Afşar Timuçin'in ''Düşünce Tarihi'' serisini nasıl buluyorsunuz?

Ölümden sonraki yaşama inanmayanlar, Tanrı’ya da mı inanmıyorsunuz? Peki o zaman niye 3 kollu beş bacaklı değiliz?

Düşünsenize bu kadın video çekiyor, biz izliyoruz, dışarıda hayat akıyor, bilim adamları cayır cayır araştırma yapıyor... Sonra dallamanın biri çıkıp acaba bu gördüklerimiz, sen, ben, evren... her şey gerçek mi yoksa yanılsama mı? Yoksa bir simülasyonda mıyız? En tuhafı da o dallamaya filozof veya bilim adamı olarak saygı duyanlar var.

Sizde ki beyni kâinata taksalar bing banga geri döner

❤

An itibariyle tam olarak inandığım şey şu; ("Gerçek" olgusunun bile ne olduğu belli değilken) Gerçek olmadığımız ya da olamayacağımız! Şöyle ki; herşey ama herşey o kadar saçma ki, bir bilgisayar oyunu içerisindeki bir karakter olduğum fikrinden kendimi alamıyorum! Bununla paralel bir şekilde, tam olarak "Truman Show" senaryosunun ortasındaymış gibi hissetmem. Sanki benden başka herkes herşeyi biliyormuş ta (biliyor olmalılar, çünkü bu denli absürd bir ortamda hiçbir şey yokmuş gibi davranabiliyorlar) benden gizliyorlarmış gibi yani. Bu söylediğimin bir miktar şizofrenik gözüktüğünün farkındayım bu arada.😊

Varlığımı sorgulamanın ne olduğunu unuttum sayende , Boşluktayım ... ama hoşuma gidiyor ...ama ne gidiyor .. neden gidiyor .. ne şekilde gidiyor ... Hiç sorun değil ...Teşekkürler

Bu icerik tam da bir kisisel gelisim programi olmus😂

Sevgili Dilara, İnsan beyni inanç oluşturacak şekilde (kısaca) evrimleştiyse eğer neden benim ya da dünyadaki başka milyonlarca insan için benzer bir durumdan söz edemiyoruz? Bu durumda bizlerin söz konusu evrimi ıskaladığı söylenebilir mi? Ya da şöyle mi demeliyiz; "Evet belki teist bir inanç geliştirmedin ama başka başka inançlar geliştirmiş olmalısın" Teşekkürler

Tanrı'nın cezalandırıyor olması onu antropomorfik yapmaz ki. Allah'ın sıfatlarından biri olan "Kudret sahibi olması" ile açıklanır. Tersten bakmak zorundasınız. İnsanlarda Allah'ın sıfatlarının cüzi miktarda tecellileri vardır. İnsandan Tanrıya giderek antropomorfik diyemeyiz. Yiyen, içen ve haliyle tuvalete giden, (yeme içme ihtiyacı itibariyle de acziyet ihtiva etmesi) Tanrıyı antropomorfik yapardı. Keza Budizm'de veya yunan mitlerindeki tanrı betimlemeleri de bu şekilde olduğu için mantıken onları reddedebiliriz. İmam Gazali özellikle felsefe noktasında felsefenin kendisiyle kavga etmiyor. Felsefe ve bilimin İslam Akaidine ters düşen ve "dinsizlik propagandası" yapan yüzü ile mücadele etmiştir. İmam Gazali, sahip olduğu İslami İlimler itibariyle sahip olduğu ilim ve feraset bakımından gelinebilecek en üst düzeye ulaşmıştır -ki dönemin tüm İslam alimleri bu konuda hemfikir olmuştur. Bu nedenle "Gazali ne dediyse doğrudur." deriz. Öte yandan İbni Sina, Farabi gibi isimler alenen dinden çıktıklarını, İslamı reddettiklerini söylemedikleri için biz onlara kafir diyemiyoruz. Gazali der mi? O der. Ama bunlara arğmen ibni sina, farabi gibi isimler "müslümanım" demişse ve başka bir şey zikretmemişse biz onları gayrimüslim olarak kabul edemeyiz. Ayetle sabit olan bir bilgiyi şayet bir Müslüman, akıl-mantık süzgecinden geçirerek yorumlayıp hüküm üretmeye kalkarsa, evet dinden çıkmış olur.

13:52 tanınmak istediği çıkarımına katılmıyorum. sadece yaratmış ve yaradılmışların yaradılış fonksiyonunu aktarmış.

Öncelikle iyi niyetli olduğunuza canı gönülden inanıyorum.Derinlere daldıkça daha değerli şeylere ulaştığınızı ve bakış açınızın pozitif olarak değiştiğini görüyorum.Yolculuğumuz devam ediyor.Anlama,anlatma ve yaşama...

Aynı yaşamı tekrar tekrar yaşamak mümkün olsaydı, hayvanlar tarafından büyütülmek, dünyayı, hayatı onların gözüyle deneyimlemek isterdim elbette. Hem de insan olmama rağmen! Tartışmasız tüm hayvanlar (üstelik biz akıllı! insancıklar tarafından akılsız! olarak yaftalanmışken ) her türlü ölçütte insan ırkının kat be kat ötesindeler.

Bilmemek, görmemek varolmadığı anlamına gelmez. Bir yağmur damlası okyanusu idrak edebilir mi. Evrende milyarlarca var olan gezegenlerden birinde yaşıyoruz, evrende tozdan ibaretiz, dünyada karınca neyse evrende biz oyuz, diğerler gezegenlerde ne gibi canlılar yaşıyordur şuan için bilmek mümkün değil, bunun hakkında bir belgesel vardı "uzaylıların dünyaları" bilim ile hayal gücünün birleştiği iyi bir yapım izlemenizi tavsiye ederim. İlerde gelişen teknoloji ile her gezegene herşeyi kaydedebilen bir robot gönderip oradaki canlıları araştırabiliriz bundan 2 bin yıl sonra belki 😂 Dünya dışında yaşam olma olasılığı çok yüksek biz bilmiyoruz sadece 😂 Günümüzden 400 yıl önce antartika keşfedildi o zamana kadar öyle bir yerin varlığı bilinmiyordu dolayısıyla orda yaşayan canlıların varlıklarıda bilinmiyordu. Başka gezegenlerde hayat var, keşfedilecek ama biz göremeyeceğiz. Belki bu yorumu günümüzden binlerce yıl sonra birisi okuyacak ve adam haklıymış diyecekler 😂

Felsefede hakka çıkar . Bütün ilimlerden ona ulaşılabilirdir. Çünkü ilmin kendisi dahi ondandır .

Şeyi anlayamadim. Zizek'in, Filistin halki kapali hapisanede yasayip yillarca zulüm gördüğü halde Hamas'ı özgürlük mucadelesi veren degil de teror örgütü olarak kabul etmesi neden acaba 🤔

Varmısın Yokmusun karar ver be adam melonkolik tipler gibi bitirdi bizi...

bedenimizin varlıgı belkide başka bir şeyin varligı bedenimize gelince bir gecenci taşıyıcı eskiler emanet derler

12:05'te okuduğunuz bilgi hangi kaynak/ kitaptandır, acaba?

1-KİŞİSEL GELİŞİM, adı üstünde, kişisel bir şey olduğu için, öyle herkese uygun, ortak bir kişisel gelişim programının yapılması ve uygulanması imkansız gözüküyor, dolayısıyle, KİŞİSEL GELİŞİM dediğimiz şey, esasen, her insanın kendi cüzzi iradesi ile seçeceği bir KADER SEÇİMİ programıdır. 2-Ve Tanrı, bu kişisel gelişim olgusunu, mealen ''BİZ, HER İNSANIN KADERİNİ KENDİ ÇABASINA BAĞLADIK'' ayeti ile açıklığa kavuşturuyor, o nedenle, kişisel gelişim olgusu, her bir bireyin tercih ettiği bir kaderi(=ölçüsel yaşam biçimini) seçmesi ve uygulaması ile ilgili, tamamen BİREYSEL BİR HUSUS´tur. 3-Dolayısıyle, insanların, Tanrı´nın yarattığı nesnel varoluş yasaları bağlamında, hiçbir ÖZGÜR İRADESİ yoktur, ama o nesnel yasalar(=nesnel ölçüler=nesnel kaderler) çerçevesinde, dilediği bir yaşam şeklini, yani kendi kaderini kendi eliyle çizmesi hususunda cüzzi bir iradesi vardır. 4-Bu demektir ki, Tanrı, insanların kader seçimlerini, insanların bireysel tercihine ve iradesine bırakıyor.Ayrıca, insanın kader seçimi tek bir husustan oluşmaz, yani bir insan, örneğin, hem sağlıklı, hem kültürlü, hem filozof, vb. olmak üzre çeşitli hedefler edinebilir, bu durumda, o insan, parçasal olarak, herbir hususun doğasına uygun UZMANLAŞMIŞ kişilere başvurmak ve ayrı ayrı gelişim programlarını devreye sokmak zorundadır, zira herbir hedef, ayrı birer kişisel gelişim biçimidir.Bu da, ancak, ayrı ayrı ÇABALARI gerektirir. 5-Fakat şunu da unutmamak gerekir ki, seçilen her kişisel gelişim programı birer ÖLÇÜSELLİK olduğu için, her ölçünün, uzun vadede de, iyi ya da kötü sonuçları vardır, dolayısıyle, insanlar seçemediklerinden değil ama seçtiklerinden sorumludur. 6-Bu noktada, Tanrı´nın mealen ''O, ASLA KÖTÜLÜĞÜ EMRETMEZ, İYİLİĞİ EMREDER'' ayetini de gözönüne alırsak, Tanrı'nın, kişisel gelişim noktasında, insanlara yararlı olabilecek yani iyilik getirecek kişisel gelişim programlarını salık verdiği de, gün gibi anlaşılır, velhasılı kelam.Sağlıcakla ve dua ile :)

İbni Sina ve varlık nazariyesi/prof Hüseyin Atay

Bir süredir politika, sosyoloji ve alanım olan eğitim üzerine okumalar yapıyorum. Eğitim psikolojisi, sosyolojisi ve felsefesi dersleri aldım. Üniversiteye başladığım sıralar aldığım ama okuma fırsatı bulamadığım bir iki kişisel gelişim kitabını yıllar sonra elime aldığımda okurken belli bir yerden sonra sinirlendiğimi farkettim, bitirmedim de zaten. Son zamanlarda çok "mutlu" bir hayat yaşadığım söylenemez ama kitapta söylenen şeyler o kadar sığdı ki. "Yanlış düşünce kalıpların var, işte şu olumlamaları yapmıyorsun, kendine ben başarılıyım mutluyum diyip inandirmiyorsun ondan mutsuzsun, mutsuz insanlar mutsuzluğu kendileri yaratir vs. vs." Videonuzun tam üzerine denk gelmesi güzel oldu.

gazalinin argümanı

Sevgili Dilara, bence "kör" ve "aksak" gibi kelimeleri kullanmamalıyız. Sizi dinleyen bir görme engellisi olabileceğini hiç düşündünüz mü?

13:30 hayat değiştirecek bir bilgi gerçekten

Newage naturalistlerle teistlerin arasına sıkışmış bir kültürden bıktım

Keşke konugunuza daha fazla söx hakki tanisaydınız

Çok keyifli bir sohbet kendimi sizlere yakın hissettim ben de önceki hayatim da s.ali yada dostoyevski miydim acaba 😊

Dilara hanim dolu dolu bilgili kültürlü ve çok net

Ne yazik ki sizde konuyu yanlis anlamissinoz ve objektiflikten yoksun bir video olmus..

bu videoyu reelse de ekleyin lütfen daha çok izlenme alır

Yapısöküm.

Zen'e dair bir merak uyandırma, bir ZEN101 videosu olarak çok başarılı bir video. Umarım daha çok insanın, Zen hakkında daha çok şey öğrenmesine neden olur.

Niye herşeyi bukadar incelemeliyiz çok incelemek robotlasmaktir

🛑İşte bu süper👏👏👏 Özellikle akademideki öğrenciler için büyük kolaylık olacak. Üstelik o kitapları okumak isteyenler için de, kitap açıklaması gibi olur. Tüm emekleriniz için canı gönülden teşekkürler🙏❤️ Ayrıca bir soru: Acaba Diamond Tema ile, onun kitabı ( İlahi Tragedya ve Agnostisizm) hakkında bir program yapar mısınız? Özellikle sizin gözünüzden kitaba bakış açınızı ve yorumunuzu çok merak ediyorum. Seviliyorsunuz. İyi ki varsınız❤️

Harika👍🙋‍♀️

Bu davete icabet etmek gerek 😂😂

#shorts etiketi eklerseniz dikey videolar hak ettiği bölümde daha güzel izlenme alabilir. Başarılar.

Çok güzel olmuş. Kendi görüşlerini paylaştığın için teşekkürler. ❤

Harika

John Locke videosuna nolduu??

Tanrı yaratıcı varmı yokmu diye diye? gözün aydın gördüğüm kadaryla ateist deist gençlik çogunluklda avrupda ateizmin en yüksek oldugu fransada en küçük bir protestoda eylemde tüm dükkanlar magazalar yagma talan ediliyor caddelerdeki tüm araçlar yakılıyor ayeist olunca çok mutlu oldukları için her 5 dakikada bir cinayet yada intihar vakası oluyor

Flozofum,Thomas paine videosu yaparmısın mersi😊😊😊❤❤❤

1-Pelin hanım, madem ki şu SONSUZLUK kavramı sizi çok zorluyor, o zaman, izninle, elimden geldiğince SONSUZLUK´un ne olabileceğini irdelemeye çalışayım ^^. 2-Sonsuzluğun olmazsa olmazları nedir? : a-başlangıcı olmama(=başlamama) b-bitimi olmama(=bitmeme).O halde, başlaması ve bitmesi olmayan şey mutlak bir HAREKETSİZLİK´tir(=sabitliktir), dolayısıyle SONSUZLUK, aslında, KESİKSİZLİK´tir(=kesiksiz varoluştur). 3-O halde, başlaması olan birşeyin, muhakkak bir bitişi de olur, dolayısıyle o şey SONSUZ olamaz, yani o şey ancak KESİKLİ BİR VARLIK olabilir. 4-İŞTE, sonsuz ve kesiksiz varlığa TANRI, sonlu ve kesikli varlığa da EVREN denir. O zaman, Tanrı, zorunlu biçimde hem MUTLAK İLK(=sonsuz ilk), hem de MUTLAK SON´dur(=sonsuz sondur). 5-Dolayısıyle, sonlu ve kesikli bir evrenin MUTLAK BİR HİÇLİK´ten çıkması imkansızdır, ama İZAFİ BİR BOŞLUK´tan çıkması mümkündür.HİÇLİK, ne boşluğun, ne de doluluğun olmaması durumudur, ama boşluk, bir boşluk enerjisi olarak, içinde karşıtı doluluğu da taşır, yani boşluk olmadan doluluk, doluluk olmadan da boşluk olamaz. 6-Bu durumda, SONSUZ TANRI´nın yaratma fiili, BOŞLUK VE DOLULUK´u birlikte kapsar, yani önce boşluğu(=boş yüzeyi=boş levhayı) yaratır, üzerine de doluluğu yazar(=boşluğu titreştirir=titreşim enerjisini yaratır).Dolayısıyle, boşluk ve doluluk, MUTLAK BİR HİÇLİK´te değil, fakat Tanrı´nın SANAL HAYALİ´nde yaratılır, zira mutlak hiçlik olsa idi, o mutlak hiçliğin kendisi Tanrı olurdu ve o mutlak hiçlik dönüştürülemez olurdu. 7-Demek ki, SONSUZLUK kavramı sadece MUTLAKLIK ile yani DÖNÜŞTÜRÜLEMEZLİK ile örtüşür.O halde, sürekli hareket ve dönüşüm halindeki bir EVREN´in sonsuz olması imkansızdır.Fizik literatüründe söylenegelen ''EVREN SONLUDUR AMA SINIRSIZDIR'' ibaresindeki SINIRSIZ kavramı, bana göre, sonsuzluk anlamına değil, KESİKLİ SÜREKLİLİK anlamına gelir, zira sonlu bir evrenin, Tanrı gibi, KESİKSİZ olması mümkün değildir. 8-KUANTUM FİZİĞİNE GELİNCE : Hernekadar kuantum fiziği konusunda donanımlı olmasam da, bence, kuantum fiziği, tam da, MÜMKÜN EVREN´i açıklayan şeydir, zira kuantum fiziği BELİRSİZLİK VE OLASILIK İLKESİ´dir.Ve Tanrı zorunlu varlık ise, mümkün/olası evren de, ancak kuantatik olarak olasılıklar ve belirsizlikler alanına ve hesabına dayalı olarak gerçekleşebilir. 9-Yani, bana göre, kuantum fiziği, evrensel varoluşun temelinde OLASILIK YASASI´nın yattığını, dolayısıyle, zorunlu varlık olan Tanrı´nın, mümkün/olası varoluşu(=mümkün alemleri) olasılık yasalarına ve hesabına dayalı biçimde yarattığını belgelemektedir, velhasılı kelam.Sağlıcakla ve dua ile :)

Teistlerin en büyük açmazlarından biri de şu; Bu dünyayı, güneş sistemini, evreni, vs. fazlasıyla kompleks bulup, tüm bunların "nedenini-nasılını" anlamanın, kavramanın, idrak etmenin insan zihni ile mümkün olamayacağını belirtip, doğal olarak tüm bunlardan çok daha komplike, karmaşık, hayret verici olması gereken bir yaratıcıyı "refleks" olarak kabul etmek! Bu durum beni oldum olası çok şaşırtmıştır.

Mesele bu konuşmadan yada bu sentezden ne aldık ne kanıtlandı,ne kullanılabilir,ne gibi ders çıkardık yani elimizde ne var…..dünya ve ülkeler liderlik yapacakların tercihlerinin kaderini yaşıyor..çıkıyor lider Gazali’nin felsefesi olacak diyor,kimisi islam İran’dan girmiş islam olacağız demiş,kimisi böyle devlet olmaz laik olacak ülke demiş,bu arada bilim ilerliyor ve olması gereken yaşam dünya şekilleniyor….problem,yaşadıkça memnun olunmayan durumu değiştirememek yada onu atamamak..nedir bu saçmalık diyememek..ileri çağda gericiliği oynamak.Tanrı,Allah emriymiş miş😂…korku tüneli kurulmuş ki bu hastalık..hiçbir emir kıstas zorlama yokki..olmasıda akıl dışı.şimdi kim kafayı yemiş kim sağlam görebiliriz.😂sosyoloji ahlak psikoloji ve hukukta insan portresini çizmiş Tanrı….😊😊😊ibni sina tıp uzmanıydı,kütüphanede büyümüş,bitkilerle evli😂,Gazali bir yazar bilimci şair…😂😂😂YAni….her gözle görülmeyen şeye tek kelime edene kul kölemi olunacak,,,delisi bitmezki..😂😂😂deneme diye bişey var demi..Allah derki heryıl bi kere evimde biraz bok yiyeceksin imam yedirir,ki nimetlerin değerini bil..hadi hadi uygula..😂😂😂neler neler yapıyorsunuz lenn…neyse Tanrıyı anlatan herşeyi çöpe atın.kimse bi bok bilmiyor..yüzbin akıllı birbirini yiyip duruyor😂😂😂❤

1-Bu noktada, Tanrı´nın mealen şu ayetini anımsamak hem çok zorunlu, hem de çok ışık tutucudur : ''O, HERŞEYİ ÖRNEKSİZ YARATMIŞTIR'', ki bu ayet, apaçık, hiçbirşeyin kendiliğinden bir ASIL´ının olmadığını bildirmektedir. 2-Dolayısıyle, evrenin temelinde yahut bilincin temelinde bir ARKETİP(=asıl=asli varlık) aramak boşunadır bence, ama insanoğlu, herşeyin temelinde şu veya bu arketipin olduğunu, masalsı ve mitolojik olarak VARSAYABİLİR(=kurgulayabilir=uydurabilir). 3-Peki Tanrı herşeyi neden ÖRNEKSİZ(=arketipsiz) yaratıyor? : Çünkü, bir KENDİLİK olarak, sadece kendisi ASLİ VARLIKTIR, dolayısıyle, O´nun dışında ASLİ BİR VARLIK olamaz. 4-O halde, Tanrı´nın yarattığı herşey, aslı olmayan İMAJİNATİF(=hayali) olmak zorundadır, ama ANLAMSIZ olmamalıdır, zira bizatihi SONSUZ ANLAMLILIK olan Tanrı´nın yaratma işi de anlamlı olur.Dolayısıyle, insanın ana amacı, bir ARKETİP´in peşinde koşturmak değil, fakat ve bilhassa ANLAM(-LILIK)´ın peşinde koşturmak olmalıdır. 5-Zira, Tanrı ZORUNLU VARLIK´tır(=bizatihiliktir=kıyambinefsihiliktir=mutlak kendiliktir), yarattığı evren ise MÜMKÜN VARLIK´tır(=ancak hayalde gerçekleşmesi mümkün olan varlıktır=ancak Tanrı´nın hayalinde yaratılması mümkün olan varlıktır=izafi varlıktır).Dolayısıyle, ancak zorunlu varlık bizatihi ASLİ VARLIK olabilir, ama yaratılan varlık ise, ASILSIZ VARLIK olabilir. 6-Dolayısıyle, evreni yaratırken, Tanrı´nın örnek alabileceği ZORUNLU BİR İLK VARLIK(=arketip bir varlık) yoktur doğal olarak. 7-O zaman, hakikati keşifte, ZORUNLU VARLIK(=yaratılmayan Kendilik=Tanrı) ve MÜMKÜN VARLIK(=yaratılan hayali varlık=evren) ayrımı son derece önemlidir.Ve bu ayrım yapılmadığı sürece, varoluşu anlamlandırmada, bir sürü MİTOLOJİK ARKETİPLER(=mitolojik masallar) üretmek kaçınılmaz hale gelir. 8-NİHAYET, varoluş, Tanrı´nın mahlukatı, örneksiz olarak, hayal etmesidir, dolayısıyle hayal varlığın ASLI diye birşey olmaz fakat hayal varlığın ANLAMLI YASALARI olabilir ancak, ve Tanrı´nın yarattığı oluş yasaları da, insanlar tarafından ne varedilebilirler, ne de yokedilebilirler, ama sadece keşfedilebilirler. 9-Fakat elbette, mitolojik anlatılar, insanın ufkunun giderek açılmasında, önemli bir işlevi de görürler, zira insan düşüncesi/bilgisi/bilinci DÜŞE-KALKA gelişir, bunun başka bir yolu yok, velhasılı kelam.Sağlıcakla ve dua ile :)

İslam felsefesi ve dini hısısumda hala araştırma ve videolar göremedik pelin hanım