oldugu organizmalarin evrimlestiginden soz edilebilir hatta kanitlanabilir. Ancak insan ve sempanze ayni atadan evrimlesmistir ifadesi deneyimlenemez.fakat,mantiksal cikarimlarla kabul ya da reddedilir. Mantiksal tanimlar ile tanimlandigi olcude dogrulanir ya da yanlislanirlar. Felsefe kanalinda oldugumuza gore, dogru ve yanlis ifadelerine de deyinmeden olmaz. Dogru ve yanlis ifadeleri bir olcme -degerlendirmedir. Bir tanim yapilir ve bu tanim dogrulanir yada yanlislanir. Dogrulugun ,yada yablisligin kendisi diye bir şey yoktur. Su 100 derecede kaynar ifadesi dogrudur. Ama bu dogruluk ifadenin ispatlanmis oldugunu vurgular. Ancak "dogru" ya da "yanlis" kalıpları, mantık alanının birer etiketiden baska bir sey degildir. Bir teori ya da tanim ya da dusunce ortaya atilir. Bu dusunce ya da ifade veya tanimin dogrulugundan ya da yanlisligindan bahsedilir. Dogru olan herşey hakiki degildir ama hakiki olan hersey dogrudur. Yani, ispatlanan fikirler dogrulanir ya da yanlislanir
@tekmusti4 жыл бұрын
@@imaginearttr Bilim ile inanc konusuna gelirsek; bilimsel makaleleri takip ederek bilgi sahibi olmaniz ,sahip oldugunuz bilgilerin birer "bilgi" oldugu gercegini degistirmez. Bilgi dedigimiz şey, hafizamiza yerlestirdigimiz birer "veridir". Veriler ise birer "ifadedir". Bu ifadelerin dogrulugu, yanlisligi,gercekligi,sahteliginden sö, edilir. Ancak "bilgi" denilen şey hakikat olan değil,hakikate dair olandır. Suyun kaynamasi bir hakikattir. Ama suyun 100 derecede kayniyor oldugunu ispatlamak hakiki bir bilgidir. Burada,suyun kaynaması bir bilgi değildir. Ama suyun kayniyor oldugunu deneyimlemek bir bilgidir.suyun tam olarak nasil ve ne derecede kayniyor oldugunu tescillemek ise bilimsel bir bilgidir.cunku tekrarlanabilir bir bilgidir. Bilim, tekrarlanabilen bilgileri kapsayan bir alandır. İnanç ile bilimi birbirinden ayiran en onemli nokta zaten tekrarlanabilirliktir. Yani suyu hangi deniz kiyisina goturursek goturelim "kesinlikle" 100 derecede kaynar. Antalyada sahilinde de miami sahilinde de. Ancak bu ,suyun doğası ile ilgili ya da suyub yapisi ile ilgili bir "yasa". Bilim adamlari var olan doga yasalarini insanin akli ve idrakina gore bicimlendirirler sadece .yani yerçekimini newton bulmuş değil. Newton ,yerçekimi denen doğal bir kuvvetin var olduğunu deneysel ve bilimsel olarak ifade edip formülüze ederek tanımlamış kişidir. Yada atomu einstain parçalamış değildir. Atomun yapısını en iyi formülize eden, yani açıklayan kişidir. Veya suyun kaldırma kuvvetini bir insan oğlu var etmemiştir. Suyun kaldırma kuvvetine , insanoğlu bir açıklama ,tanımlama getirerek formülize etmiştir. Dolayısıyla bu formüllerin,tanımların ve açıklamaların tamamı "bilgi" sınıfının alt dallarıdır. Ancak bilgiyi hafızama atmış olmam, bilgiyi deneyimlemiş olduğumu göstermez. Yani suyun 100 derecede kaynadıgını ali isimli vatandaş deneyimlememiş ama okulda ya da kitapta bu bilgiye sahip olmuştur. Ancak, "bilgi sahibi olmak, deneylenmiş bir bilgiye sahip olmak; sahip olunan şeyin yine bir bilgi olduğu gerçeğini değiştirmez". Dolayısıyla bütün bilimsel makaleleri hafızamıza yerleştirmil olsak "bile", sahip olduğumuz bir deneyim değil bilgi olacaktır. Dolayısıyla deneyimlemeden sahip olduğumuz bilgilerin tamamı inanç kategorisi altına girer :) . İnanç denildiğinde din akla gelmesin.çünkü inanç, beynin farklı bir alanı ve sizin tabirinizle kimyasıdır. Yani bir bilgiye inanmadan o bilgiyi hafızanızda tutamazsınız. Bilginin tanımını araştırmanızı tavsiye ederim. Bilgi nedir? Benim yaptığım araştırmanın sonucunda bilginin tanımının kurulduğu cümlenin yüklemi "inanç" kelimesi ile bitmekte. Dolayısıyla bilginin kendisi de bir inançtır. Olayı şöyle baside indirgemek isterim: 6 kere 5 işlemini ezbere 30 diye ezberlemiş bir kişi ile,6 tane 5 i toplayayarak 30 a ulaşan kişinin sahip olduğu bilgi aynı bilgi değildir. Aynı olan şey ,elde edilen sonuçtur. Ancak 6 kere 5 ; 30 dur diye ezber tekrarlama ile süreci değil sonucu ezberlemiş oluruz ki bu ezber bilgi sınıfına girer . Ancak, 6 tane 5 i toplayan kişi, sürecin tamamına şahit olmuş ya da deneyimlemiş olur. 6 tane 5 i toplayan kişinin elde ettiği sonuç ile ; 6 kere 5 in cevabını ezberleyen kişinin sonucu aynıdır. Ama sonuca bakarak süreci es geçersek; çok şey kaybederiz. Dolayısıyla makaleleri okuyarak sahip oldugumuz bilgiler "ezber bilgidir". Bir din adamının x dininin kitabını ezbeelemesi ve oradaki metinleri ezbere tekrarlaması yada oradaki ifadeleri açıklaması ile ; makale okuyup okudugu makaleyi açıklayan kişi arasında süreç olarak hiç bir faek yoktur. Din adamı da ezbere konuşur, makale okuyan kişi de. Neden? Çünkü her ikisi de başkasının deneyimini deneyimlememiş ama deneyiminin ifade edildiği bilgileri hafızasına gömmüştür. Yani x peygamberin yaratıcıyı deneyimlemiş olması ,sadece o peygamber için hakikattir. Peygamber bu deneyimi insanlara anlatması ise bilgiden öteye gidemez. Einstainin uzayın bükülmesini fiziksel ve matematiksel olarak anlatması ,onun deneyimlemiş bir bilgisi değildir. Ayrıca söylediğiniz gibi "inançlar değişmez" değildir. Çünkü inancın içeriğimde en nihayetinde bir "bilgidir". Ben suyu bir kaba koyarak içine bir derece koyarak 100 derecede kaynamaya başlamasını "deneyimlemiş olmam" ,suyun 100 derecede kaynaması bilgisini bilgi olmaktan çıkarır. Acı ve his konusuna gelecek olursam; bedenimizin her noktasında sensörler(alıcılar) olmakla beraber ,bu alıcılar sinirlere bağlı olmakla beraber; tüm sinir ağı ise beyne bağlı olmakta. Bedenime olan herhangi bir fiziksel temas,fiziksel his olarak tanımlanır. Bu his beyinde gerçekleşmez. Bu his, sinirler vasıtasıyla beyne iletilir. Dolayısıyla fiziksel acı hissi, beynin bir yorumu değildir.kaldı ki beyin denen organ yorum da yapmaz. Yorum yapan, aklımızı kullanan bizleriz. Masaya dokunduğunda , masaya dokunmuş oldugunu beynin bilmez. Çünkü beynin bilme gibi bir fonksiyonu yok. Bilme, aklın bir fonksiyonu. Beyinde sadece farklı türde frekanslardaki sinyaller mevcut.bilincimiz ise bu sinyalleri şekillendirirken, aklımız ise bu şekilleri yorumlar.haliyle,masaya dokunduğunda ,dokunma hissi ayrı bir his, dokunduğun yerin ise masa oldugu bilgisi ise ayrıdır. Beyin sana ya da bana, şimdi masaya dokundun demez :) . Bilincimize bakan aklımız, bunu bize der. Dolayısıyla burada işler biraz daha saçaklanır . Çünkü konu tasavvufa kayar :) . Çünkü ben akıl ,beden ya da bilinç ya da düşünce veya his değilim. Ama ben akla,bilince,bedene,hislere ve düşüncelere "sahip" olanım. Dolayısıyla beyin,akıl,duygu,inanç, beden ,bilgi denilen yapılar iç içe olsa da her biri ayrıdır. Tüm bu "ayrılıkların" bir olduğu yapının adı "insandır". O yüzden insan = değildir hayvana.
@tekmusti4 жыл бұрын
@@imaginearttr dediğim gibi "benzerlik; eşit değildir aynılığa". Benziyor olabilir ancak aynı değil. Teşekkürler.
@enesakinci95114 жыл бұрын
Kısa ve net olmuş. Vakit bulabildim sonunda , uzun olunca başka zaman izlerim deyip geçiyordum, benim şuan ki halim tortilianus gibi sanırım , sıradakini de bekliyorum dört gözle
@dostoeski40503 жыл бұрын
Tertullian: Hristiyanlığa inanıyorum çünkü saçma. Romalı: Merhaba. Bende putperestim. Tertullian: Nasıl putperest olursun, taşa tapılır mı hiç çok saçma bu. Romalı: İnanıyorum çünkü saçma. :)
@havvanurozekici4 жыл бұрын
En sevdiğim videolarından biri oldu, teşekkürler!
@rasimbicer8234 жыл бұрын
Felsefeye meraklıyım ve okuyorum, yayınlarına rastlamak güzel oldu 👍
@senaeseoglu61864 жыл бұрын
“Akıl fenerdir güneş değil” der babam..
@n_mertel14 күн бұрын
Yüreğinize sağlık
@emekdenizdemirci2 жыл бұрын
Teşekkürler Dilara!
@yasarkaraca21404 жыл бұрын
Hocam iyi akşamlar dilerim. Sağlıklı günler diliyorum. Teşekkürler
@ikarus93094 жыл бұрын
Yaptığın şey çok güzel 🌸 teşekkürler
@rumeysar1704 жыл бұрын
Ben de en heyecanlı yerinde bitti diye tam üzülecektim ki bi sonraki video müjdesi geldi. Bu konu önemli ilerde yine izleyeceğim bi video olmuş teşekkür ederim
@sadrialsk41854 жыл бұрын
bi sözü aradan cımbızla ayıkladım " bilmek ve inanmam " ikisinin ayrımını bi türlü öğrenemedi milletimiz nedense, oysa bilmek ayrı şey inanmak ayrı şey, bildiğin bi şeyi ıspatlaman gerekir, inandığın şeyi ise ıspatlamana gerek yoktur
@Emin-tg3jg4 жыл бұрын
Her şey bilgide.Öyle bir şey yoktur ki insan onu öyle yada böyle bilmesin.İnsan kendinden bakarsa bir çok şey ayrılmış ola bilir ama asıl gerçeklikde her şey eşit ve insanda tümüyle gerçekliyin içindedir.
@nes63614 жыл бұрын
Diksiyonun ve konuşma tarzın çok güzel sıkılmadan İzlettiriyor
@tuubahalla87564 жыл бұрын
Törtilianus' un hrisliyanlığa getirdiği eleştirilri de çok merak ettim keşke ele alsanız onun kilisesindeki öğretiyi özet olarak. Ve çok güzel inanç ve bilgi konusunda nedir ne değildir ayrımını yapmamıza ışık tutan bir video olmuş. Teşekkürler.😊
@fatihyemisen64774 жыл бұрын
Yeryüzünde ne yazıldıysa insan yazdı. Ne söylendiyse insan söyledi... Tamamı insan türünün medeniyet(sizliğ)inin ürünü... Bu film, senaryosu ile oyuncuları ile tamamen insan yapımıdır...
@kediomer35174 жыл бұрын
çok üretken ve müthiş bir kanal ya. keşfettiğim için çok memnunum
@hrnicr37654 жыл бұрын
Hayret uyandıran bir şeydir inanma. O yüzden inanıyorum yani aklın üstünde belirlenimler var. Benim aklım ermiyor o halde iman etmeliyim gibi anlıyorum ben. Tıpkı evrenin büyüklüğüne veya dönmesine veya sonsuzluğa ...
@velialtunbay87729 ай бұрын
Akıl imandan üstündür ve Akıl yolu ile gerçeğe ulaşırız başka türlü saçmalık olur
@ozlem48824 ай бұрын
Kaos olur en çok kim sacmalayacak yarışı ortaya çıkar.
@tekmusti3 жыл бұрын
Elma ile armut kıyaslanırsa; sonuçlar elbet saçma olur. İnanç elma, bilme ise armut ise; bilme ayrı bir eylem, inanma ayrı bir eylem ise; bu iki farklı noktayı eş güdümlemek, anlamsız bir kıyaslama çabasıdır. İnanç ile bilmenin kıyasa tutulup, bitanesi üstün olan ,diğeri ise üstün olmayan deniliyorsa; can sıkıntısı vardır ,başka bir şey değil. İnanç ,hafızaya hükmetme gücüdür. Bilme ise, hafızaya bilgi yükleme gücüdür.dolayısıyla, inanç ile bilme ikilisini kıyasa sokmak, birisine tü kaka demek, diğerini de değerli hale getirmek,asıl saçmalık. Çünkü insan, doğası gereği inanır ve doğası gereği bilir. İnançsız olmayan insan olmaz. İnançssız insan, hafızasına kafa atan insandır. İnançlı yada inançsız derken, bir dini inançtan bahsedilmiyor elbette. Dolayısıyla, inanç ve bilme fiillerine, kalıpsız olarak bakmak gerekiyor.
@gulunkosesi40963 жыл бұрын
aynen birşeyi nasıl gerekçelendirirlerse onun doğru olduğunu düşünüyor felsefeciler. Laf süslemeleri ile imanın gereksiz gibi gösteriyorlar.
@tekmusti3 жыл бұрын
@@gulunkosesi4096laf süslemeleri , felsefecilere özgü bir davranış değil. insan olan her kişi, laf süsler. siz bile .tabi şimdi ,laf süslediniz demiyorum. genel açıdan bakıldığında , laf süslemeyen bir insan evladı olmaz.
@gulunkosesi40963 жыл бұрын
@@tekmusti aynen
@ozlem48824 ай бұрын
@@gulunkosesi4096 Bunu en çok din adamları yapar , üstelik daha tek tanrılı dinler ortaya çıkmadan öncesinden beri yaparlar. Kahin ve büyücü ile kral el ele kitleleri yönetirlerdi. O dönemin din adamları ya da kadınları kahinler , büyücüler idi. Din adamları retorik, hamaset , takiyye gibi konularda mahir insanlardır.
@YunusEmre000111 ай бұрын
Filozofa çoğu yerde katılıyorum akıl yürütme metodu gayet hoş
@ahmetyaman22344 жыл бұрын
Az önce descartes okuyordum. Tinsel ve uzamsal İki töz olduğundan bahsetti bana . Sanırım çağlar açıp kapayan bu konuyu doğru şemsiye altında düşünmek herkesi rahatlatacak. Pastaya çilek etkisi yarattı bu video ben de . Sen mükemmel bir insansın 🍷❤️
@cembravo59163 жыл бұрын
Sizi ilk defa izliyorum basarılı anlatım
@yuxeses4 жыл бұрын
Müthiş di... Ortaçağ en sevdiğim tarihsel dönemdir...
@mberra_4 жыл бұрын
Elinize emeğinize sağlık hocam
@pachareler19704 жыл бұрын
Bu evrende kendi içinde çelişmeyen önermeler hariç hiçbir şeyin, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde %100 oranında ispat edilebileceğini sanmıyorum. Oturduğumuz koltuğun hatta kendimizin varlığını dahi %100 ispat edemeyiz. Pekala bizden daha kompleks bir varlığın rüyası olabiliriz ve hatta bu rüya bu saniye içinde başlamış ama geriye dönük projeksiyonları da kapsıyor olabilir. yani biz geçmişimizin olduğunu zanneden varlıklar olarak düşleniyoruzdur. Varlığımızın gerçekliğine ancak güçlü argümanlardan sonra 'inanabiliriz' vebu rasyonel bir inanç olur. Dolayısıyla Tanrı vardır çünkü şu, şu,şu gibi sebepler Tanrı'nın varlığını güçlendirir dedikten sonra o argümanlar çürütülemiyorsa, Tanrı inancı da rasyonel bir inanç olur. Varlığımıza,yerçekimine vb inanmakla Tanrı'ya inanmak arasındaki fark üretilecek argümanların kuvvet farkıdır. Bu açıklamayı yapmamın sebebi konuyu burada kestiğinizde inanç irrasyoneldir demiş ve orada bırakmış olmanız. Her ne kadar ileride akıl işin içine girecek demiş olsanız da bu durum Krauss'un kitabına A Universe From ''NOTHİNG'' adını koyup ardından aslında o nothing bu nothing değil kuantum vakumu benim nothingim demesi gibi bence. Sizin bilgilerinizden faydalanan biri olarak bu eleştiriyi getirmek istedim.
@ahmetsinerji31324 жыл бұрын
İnsanın içinde beka duygusu var, yok olmama isteği var; bir şeylere sahip olma zevk alma irade gücü ve zevki var; bunşara bile bakarak şeylerin tam olarak varolmadığk düşüncesi çok mantıklı gelmiyor. Ayrıca “tanrı” ve “rasyonel” sözcüğü, batı terminolojisi inin kelimeleri, biz deki yaratıcıyı “Allah” kelimesini karşılamıyor. Yine rasyonel kelimesi her ne kadar mantığa uygun, akılane kelimelerinin eş anlamlısı gibi görünse de “irrasyonel” kelimesinden anladığımıza çok daha uygun bir ara bir şeyle okumuştum bu jelimenin kökeni işe ilgili
@pachareler19704 жыл бұрын
@@ahmetsinerji3132 Madde madde gideyim 1- Biz bir rüyanın paçasıyız iddiam zaten yok. Ama bu mümkün olduğu için kendi varlığımızı dahi %100 delillendiremeyiz ancak varlığımız konusunda güçlü argümanlar sunarak var olduğumuz düşüncesini/inancını rasyonel(mantıklı/olasılığı yüksek) hale getirebiliriz. Rüya olmamız olasılığı düşer, rüya olmamamızın olasılığı artar. Sizin söyledikleriniz neden rüya değiliz için üretebilecek argümanlardan bir kısmı 2- İnanç 3 e ayrılırı. a- rasyonel b- irrasyonel c-arasyonel....Tanrı'nın varlığı üzerinden gidelim. Bir insan Tanrı'ya inanıyorum çünkü evren hassas ayarlar sebebiyle dizayn edilmiş gibi duruyor derse, inandığı şeyi gerekçelendirmiş olur.Tanrı'nın varlığı konusu hakkında ürettiği argümanlarla bu düşüncenin olasılığını %51 e getirirse de artık bu inanç mantıklı/olasılığı yüksek rasyonel bir inançtır. Başka biri ben inanıyorum. Bilmiyorum neden ama inanıyorum derse ise irrasyonel bir inanca sahiptir. Hayaletlere inanıyorum.. Neden? Bence varlar..gibi Başka birileri ise Tanrı mantığın da ötesindedir o yüzden ona inanmak için gerekçelendirmeye gerek yoktur der. Bu da arasyonel inanç oluyor bildiğim kadarıyla.(Kur'an gerekçelendirilmiş inancı savunur daima, bilgisini de vereyim). Kelimenin etimolojisi bize bu kelime üretilirken o dönem insanının kelimeye ne anlam yüklediğini gösterir. Ama biz konuşurken aynı kelimenin bugünki manasını kullanarak konuşuruz. O sebeple etimoloji üzerinen yanlışlama safsatadır felsefede. Misal atom kelimesi.
@bextiyarazeri315811 ай бұрын
Hər şey inanmaqla bitmir, mənim cazibə qüvvəsinin var olduğuna onunla əlaqəli heç nə oxumadan və araşdırmadan inanmağımın nə faydası var ? Mən Yaradana inanıram, amma onun kim olduğunu və məndən nə istədiyi ilə maraqlanmıram, çünki inanıramsa, cənnətə gedəcəyəm. Mən sevgilimin var olduğuna inanıram, amma onunla maraqlanmıram, ona zəng etmirəm, görüşmürəm. Belə inanc və sevgi olar ? İnanc və ağıl kimi iki şey arasında seçim etməyə məcbur etmək özü axmaqlıqdır. Çünki ağlım olmasa, mən necə inanım ?
@rauftaghyev91194 жыл бұрын
Merhabalar,esenlikler,teşekkürler.
@beraat84 жыл бұрын
Bilgi de bir çeşit inançtır. Çeşitli bilgi teorisi kitaplarına bakarsanız eksik olarak görülse de bilgi, "gerekçelendirilmiş doğru inanç" olarak tanımlanır.
@TTTupload4 жыл бұрын
yukarıda bana ne cevap vermişsin burada ne saçmalıyorsun ya trolsün ya çocuk. yaş kaç :)
@beraat84 жыл бұрын
@@TTTupload sana verdiğim cevapla bu cevap arasında nasıl bir çelişki buldun anlayamadım
@beraat84 жыл бұрын
İnanç kavramı aklınızda nasıl bir şekle bürünmüşse, ön yargınızdan dolayı daha bilginin de bir inanç olabileceğini/olduğunu kavrayamıyorsunuz.
@beraat84 жыл бұрын
Elbette ki kaynağı akıl olan inanç farklıdır, kaynağı duyular olan inanç farklıdır, batıl inanç farklıdır.
@omerdogan59534 жыл бұрын
Kesinlikle haklısın. Zaten bilimin de aynı dinlerde olduğu gibi bazı dogmaları vardır. Bazı ön kabullere gereksinim vardır 2+2=4 gibi. Bunu kabul etmen gerekir. Tanrının var olduğunu kitapta öyle yazdığı için kabul etmen, kitapta öyle yazdığı için Tanrının var olduğunu kabul etmek gibi. Bilimde de bazı denklemleri formülleri kabul etmek zorundasın ve tabiki onların da kanıtı vardır (yersen)
@teomanzaman26703 жыл бұрын
valla okul okumadım ama bu konulara öyle bır ıstegım varkı dınledıkçe ufkum açılıyor sagolasın
@umitsengul42813 жыл бұрын
Teşekkürler
@sensusnuminis4 жыл бұрын
Video için teşekkürler. Bilgilendirici, kısa, öz ve içten bir anlatım olmuş. Bir Klasik Filoloji talebesi olarak telaffuza daha çok önem vermenizi tavsiye edebilirim. Latince de aynı Türkçe gibi fonetik bir dildir, yazıldığı gibi okunur. Son olarak belki popülerleştirme uğruna çarptırılan felsefik görüşlere de bir videoda değinebilirsiniz
@mehmetalikartal14194 жыл бұрын
Bu videoyu beğendim çünkü çok saçma.
@NatiqAdilov4 жыл бұрын
Yaman dedin
@cgci27613 жыл бұрын
Düzeltmek istediğim bir yer var Ruh bilinci yahudilik ve hristiyanlıktan çok daha öncede vardı. Ekstra bilgi olarak diğer dinlerde sorgulamadan kabul et derken İslam'ın kaynağı Kuran-ı Kerim'de bir çok ayette "Aklınızı kullanmaz mısınız?, Düşünmez misiniz?" gibi bir çok ayet vardır, yani Allah insana verdiği aklı kullanmasını sorgulamasını istiyor.
@mehmetsimsek47943 жыл бұрын
Evet bunun yanında kimlerin akıllı kimlerin cahil olarak tanımlandığini da ekle istersen. O ayetlerde geçen aklın senin anladığın akıl ile alakası yok
@Emre-gf4mt4 жыл бұрын
Saçma olduğu için inanacaksanız tüm dinlere mensup olmanız gerekmekteydi sayın Tertullianus Bey.
@honeymoonvera4 жыл бұрын
İslam hariç.
@Emre-gf4mt4 жыл бұрын
Ok
@altan34334 жыл бұрын
@@honeymoonvera dahil*
@honeymoonvera4 жыл бұрын
@@altan3433 hariç* _(son düzenleme)_
@turalabdul85034 жыл бұрын
V E R Â islam en saçması zaten
@missbebop79414 жыл бұрын
Wuu paylasim icin tesekkutler~ dinlerken epey keyif aldim
@hayalet20903 жыл бұрын
Kur'an imanı önce almaz )) İlmî öne alır.. Çünkü inanılacak şeyin bilinmesi lazım..
Dogmanın anlamsızlığı bizzat kendisi imanın kabulünü gerektiriyor, insanı ikna eden bir basitlik var bu basitlik insana güven veriyor çünkü akıl karşıtlığını akılla çürütemeyiz
@metinkara48743 жыл бұрын
Bir insan saçma bir şeye inandiginda yüzeysel olur bir zaman sonra duyguları onu hem tatmin etmez hem zihninde bir karmaşa olur..
@Fatma_34_4 жыл бұрын
inanç ve iman iki farklı kavramdır. imanda; şüphesiz ve sorgulamadan bir şeyi kabul etmek esas alınır. İnanç ise sorgulayarak seçtiğin, benimsediğin şeydir. inandığın ve iman ettiğin şeye kaç kere kanıt arayıp bulduysan o kadar şüphe duymuşsun demektir.
@emreerciyes97152 жыл бұрын
Sorgulamadan iman edemezsiniz
@surgeonofart84814 жыл бұрын
Avrupa'dan başka Orta Doğu, Arap Yarımadası ile ilgili de felsefe tarihi gelir mi?
@surgeonofart84814 жыл бұрын
@@pelindilaracolak Umarım gelecek planlarınız arasında olur.
@feyzanurtastan88924 жыл бұрын
Zaten dindeki her şeyi mantıklı bir şekilde açıklamaya çalışmak, "Tanrım ancak mantıklı olursan inanırım" demek gibi. Bu da "Tanrım ancak bir mucize gösterirsen inanırım" tavrı ile benzer bir durum... O zaman videoda da bahsedildiği gibi inancın pek de bir önemi kalmıyor. Hatırladığım kadarıyla Dücane Cündioğlu da şöyle bir şey söylemişti; Tanrı'nın varlığı, yokluğu vs. (metafizik ya da ontolojik bir takım şeyleri) tartışabilirim ama inanç tartışılabilir bir şey değildir, inancımı tartışmam, inancım biriciktir...
@duygudemiroglu37664 жыл бұрын
Tanrıya ancak mantıklı olduğunda değil fakat kendisiyle çelişmediği zaman inanırım. Yıllar önce (kitaplara göre) tanrı varlığını insanlara ayı yararak kanıtlarken bugün sadece düşün ve bul demesi adaletli midir?
@otomatikmandalina72834 жыл бұрын
@@duygudemiroglu3766 peki çelişki bunun neresinde? Tanrının bir dönem varlığını ayı yararak kanıtlayıp şimdi aklını kullan ve bul demesi mi? Ayrıca şimdi SADECE aklını kullan ve bul demiyor bir kitap göndermiş ve bu kitabın bir mucize olduğunu da söylüyor
@duygudemiroglu37664 жыл бұрын
@@otomatikmandalina7283 öncelikle kitabı okumayı ayı yarmak, ölüyü diriltmek, denizi ortadan ikiye yarmak gibi mucizelerle bir tutamayiz. Tanrı birçok ayette adaletli olduğunu söylüyor fakat bir dönem bana inansinlar diye mucizeler, gonderirken simdi bizi yalnız bırakmış ve bulmamizi istiyor. Bu adaletsizliktir ve tanrı kendine adaletli diyerek çelişmiş oluyor
@otomatikmandalina72834 жыл бұрын
@@duygudemiroglu3766 öncelikle ben de şunu söylemek istiyorum evet tabi ki ayın yarılması ile kitabın okunması bir değildir ama bahsi geçen kitap kurandır yani ayın yarılması vs gibi mucizelerin varlığından bahseden bir kitaptır bu yanıyla tarihi bir nitelikte taşır. Bunun yanı sıra kuranda başlı başına bir mucizedir burada mucizeden kastım ise edebi yönüyledir.Aynı edebi ölçülere sahip veya daha iyisi insani düzeyde yapılamayacağına göre bunu yapan da yüce bri varlıktır üstün bri varlıktır güç mutlak güç sahibidir. Ayrıca örnek verecek olursam kara deliklerin, rüya olayının, sonsuzluk kavramının vs. tam olarak açıklanamaması ve insan zihninde tam bir karşılık bulamaması da birer mucizedir
@feyzanurtastan88924 жыл бұрын
@@duygudemiroglu3766 ilk olarak Tanrı insanlar inansın diye mucize göndermiyor, mucize göstermeye kadir olduğunu fakat inancın buna bağlı olmadığını anlatıyor bence. Çünkü mucizeye rağmen inanmayan insanlar da vardı. Kısaca Allah'ın mucize yaratmış olması mucizelere bağlı bir inancı onayladığını, bu şekilde inanılmasını istediğini göstermiyor öyle olsaydı ayetlerde "mucize göster inanalım" diyenler kınanmazdı. + düşünün akledin ayetleri de o zamanlarda indi ve o zamanki insanlara da hitap ediyordu. Mucizeye bağlı bir inanç insanların isteği, Tanrı'nın kınadığı bir şeydi. Düşünmek ve akletmek ise Tanrı'nın isteği, insanların üşendiği şey... İkisini ayırt etmek gerekir diye düşünüyorum.
@averroes26524 жыл бұрын
Kendisi Meşşai (Aristocu) Filozoflarından olan İbn. Sina'ya göre akıl - iman ilişkisi meselesinde iman mutlaka akli olarak açıklanılabilen şeydir olarak tanımlıyor hatta mucize meselesini ele alırken diyor ki Mucize sebepleri aşmak değil sebebi bilmemektir, fakat bu sebebi bilmeyeceğimiz manasına da gelmemektedir çünkü sebep bizi bir varlığa götürür der
@serenaydgl3 жыл бұрын
felsefe yolculuğunda ban eşlik ettiğin için teşekkürler seni çok seviyorum
4 жыл бұрын
Güzel fikir. Tek sıkıntı acaba bir Budist ile karşılaştığında ona da inanacak olup olmaması. Örneğin Buda tam 40 gün aç ve susuz bir ağacın altında oturmuş ve meditasyon yapıp derin düşüncelere dalmış. Kendine geldiğinde ise artık aydınlanmış bir birey olarak yaşama devam etmiş ve felsefesini geliştirmiş. Şimdi bu da çok saçma aptalca ve sağduyuya - mantığa aykırı bir şey. Peki buna da inanacak mıydı? Ve dünyada başka kültürlerin saçma pek çok hikayesi var. Bunlara da inanacak mıydı? Acaba kendisi diğer hikayeler hakkında ne söylerdi? Saygı duyup hepsine kucak mi açardı? Yoksa "herkes eşit ama bazıları daha eşit" diyerek bu inançları kapı dışarı mi ederdi? Kendisi ile konuşmak isterdim bu konuyu.
@duygudemiroglu37664 жыл бұрын
Ölünün dirildiğine inanıyorsa onlara da inanırdı sanırsam
@sucukluyumurta43544 жыл бұрын
Veganizm hakkındaki düşüncelerini merak ediyorum
@pesdogrusu95643 жыл бұрын
Ölene kadar veganizm
@anarsist8833 жыл бұрын
@@pesdogrusu9564 ölene kadar İskender kebap
@pesdogrusu95643 жыл бұрын
@@anarsist883 vegan kebap var ki nie ölmüş hayvan parçası yiyosun
@anarsist8833 жыл бұрын
@@pesdogrusu9564 dostum ben vejeteryanım onu şakasına dedim zaten :') Et yiyen herkes katildir.
@pesdogrusu95643 жыл бұрын
@@anarsist883 süt,bal,yumurta endüstriside bunun bir parçası aslında :(
@mehmetrustuakyldz4 жыл бұрын
“Onlar gayba iman ederler”
@mehmetrustuakyldz4 жыл бұрын
@Mustafa Camcı gayb olduklarını gördün yani.
@serdarkublay47953 жыл бұрын
İster birşeye inanır.İster inanmazsınız.Bu, bir tercihtir.Ama aklınızı kullanmak zorundasınızdır.
@abcwyzful Жыл бұрын
Benim de şöyle bir argümanım var bir süredir: Hayat o kadar olağanüstü ki hayatın açıklamasının da olağanın üstünde yani olağan dışı olması normal.
@pantarhei81284 жыл бұрын
Çok güzel bir video olmuş bu yav.
@ozanaslan4133 жыл бұрын
Üstündür çünkü aklımızın almadığı şeyleri iman gücüyle yapıldığına şahit oluyoruz
@mustafacetinozman6397 Жыл бұрын
🧿♥️⚘🙏🦅tek gercek akıl akıl herşeyi doğru görme nokta
@ness42122 жыл бұрын
Teşekkürler dilozof
@yuxeses4 жыл бұрын
Bir şey daha diyeceğim. İznik konsüllerine de değinecek misiniz? Orada sürgün edilen bir kişi vardı onun hakkında bilgi vs... Çok güzel olurdu... Teşekkürler
@esatemrecelik91883 жыл бұрын
Elinize sağlık..
@diyaroguz50114 жыл бұрын
Çok teşekkür ederim güzel insan yüregin saglık
@rad2113 жыл бұрын
Allah'ın El-Alim ismi vardır. Bunun insandan yansıması ilimdir, bilimdir, fendir. El-Mümin isminin yansıması ise iman sahibi olan yani Allah'a güvenen, salih amel peşinde koşan, sulh ve salaha çalışan, nefs-i mütmain olandır. İmanı olan muhabbet sahibir. Muhabbette ilim,irfan,aşk ve hâl vardır. Yani Allah hepsini kuşatır. İnsanın da beşerden insana ulaşabilmesi, kemalata yaklaşabilmesi için bunları kendinde cem etmesi gerekir. Vahdette ayrıştırma yoktur. Çoklukta birlik vardır. İnsan sadece alim ya da sadece mümin olmakla yetinmemelidir. Sadece alim olursa zahiren bildiklerini ilahlaştırıp onun dışındakileri yok sayar, kendi zanlarını dayatırsa zalim olur. Arifler zanlarını öldürür, ilmini fakirleştirir. Yani şekle değil manaya bakarlar. İlmi yok saymazlar ama ilme tapmazlar. İlmi yok sayıp sadece iman eden de cahil kalır. Mevzu bünyedeki bu isimleri yarıştırmadan tevhide getirebilmektedir. İnsanın fıtratı sevgi (aşk,muhabbet) ve ilimdir (akıl). AŞK İLE BİL demiş erenler.. Bildin sonra... Yak gitsin...
@birdemetyasemi03284 жыл бұрын
Yaşasın diloşistlik 😅😂💃🏻
@Hebelee_4 жыл бұрын
Şöyle de bi’ şey var ki eğer bi’ insanın tüm düşünceleri bize mantıklı geliyorsa biz de en az o insan kadar bilgeyizdir.Hal böyleyken Tanrı’nın öğretisinin tamamını mantıklı bulmak Tanrı’nın olağanüstü olmadığının ispatıdır.Yani dinin mantıksız olması bile kendi içerisinde mantıklıdır.
@ahmetsinerji31324 жыл бұрын
“Tanrı” kelimesi neleri kapsar, bir yaratıcı ise nasıl bir yaratıcıdır, evreni yaratıp geri evine mi çekilmiştir yoksa yaratması ve evrene yaşama müdahelesi devam ediyor mudur bunları bi araştırmak lazım. Tanrı kelimesi “Allah” kelimesini karşılar mu?
@Hebelee_4 жыл бұрын
ahmet Sinerji şahsen ben Tanrı kelimesinin “tapılan şey” anlamında kullanılmasını daha mantıklı buluyorum ama semavi dinlerin Allah’ı farklı farklı anlatmalarından dolayı hepsinin genelleyebilmek için Tanrı kelimesini kullandım.Ben müslüman olarak cevap veriyorum,Allah her an yaratma halindedir yani yaratıp evine çekilmemiştir.Bunu sonsuza giden bir sabit fonksiyonun grafiği gibi düşünebiliriz.Yaşama müdahale konusunda yetkinliğime hiç güvenmiyorum o yüzden bi’ şey diyemem.Son olarak şunu ekleyeyim din temelde inanmak ve inanmamak üzerine tartışmaya müsaittir yani Tanrı’nın varlığı ve yokluğu üzerine.Bunun dışındaki tüm tartışmalar birbirinin penceresinden bakamayan iki insanın birbirini anlamaya çalışmasıdır ve imkansızdır.Tanrın’nın var olduğunu kabul edenlerin onun söylediklerini mantıklı bulmaya çalışması mantıksızdır.Kabul etmeyenler ise olmayan bi’ şeyin özelliklerini tartışması mantıksızdır.Tanrı’nın sıfatları Tanrı’nın varlığının ötesinde bir konudur ve inanan insan tarafından sorgulanmadan kabul edilmelidir.Çok konuştum özür dilerim toparlamam gerekirse bu Allah’ın sıfatları üzerinden bi’ tartışma yapmak mantıksızdır.
@ahmetsinerji31324 жыл бұрын
Fatih Kuzu bilakis Allah ı sıfatları üzerinden kavrayabiliriz, zaten sıkıntı da orada çoğunluk müslüman maalesef Allah a inanıyor ama sıfarlarına inanmıyor ondan dolayı Allah ın gerçekliğini kavrayamıyor ya da o yokmuş gibi yaşıyor. Yani inanıyor ama doğayı insanı bozuyor hesap soracak Celal sahibi cabbar olan bir Allah ın olduğuna inanmıyor. Allah ın sıfatlarının küçültülmüş versiyonun insanda da olması kendimizden yola çıkarak yaratıcıyı kavramamamızı sağlıyor. Mesela kudret sıfatı ve Kadir ismi bir şeye gücü yeten onu değiştiren, irade sıfatı yine iradesi olan bir niyete sahip gibi, bunların benzeri insan da var. Yani evreni değiştirenibiliyor bir düzen verebiliyoruz. Bizi ve evreni değiştiren bir varlık da var o zaman gibi. Çünkü kozmik denge vücudun yapısı vs baktığımızda eğer biZde bir irade bi kudret varsa bizi de yaratan biri vardır diyoruz gibi. Sıfat ve isimsiz düşünürsek Sahibi olmayan amacı olmayan başıboş herşeyin rastgele tesadüfen meydana geldiği bir insan ve evren tasavvuru oluşur bu da bu kadar sanatla meydana gelmiş insan, varlık vs ile tenakuz oluşturur. Çok konuştuysam ben de affola.
@Hebelee_4 жыл бұрын
ahmet Sinerji bi’ noktayı tam aktaramamışım.Ben Allah’ın sıfatlarının sorgulanamayacağını söylüyorum bilinmemesi ya da araştırılmaması gerektiğini değil.
@birgaripyolcu6384 жыл бұрын
Çok güzel açıklamışsın. Yani biz tanrı değiliz. Tanrının yarattığı aciz kullarız. Asla O'nun kadar bilemeyiz. Bir hadis " Allahım biz Seni hakkıyla bilemeyiz."
@alidoganege4 жыл бұрын
Kendi klasmanında kesinlikle olağanüstü değil. Yani felsefe alanında. Ki yaptığı felsefeden başka bir şey değildir. Ama fantastik hikaye alanında kesinlikle olağanüstü. Tıpkı Yüzüklerin Efendisi veya Simyacı gibi edebiyat alanında...
@anilcanucarkus3 жыл бұрын
Takarrur etmiş usûldendir: Akıl ve nakil taâruz ettikleri vakitte, akıl asıl itibar ve nakil tevil olunur. Fakat o akıl, akıl olsa gerektir. Muhakemat - 12
@selinnurskoglu87573 жыл бұрын
Düşünsenize mehtisiniz 2021de göreve geldiniz nasıl ispatlardiniz ?
@MutlakBilim4 жыл бұрын
Sofistçe bir laf oyunu, ama iyi, sevdim. ;)
@nurkaratas28974 жыл бұрын
Baştaki müziğin adı ne bilen var mı?
@yin-yang512 Жыл бұрын
Akıl, imandan üstündür.
@karalahana43634 жыл бұрын
"Dogmanın anlamsızlığının bizzat kendisi imanın kabulülü gerektiriyor." Bir din üzerinden yapılan çıkarım çok güzel bir genelleme ile bitirilmiş. Ardından dinin insana güven verdiği için inanıldığı söyleniyor. Böyle bir şeyin olması bile aslında varlığının işareti olarak görülebilir. Tabi bunu ve evren ve insanın kendisi gibi "olağanüstü kanıtları" ve dolayısıyla hepsinin ötesindeki yaratıcıyı görmek isteyen insanlar için.
@nurettinozturk46043 жыл бұрын
Dinler de masal bitmez tükenmez
@zhulkari48354 жыл бұрын
Örneklemelerizin sadece hiristiyanlık üzerinden olması akıllıca ancak dürüst değil sayın Dilozof.
@klytemnestra4 жыл бұрын
Din zaten olağanüstü olmasaydı din olmazdı.Dinin akla göre saçma olması gereklidir,saçma olmazsa din olmaz ve dinin avantajına olmaz değil mi?
@klytemnestra4 жыл бұрын
@Mustafa Kemal`in askerleriyiz Haklısın o konuda ama o zamanına göre iyi bir iş çıkarmış şu an yavaş yavaş çöküyor bilimin ve teknolojinin illerlemesiyle hep berbaber bir şeylere şahit olacağız gibi duruyor.
@Senasmsekk4 жыл бұрын
@Mustafa Kemal`in askerleriyiz hata çelişki yok sizin algılarınız Senin çelişki dediğin ayetler farkli zamanda olaylar durumlar üstüne iniyor en basitinden peygamberler arasında Üstünlük ayetleri buna örnek ayetlerin nüzul sebebine bakmayarak okuosunuz sacmsliosunuz
@Senasmsekk4 жыл бұрын
@Mustafa Kemal`in askerleriyiz cok fazla gig TV izleme kocum
@surgeonofart84814 жыл бұрын
@@klytemnestra Neyin çökeceğini göreceğiz açıkcası bana da tam tersi geliyor. Tamam doğru olmayan dini inanışlar çökebilir ama hak olan gerçek de ortaya çıkacak diye düşünüyorum. Dünya'da daha önce görülmemiş bir devrim gerçekleşebilir ve bu devrimi bilim aracılığıyla hak din (Daha doğrusu Tanrı (Allah)) yapacak sanırım. Buna bir sürü kişi ihtimal vermez belki ama zaten devrim demek çoğu kişi tarafından ihtimal verilmemiş olanın gerçekleşmesi demek değil midir?
@klytemnestra4 жыл бұрын
@@surgeonofart8481 Dinler değişir ama tamamen dinin biteceği bir dünya düşünülemez açıkcası ama değişebilir
@birkucukprens4 жыл бұрын
Sayın Dilozof Dilara Hanım İslam'ı (kurumsallaşmış olan değil tabi ama kısmen onu da katabilirsiniz) diğer iki semavî (semâî olarak yazılması daha doğru olabilir) dinden farklı olarak değerlendirmeniz gerek. Zira İslam akıl ile yorumlanmış bilgi, kanıt (delil) temelli inancı esas alır. Belki herkes için değil ama özellikle okuyanlar (yani her devirde bilginin peşine düşenler) için. Ayrıca İslam yani fıtrat; her insanın içinde kodlanmıştır. Bu yüzden de mesela siz; düşünerek ve edindiğiniz bilgileri akıl süzgecinden geçirerek (eleştirel duşünme) doğru davranışları, insanî olmayı, insana değer vermeyi gerçekleştirebiliyorsunuz. Bu da gayet doğal. Çünkü din içimizde zaten. İster Tanrı var deyin ister yok deyin. Hiç fark etmez. Selam ve sevgilerle
@feridehmedli4784 жыл бұрын
"Ayrıca İslam yani fıtrat; her insanın içinde kodlanmıştır" şahsi inancına saygı duyuyorum. mutlak doğruya ulaşmanın bu kadar kolay olduğunu da ilk kez duyuyorum .d
@birkucukprens4 жыл бұрын
@@feridehmedli478 Aksi durumda Tanrı insana zulmetmiş olurdu ve Tanrı zâlim değildir.
@birkucukprens4 жыл бұрын
@@feridehmedli478 Bu arada bu fıtrat mevzusunun Kur'an'daki yeri Rum Suresi 30. Ayet. 30. Surenin 30. Ayeti.
@feridehmedli4784 жыл бұрын
@@birkucukprens hayır sadece demek istediğim, insanın içinde kodlanmış bir "fıtrat"ın mevcut olduğuna dair tek kanıtın kutsalın olan yani yazılarına inandığın bir kitap mı? tamam belki de kuran hakikattir ben bir hataya düşrek dinsizliğe sürüklendim fakat küçük bir felsefe yapalım, insanın "fıtrat"ına dair kanıtın nedir? yada bu fıtratın birisi tarafından yaratıldığına, allah tarafından yaratıldığına olan kanıtın nedir? bu konularda verecek bir cevabın yoksa, söylediklerin kendi dini inancından öteye gitmez. Dini inançlar farklı ola bilir, herkesin kutsalı, inancı bu konuda değişe bilir. bu yüzden senin inancını mutlak doğru olarak kabul edersek, diğerlerine haksızlık etmiş oluruz.hiçbirisnin gerçekliğine dair elde tutulur, diğerinden üstün bir kantı da olmadığı için dini inançlar genel anlamda biribiriyle eşdeğerdir. Mutlak doğruya, bilgiye, hakikate yada havvking in dediği gibi "teorilerin teorisine" giden yolda dini inançlar kültürel değer ve kültürel farklılığı öğrenme, bu konuda bilgi sahibi olma dışında hiçbir anlam taşımaz.
@birkucukprens4 жыл бұрын
@@feridehmedli478 Cevap Kur'an'da değil elbette. Bizzat her insanın içinde ve öyle de olmak zorunda. Çünkü insanlar dunyanin dört bir yanında. Bütün insanların ortak olarak kabul ettiği değerler de yanlışlar da (yalan söylemek, öldürmek gibi başlıca kötü olan şeyler ve ihtiyaç sahiplerine yardım etmek, doğruyu söylemek vs.) hemen aynı şeyler. Bunun için temelde bir peygambere ve kitaba da ihtiyaç yok. Gelgelelim Tanrı merhameti ile yine de zaman zaman insanın içindeki vahiy ve peygambere (yani fıtrat=Küçük Prens) ek olarak vahiy ve peygamber göndermiştir. Çünkü bazıları ek uyarılara muhtac oluyor. Tabi yine de buna rağmen sırt çevirebiliyorlar. Çünkü insan; içinde iki denize de (ontolojik iyiyi ve kötüyü seçebilme potansiyeli) de bunu seçebilecek özgürlüğe de sahiptir. Öyle de olması gerekir.
@sudekaya14374 жыл бұрын
kendi yaşamımızda da süslü laflar kullanarak anlattıkları şeyleri daha gerçekçi ve kendilerinin daha zeki olduğunu kanıtlamaya çalışan insanlar vardır semai dinleri bu insanlara benzetiyorum süslü laflarla insanların kafalarını karıştırıp imkansız hala getirip inandırmayı amaçlamış ve insanları belli bir düzene sokmaya çalışmışlar bence akla ve mantığa uymaması bu yüzünden doğruluğuna değil saçmalık olduğunu gösterir
@ahmetsinerji31324 жыл бұрын
İnsanlar zaten bir şekilde düzene giriyor, semavi dinlerin haricindeki her şey zaten bir hayat görüşü sunduğu İçin onlarda dindir. Nasıl yaşayacağını düşüneceğini, tüketeceğini belirler. Doğa kanunlarına da inanırsın o zaman da 1 yaratıcı yerine onlarca yüzlerce yaratıcıya inanmış olursun; atom, molekül, güneş, ay vs gibi
@sudekaya14374 жыл бұрын
@@ahmetsinerji3132 inanç meselesi daha kişiseldir doğa kanunları ise kanıtlanmış bir şeydir ne demeye çalıştığınızı anlayamadım
@tenetufeka72264 жыл бұрын
Nasıl bir süslü varsa 1500 yıl once soylenen süslü sünneti nebevinin dediğini hersafada tıp tastiklıyor gun geçtıkçede bu artıyor
@yasinatak13134 жыл бұрын
Eğer bir yaratıcı varsa kendi ismini, sıfatlarını, emirlerini ve yasaklarını bildirir, yaratıp ortaya bırakmaz. Yani bir oterite varsa onun mutlaka kanunları vardır. Kanunsuz devlet olamayacağı gibi kanun koymayan ya da koyduğu kanunları bize bildirmeyen yaratıcıda olamaz anlıyor musun? Mesela kendi öz annesi ile evlenen bir gence bunun nedeni sorulduğunda bu kişinin: “Onu çok iyi tanıyor ve onu seviyorum. Onunla evlenmemde neden sakınca olsun?” şeklinde cevap verebildiği görülebilmektedir. Yemek ihtiyacını gidermek için insan ile hayvan arasında bir ayırım yapmayan, hattâ insan kanı içtiğinde kutsandığına inanan insanların varlığı düşünüldüğünde, gerek bu kişilerin gerekse verilen diğer örneklerde görülen uygulamaların yanlış olduğunun kesin olarak iddia edilebilmesi için ilâhî bir buyruk dışında başka ne gibi bir neden aranabilir? Bu durum, o devletin yasalarına göre sorun teşkil etmiyor diye yaratıcı katında günah olmadığı anlamına gelmiyor. Ya da zamanın da hitler savaş kanunu çıkarıp milyonlarca insanı katletmesi o yasaya uyanlar için sorun teşkil etmeye bilir ama yaratıcı katın da çok büyük günah işlemişlerdir. Bütün bunlar, dinin kaçınılmaz bir zaruret olduğunu gözler önüne seriyor.
@xazterfothes72664 жыл бұрын
@@yasinatak1313 sanırım müslümansın ve insanın çok özel bir canlı olduğunu düşünüyorsun. Bana kalırsa insan bir kedi,köpek,fare veya bir elmadan daha kıymetli değil. Eğer gerçekten senin dediğin gibi önemli olsaydık hayvani yönlerimiz olmazdı ve gerçekten bir tanrı varsa kendini belli ederdi.
@SG1983-SG4 жыл бұрын
O zamanın insanları en azından saçma olduğunu kabul ediyormuş, bu da bir şey sonuçta.
@metinarkadas76484 жыл бұрын
Helal olsun sana tesekürler.
@pantarhei81284 жыл бұрын
Konfüçyüs gelsinnn.
@friedrichfermi65593 жыл бұрын
İman hiçbir şeyden üstün değildir
@omerfarukkaya73554 жыл бұрын
bilgi ile sanı( ya da ne bileyim doktrin ) arasında bir fark var elbet lakin bence yok ya, niye (?) çünkü bilgiye bilime de insanlık aslında sanı ile gelmemiş midir yani demek istediğim her şey bir varsayım ve de ardından belli koşullarla bir döngü halinde ilerlemiyor mu? ne bileyim biri zamanı önemsiz kılar biri sıcaklığı biri ısıyı diğeri de ne bileyim dış etmeni işin içine katmaz ama yine de bir sonuca ulaşır ulaşmasına da belki varsayılanlar değişse ona bağlı yine koşullar da değişse daha elverişli bir sonuca varılabilir.tamam yer çekimine inanıyorum demek biraz garip lakin aslında yer çekimine kadar ki sunulan kuramlar da ispatlabilirlik için varsayım ve ardından gelen koşulların birbirini desteklemesinden gelir ve bu aslında son derece ciddi ve de kontrollü sanılar kümesinden ibaret değil midir? eyw kullanışlı olan bilgidir ve de bu yüzden inanç göz önünde bulundurulmaz lakin bu teoremlerin kullanışlılığına duyulan bir inancı da gerektirir örneğin bir telefon alıyorsunuz ve özelliklerinin yeterliliğinin sizin kullanışınıza uygun olup olmadığına inanarak tercih yapıyorsunuz . bence bilgi ile inanç arasında çok sıkı bir bağ var o da bilginin aslında en baştaki bir koşullara bağlı bir varsayma ,sanı,zannetme ,doktrinden gelmesinden dolayı BENCE(?)[Yazım ve noktalma hatalarım rahatsız ediciyse kusura bakmayın ama bence onları da çok takmayın.]
@muharremkaya67063 жыл бұрын
Merhaba, Bir sorum var. İsanın çarmıha gerildekten sonra dirilmesi ya da dirilmemesi o anı yaşıyan topluluk için kesin bir bilgi ya da gözlem . Bu durum da onlar için imanlarınnı sınayacak bir durum değil.Bu olaya tanık olmayanlar için bunun imansal bir sınav olması bana haksızlık olarak geliyor.Bu konuyla ilgili ne düşündüğünüzü merek ediyorum. Emekleriniz için teşekkürler.
@abidinylmazkaya3892 жыл бұрын
146* O sizi sevgisinden var etti... O'na ulaşan yol yalnız sevgi yoludur. Her şeyi O'nun var ettiğini biliyorsanız, O'nun var ettiği her şeyi sevmelisiniz. Size kötü olan, yalnız kötü düşüncelerin ve kötü düşüncelerinizin yarattığıdır... Çekinirseniz onlardan çekininiz. Güçlü olmanın tek yolu, beraber olmaktır. Sizin ihtiyacınız olan güç yalnız birliğinizde vardır. Bunun için. önce gönüllerinizden ve düşüncelerinizden işe başlayınız.@
@TTTupload4 жыл бұрын
"İnanıyorum çünkü saçma" dini bilimsel bulmadıkları için, kanıt olmadığı için dine inanmıyorum diyenlere gelsin :) Din , Allah ispatlanabilseydi eğer zaten din olmaktan çıkardı.
@beraat84 жыл бұрын
Bilimsellik ve mantık farklı şeyler olduğu gibi, bilimsel kanıt/ispat ve mantıksal kanıt/ispat da farklı şeylerdir. Tabi ki de din bilimsel değildir ancak dinden sorumlu tutulmanın ilk şartı da akıl sahibi olmaktır.
@ilkertozluklu76194 жыл бұрын
Olayi kavramaktan çok uzaksin
@lcaiyn4 жыл бұрын
kavrayamadığın şeyden sorumlu tutulmak hiçbir mantıklı tanrının yapacağı bir iş değil gibi geliyor
@beraat84 жыл бұрын
@@lcaiyn ama kavrayabileceğin şeylerden sorumlu tutmak tam da "mantıklı" bir tanrının yapacağı bir iş gibi duruyor.
@beraat84 жыл бұрын
Geçmişte kavrayamamış olman; şu an veya gelecekte, ön yargısız bir şekilde yaklaştığında kavrayamayacağın anlamına gelmez.(senin özelinde konuşmuyorum)
@rez38884 жыл бұрын
Bu tartışmada 3 cü taraf olmak her zaman için iyi bilim inanç ile kıyaslandığında gözlemleye bildiğimiz için daha mantıklıdır, halbuki bu bir kıyastır. Descartes gibi her şeyi kökünden sorgulamak her şeye skeptik bakmak en iyisi.
@muratkul72924 жыл бұрын
bende dinin yani inanmanın mantıklı olduğunu düşünüyorum çünkü mantıklı
@unsalgaye3 жыл бұрын
Hiç mantığına uymayan duruma imanda edilemez. Biraz iman için bile mantıkdan doğan belli bir inanç olmalı. 'Hiç birşey kendiliğinden olmaz, dolayısıyla bir tanrı olmalı' mantığı üzerinden gidilerek iman oluşuyor kişilerde. Veya bu yeterli gelmediği için oluşmayabiliyor. Kişiye en yakınlarının kendisine yıllarca yaptıkları iyi hareketlerden dolayı insan o kişilere güven 'iman' duyar ve gelecektede kendisi için iyi şeyler yapacaklarına ait bir inancı olur. Bunun aksi olursa bir inanç oluşmaz. Bu tanrı içinde birebir bir örnek olamasada bir miktar benzeşme gösterir.
@omer_bag_cicek_034 Жыл бұрын
Kimse dememiş mi o zaman, peki doğru dini nasıl tespit edicez.
@hasantuncer21024 жыл бұрын
Harika
@kutupyldz14103 жыл бұрын
Bize kavuşmayı ummayanlar dediler ki .üstümüze, melekler inse veya rabbimizi görsek olmaz mı? Yemin olsun ki kendi benliklerinde büyüklük kuruntusuna düştüler ve korkunç biçimde azdılar .melekleri görecekleri günde o günahkarlara hiçbir müjde yoktur .şöyle diyecekler yasaktır yasaklanmıştır.
4 жыл бұрын
Teşekkürler.
@muhendisChe4 жыл бұрын
İman akıldan üstün olaydı, tarih boyunca iman edenler refah, barış, huzur içinde yaşardı. Bunun tek bir örneği yoktur..
@michealcorleone35242 жыл бұрын
Aşşırı saçma. Şöyle ki çok iyi bir insan oldugunuzu düşünün ama refah içinde yasayamayabilirsiniz çünkü yeteri kadar kazanamiyorsunuzdur. Barış içınde yasayamayabilirsiniz çünkü topraklariniza savaş açilmistir. Huzur icinde yasayamayabilirsiniz çünkü coğrafya müsaade etmiyordur. İyi bir insan bireyselde bunlari elde edemeyince kötü mü oluyor, hayir tabi ki. Bir toplulugun elde edememesinden dolayi onlar suclanabilir mi hayır tabi ki.
@mustafakoser82563 жыл бұрын
EN USTUN AKILDIR HERSEY ONA TABIDIR
@yusufyakupoglu43212 жыл бұрын
Aklın idrak edememesi ile mantıklı olmayan demen felsefe ortaya koyman değil ateistliğin mantığına büründürülmesi